Enerjini çeken tüm seslerden uzaklaşmak, zihnini dinlendirmek ve kendini bulmak… Tüm bunları yapmak, yani biraz yalnız kalabilmek özellikle de İstanbul gibi kalabalık şehirlerde yaşayanlar için bir lüks. Zihni dinlendirmenin, en önemlisi de kendini dinlemenin yolu; doğayla bütünleşmekten geçiyor. Binalar, yollar ve şehrin tüm kalabalığı geride kaldıkça gürültünün yerini; kuş cıvıltıları, ağaç dallarının salınışları ve toprağın üzerindeki adımlarının tok sesleri alıyor. İstanbul’da bu huzurlu anı yaşamanın imkansız olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun; sürprizlerle dolu bu şehir, bize tabiatın güzelliklerini de sunuyor.
İstanbul’da Doğaya Açılacağın Yerler
İstanbul’da yalnız başına doğaya açılacağın yerleri birlikte öğrenmeye ne dersin? Sırt çantanı topla, en sevdiğin kitabı yanına al, bir termosa kahveni doldur ve tabii sessizliğe kendi müzik tarzını katmak istersen kulaklığını da yanına almayı unutma. Başlıyoruz!
1-Polonezköy Tabiat Parkı
Karaçam, kızılçam, meşe, gürgen, kayın ve daha nicesi… Birçok ağaç çeşidinin bulunduğu Polonezköy, İstanbul’un güzelliklerle dolu arka bahçesi. Doğayla baş başa kalmak isteyenlerin ilk tercihi olan tabiat parkı; sessizliği, bol yeşilliği ve yabani hayvanlarıyla şehir yaşamından tamamen uzaklaşmak için ideal. Polonezköy’ün ağaçlarla çevrili yollarında yürürken tertemiz havayı içine çekmek, sessizliğin içinde kendini dinlemek hem ruhuna hem bedenine iyi gelecek.
2-Riva
Yemyeşil bir vadiden geçip denize dökülen Riva Deresi’nin izini sürmeye ne dersin? Bir kayık ya da tekne kiralayarak doğanın içinden geçip, Karadeniz’e ulaşabilirsin. Kıyılara vardığında altın sarısı kumların serili olduğu upuzun plajda kendine bir yer bul. Dalgaların gidip gelişini izlerken düşüncelere dalmak, bu huzurlu anı en sevdiğin kitabından okuyacağın değerli cümlelerle taçlandırmak ruhuna masaj etkisi yapabilir.
3-Belgrad Ormanı
İlkbaharda canlı, sonbaharda lirik bir havaya bürünen Belgrad Ormanı, her mevsim başka bir güzellik sunuyor. Sarıyer gibi İstanbul’un pek çok yerine uzak bir konumda bulunsa da verdiği ferah ve huzur dolu havayla herkesi kendine çekmeyi başarıyor. Yalnız başına doğaya açılmak isteyenlerin uğrak yeri olan bu devasa ormanda birçok yürüyüş yolu var. Bu yolların gökyüzü yemyeşil yapraklar… Burada yürürken ağaç dallarının bir kubbe gibi gökyüzünü sardığını görebilir, bu serin gölgenin altında tatlı düşlere dalabilirsin. Ağaç dallarının arasından sızan güneş ışınları, seni bir rüyada gibi hissettirebilir. Durup dinlenmek istediğin anda ormanın içindeki bir tahta masaya oturup termosundan kahveni yudumlayabilirsin.
4-Burgazada
Bir adaya vapur ya da tekneyle ulaşırken yaşanılan heyecan bambaşkadır. Aştığın denizin adaya uzanan suları sakinleşmeye başlar, adaların kendine has minimal mimarisi tüm sevimliliğiyle göz kırpar. Yalnız başına doğaya açılmak istiyorsan rotana bir ada almalısın ve o ada Burgazada olmalı! Prens Adaları’nın üçüncü en büyük adası olan Burgazada; çam ormanları, mimarisiyle hayran bırakan ahşap konakları ve gizli saklı koylarıyla keşfedilmeye değer. Buraya geldiğinde Bayraktepe’ye çıkıp diğer adaları da selamla, Düşler Sahili’ne inip hayallere dal. Genişliği 2 km olan adada yalnız başına çıkacağın yürüyüşler, ruhuna iyi gelecek.
5-İstanbul Kelebek Çiftliği
Yeni canlı türleriyle tanışacağın heyecan verici bir deneyim, seni günlük hayatın tüm telaşından uzaklaştırabilir. Rutinin dışına çıkmak istiyorsan Beykoz’daki İstanbul Kelebek Çiftliği’ne mutlaka uğra. Bitkilerin arasından aniden çıkan rengarenk kelebeklerin neşeli kanat çırpışları yüzünü güldürebilir, mucizevi bir yaşam döngüsüne şahit olabilirsin. Yumurtada can bulup tırtıl olan, kozasına çekilip kelebeğe dönüşen bu harika canlılar seni çok şaşırtacak.
6-Göktürk Göleti Tabiat Parkı
Göktürk Göleti Tabiat Parkı, şehirden kaçıp doğaya varmak ve göl manzarasıyla huzur bulmak isteyenlerin adresi. Meşe ve gürgen ağaçlarının arasında sadece rüzgarın dalgalandırdığı küçük bir gölet uzanıyor. Göletin çevresinde keyifle yürüyebileceğin patikalar dolanıyor. Özellikle sonbaharda göle ve yollara dağılan yaprakların oluşturduğu görüntü, romantik ruhlara hitap ediyor. İstanbul’un kargaşasına huzurlu bir pencere açan tabiat parkı, Eyüpsultan’da seni bekliyor.
7-Atatürk Arboretumu
İstanbul’un huzur vahalarından biri de Atatürk Arboretumu… Sayısız bitki çeşidi ve birçok ağaç türü ile kaplanan bu tabiat harikası, kafandaki tüm düşünceleri uzaklaştırabilir. Gölette her an karşına çıkabilecek kuğular ve ağaçların arasında heyecanla dolanan kuşlar tüm stresini alıp götürebilir. Kalabalıktan uzaklaşmak ve kafanı dinlemek istiyorsan buraya hafta içi gitmeni öneririz.
Yalnız başına huzurlu bir inzivaya çekilmek istersen İstanbul’a yakın otellerde konaklayabilirsin. Birçoğu doğanın kalbinde yer alan oteller ETS’de seni bekliyor!