Ülkemiz bin yıllar boyunca medeniyetlere ev sahipliği yapmış toprakların üstünde bulunuyor. Kimler yaşamamış ki burada? Osmanlılar, Selçuklular, Hititler, Bizans… Saymakla bitmeyen bu büyük uygarlıklar insanlık tarihine yön verdiler ve inşa ettikleri anıtlarla geriye kültür dolu bir miras bıraktılar. Daha da geriye gidelim, Neolitik devre örneğin. Kendisine Cilalı Taş Devri de diyoruz ve M.Ö 8000-5500 yılları arasını kapsıyor. “O zamanda medeniyet mi varmış?” diye düşündüyseniz hemen cevap veriyoruz: Varmış. Hatta daha eski tarihlerde bile; Urfa’daki Göbeklitepe’nin M.Ö. 9.000 yıllarında inşa edildiği düşünülüyor!
Ülkemizde Kültür Bakanlığı’nın koruma altına aldığı 78 adet antik kent bulunuyor. Listeye alınmayanlarla beraber sayıları 100’ü geçiyor. Bir de henüz keşfetmediklerimizi düşünürsek, nasıl bir kültür zenginliğinin üzerinde yaşadığımızı daha iyi fark edebiliriz.
Türkiye’nin antik kentleri tüm sezon boyunca gezginlerin akınına uğruyor, o yüzden otel rezervasyonunuzu önceden yaptırmalısınız.
Efes Antik Kenti, İzmir
Tarihi M.Ö. 6000’li yıllara kadar uzanan kadim kent Efes, zamanında çok büyük bir ticaret merkeziymiş ve aynı zamanda Hristiyanlar tarafından kutsal olarak kabul edilirmiş. Roma döneminde Asya eyaletinin başkenti yapılan bu liman şehri, yaklaşık 200.000 insanın yuvasıymış. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı da buradaymış; zaman tüm bunları arkasında bırakmadan önce…
Efes Antik kenti ulaşımı oldukça kolay. İzmir şehir merkezinden tren ve minibüsleri kullanarak oraya pratik bir şekilde varabilirsiniz.

Hattuşaş Antik Kenti, Çorum
Görkemli Hitit Medeniyeti’nin başkenti olan Hattuşaş, Çorum merkezine 80 km. uzaklıkta bulunuyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan bu antik kentte, dünyanın ilk yazılı antlaşması olan Kadeş’in metinleri bulunmuş ve eser halen İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Tapınakları, kabartmaları, çivi yazıları, kalesi ve diğer antik yapılarıyla ziyaretçilerini eski zamanlara götüren Hattuşaş, etrafında bulunan konforlu otel seçenekleriyle Türkiye’de görülmesi gereken yerlerden.

Göbeklitepe, Şanlıurfa
Bir antik kentten daha çok kültür merkezi olduğu düşünülen Göbeklitepe’nin tarihi o kadar eskiye gidiyor ki, onun yüzünden tüm tarih bilgilerimizi düzenlemek zorunda kaldık. M.Ö. 9.000’de insanların yerleşik hayata geçmiş olabileceklerini düşünmüyorduk, Göbeklitepe bu bilginin yanlış olabileceğini bize gösterdi.
Göbeklitepe’de belirli bir düzende yerleştirilmiş ve dini amaçlarla kullanıldığı düşünülen taşlar var; bu taşların üzerinde çeşitli hayvanların motifleri işlenmiş.
Bu yaz bir Güneydoğu Anadolu turu yapmak için daha güzel ne bahane bulabilirsiniz ki?

Magnesia Antik Kenti, Aydın
Magnetler tarafından kurulduğu düşünülen antik kent Magnesia ad Meandrum, Aydın’ın Germencik ilçesinde bulunuyor. Anlatılan efsanelere göre Magnesia önceden başka bir alana kurulmuş; fakat Perslerin tacizleri ve Menderes Nehri’nin sürekli yer değişmesi nedeniyle şimdiki alanına taşınmış.
Magnesia, antik dönemin en önemli mimarlarından Hermogenes’in tasarladığı yeni tapınak düzeninin uygulandığı ilk kentlerden. Aydın turu, tasarım ve şehircilikle ilgilenen sevdikleriniz için mükemmel bir hediye olurdu, üstelik Aydın otel fiyatları da oldukça uygun!

Troya Antik Kenti, Çanakkale
Troya, her yönüyle tam bir antik kent! Üst üste yığılmış dokuz katmandan oluşan kentin her bir tabakası bize bir dönemi anlatıyor. Amatör arkeolog, maceraperest Schliemann tarafından keşfedilen bu ihtişamlı kentte kazılar hala devam ediyor ve bu sefer profesyonel arkeologlar iş başında.
Çanakkale’de bulunan tarihi ve doğal güzellikleri de düşününce bu yaz bir Marmara turu yapmak oldukça iyi bir fikir gibi görünüyor.

