Koyu Mod Açık Mod
Koyu Mod Açık Mod

Madrid 100 Yıllık Restoranlar Turu 1. Gün

Atatürk Havalimanı Dış Hatlar, Etstur buluşma noktasındayız. Sabah saat 05.00, daha havanın aydınlanmasına bir buçuk saat var. Gece üç, bilemedin dört saat uyku uyunmuş. Gelen herkesin gözleri hafif şiş ama heyecan, yüzlerdeki kocaman gülüşlerden okunuyor. İstikamet Madrid; beş günlük yeme-içme maratonumuz başlıyor!

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Dört saat süren sıkıntısız uçak yolculuğumuzun ardından, İspanya saati ile 11.00 civarı Madrid-Barajas Havaalanı’na iniyoruz. Pasaport kontrolü ve bagajlar derken çıkmamız öğlen 12.00’yi buluyor. Şehrin planını ve genel yapısını anlamayı sağlayan panoramik tur sonrası, boğa güreşlerinin yapıldığı arenaya uğruyoruz. Birkaç fotoğraf sonrası doğru otelimize… Otel, merkezi konumda, Retiro Parkı’na yürüme mesafesinde. Çabucak bir yerleşme, kısa bir dinlenme sonrası artık yemek zamanı. Haydi o zaman ver elini ilk durak: Casa Alberto! En sevdiklerimden biri olan Casa Alberto, Madrid’e gelişimde hep ilk gittiğim yer. Gelenek bu turumuz için de bozulmadı. Casa Alberto, 1827 yılında kurulmuş, 188 yıllık bir taberna ve restoran. Kapıda sahibi Alfonso tarafından karşılanıyoruz. Bizim için hazırlanmış masalarımıza geçip, iştahla yemeklerin gelmesini bekliyoruz.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Tarihi mekanda her şey eski; masalar, duvarlar, duvarlara asılı resimler, fotoğraflar, yemekler, tarifler… Geleneksel Madrid mutfağından taviz verilmiyor. Porsiyonlar, bunu ben mi yiyeceğim boyutunda. Boğa kuyruğu, 200 yıl önce nasıl pişiyorsa, bugün de öyle pişiyor. Lezzetine laf yok!

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Hani biraz daha az gelse, bir tabak yetmeyecek kadar leziz. Suyuna da ekmek mi bansak; yok en iyisi banmayalım zira burası daha ilk durak; yolumuz uzun, rotayı tamamlayıp yüz yıllık restoranlar hacısı olacağız. Gerçi ben çoktan, üç kere hacı oldum… Cennetlik oldum mu bilmem ama, Casa Alberto’da cennette miyiz dediğim kesin. O zaman Salud efendim.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Yoğun geçen öğle yemeği sonrası hazım için en güzel adres Retiro Parkı. Madrid’in akciğerleri olarak geçen park, şehrin merkezinde, her seferinde bizde niye böylesi yok dedirten bir vaha. Retiro Parkı kızıl, sarı sonbahar renkleri ile daha da bir güzel geldi bu sefer gözüme. Burada uzun uzun yürümek lazım. Tüm günümü burada geçirsem sıkılmam. Ulu ağaçları, heykelleri, çeşmeleri, havuzları, Kristal Sarayı ile gez gez bitmeyen, canım güzel park.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Akşam yemeği öncesi otele geçiliyor. Ufak bir dinlenme sonrası üst baş değiştirilir, zira Lhardy’e şık gitmek icap eder. Lhardy; 1839 yılında, Fransız Emilio Huguenin tarafından kuruluyor. Huguenin, Lhardy’i açtıktan sonra kendi soyadını değiştirip Emilio Lhardy adını alıyor. Lhardy, o zamandan bu zamana Madrid’in en geleneksel restoranlarından biri. Dışarıdan bakıldığında nasıl bir yer ile karşılacağınız konusunda hiç bir ipucu vermemesi, işi epeyce büyülü kılıyor. Alt katında bulunan pastanesi, özellikle sabah saatlerinde lezzetli croissant ve kahveler için uğrak noktası.  Boy boy odacıklar olarak bölümlere ayrılan Lhardy’de, bize özel salonumuzda yerimizi aldık. İşin doğrusu grubun geneli biraz öğlenki boğa kuyruğundan kalma olduğu için yemeye korkuyor. Neyse ki Lhardy Fransız akımından geliyor; porsiyonlar diğer 100 Yıllık Restoranlara göre daha hafif. Gecenin sonunda herkeste tatlıya yer var. Tatlımız Lhardy’nin en meşhur tatlısı; sürpriz sufle. Bu tatlı öyle meşhur ve sevilen bir tatlıymış ki, zamanında Kraliçe II. Isabel çocukken sırf bu tatlıyı yiyebilmek için saraydan kaçıp Lhardy’e gelirmiş. Merak etmeyin, sürpriz suflenin ne olduğunu söyleyip, tadını kaçıracak değilim…

Birinci günün sonu.

(Devam edecek…)

İnci Özay Hatipoğlu
Son Mastori

Cansu Yıldız

10 Ekim 1990 yılında İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi İletişim Tasarımı ve Yönetimi bölümünden mezun oldu. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Radyo ve TV Programcılığı mezunu. Önemli markaların sosyal medya uzmanlığını üstlenen Eren Caner’den Sosyal Medya Uzmanlığı eğitimi aldı. Televizyon kanalında kurgu asistanlığı yaparak başladığı deneyimlerine; birkaç dergide ve çok satılan bir gazete tarafından çıkarılan Çağdaş Türkçe Sözlüğü’nde sırasıyla editör yardımcısı, editör/redaktör olarak devam etti. Şimdilerde Etstur’da editör olarak çalışıyor.

Önceki Yazı

Mafyasıyla Ünlü Olan Sicilya’nın Bundan Daha Fazlasını Hak Ettiğinin 5 Kanıtı

Sonraki Yazı

Madrid 100 Yıllık Restoranlar Turu 2. Gün