Hem Barselona hem de Madrid her insanın şu fani ömründe mutlaka gezip görmesi gereken şehirlerin başında gelir. İspanya iyidir, güzeldir; renkli ve eğlencelidir. Hepsi kabul. Yalnız bu iki güzel şehri birbirinden keskin çizgilerle ayıran ciddi farklar vardır. Bu yüzden Madrid ve Barselona’yı art arda gezip görmüş insanlara mutlaka sorulur: Barselona mı Madrid mi?
Cevaba göre karşınızdaki kişi hakkında bazı fikirler edinirsiniz. Zaten iyi tanıdığınız biriyse de kendinizce bir tahminde bulunur, ya doğru tahmin etmenin mutluluğunu ya da yanlış tahmin etmenin şaşkınlığını yaşarsınız. Kısacası önemli bir sorudur Barcelona mı Madrid mi sorusu. Peki bu soruyu millileştiren o önemli farklar nelerdir? İşte cevaplar…
1.
Madrid başkenttir; ağır, edepli, terbiyeli, döpiyeslidir, kaş göz işaretiyle insanı hizaya getiren aile büyüğüdür ama özünde merhametlidir.
Barselona ailenin tekne kazıntısıdır; şımarıktır, aklı fikri eğlencededir, zekidir, aslında çalışsa yapar.
2.
Madrid sanat tarihçisidir; evindeki kitapları devlet kütüphanesine bağışlasa ana haber bültenine konu olur. Kemik çerçeveli gözlükleri, kedisi ve kahvesiyle bir eski zaman entelektüelidir.
Barselona dijital art direktördür; renkli pantolonları ve enteresan ayakkabıları vardır. Konuşurken araya sürekli yabancı kelimeler sokuşturur. Artistlik olsun diye değil ama eğitimini yurt dışında almış gerçek bir sanatçıdır, böyle alışmıştır. Elinden akıllı cihazlar düşmez.
3.
Madrid 100 Temel Eser’den biridir; okumasanız da konunun tamamına hakimsinizdir. Edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir, bilir ve saygı duyarsınız ama okumanız için ödev verilmesi hatta sınavda sorumlu tutulmanız gerekir. Okuduğunuzda sevme ihtimaliniz yüksektir ama yine de dediğimiz gibi bir itici güç lazımdır elinize almanız için.
Barselona best-seller’dır; en çok satanlar raflarının en renkli, en janjanlı kapaklı ve gel beni oku diyen tuhaf isimli kitabıdır. Çevrenizdeki herkes o kitaba başlamıştır ve bunu bir şekilde duyurmuştur. Siz de başlamazsanız olmaz. Hatta plajda kitabın köşeden göründüğü bir Instagram fotoğrafı paylaşmak da farz olmuştur.
4.
Madrid ev baklavasıdır; özeldir, kıymetlidir, anneden-büyükanneden başkası yapamaz, her zaman da bulunmaz, özel günleri vardır. Geleneklere ait bir şeydir. Uzun bir emek ister ve çok lezzetlidir.
Barselona waffle’dır; doğduğu topraklardan dünyaya yayılmıştır. Rengarenk ve albenilidir. Hızlı yapılır, hızlı tüketilir, bazen bir kriz gibi gelir. Herkes zevkine göre şekillendirir.
5.
Madrid’e uçak bileti almak klasik müzik konserine bilet almak gibidir. İyi ve faydalı bir şey yapıyormuş hissine kapılırsınız. “Arada sırada yapmak lazım tabii, insanın bakış açısı değişiyor yahu” dersiniz sağda solda, gururla. Ruhunuz doyar.
Barselona’ya uçak bileti almak ise bir yıl boyunca beklediğiniz festivale bilet almak gibidir. “Çok eğleneceğiz!” diye geçer içinizden ve bir sırıtma yayılır suratınıza. Kanınız kaynar duramazsınız. İçinizde biriktirdiğiniz tüm taşıp coşma isteği bir anda dışarı çıkar ve o an yaşadığınız her saniyeyi değerlendirmek istersiniz.
