Yemek yapmak ve bunu iyi bir şekilde sunmak meziyet işidir. Yemeğin görünümü, renkler, hazırlanılan atmosfer ve sunuşunuz, lezzetiyle birlikte ayrılmaz bir parçadır. Yemek yapmayı heyecanla izlenen bir performansa, maceraya ve ilham kaynağına dönüştürmek kolay değil ancak dünyaca ünlü bazı şefler işin sırrını bulmuşa benziyor.
Onlar kalpleri mideden fethetmeye başlayan, yaptıkları şovlarla zihnimizi kurcalayan dahiler. İşte yemek yapmayı şova dönüştüren şefler.
Amerika’nın Vedat Milor’u: Anthony Bourdain
Bizim Vedat Milor’umuz varsa, ABD’nin de Anthony Bourdain’i var. Yalnız ufak bir farkla: Bourdain yalnızca lezzet keşfiyle kalmıyor aynı zamanda pişiriyor! Rusya’dan Meksika’ya, Fransa’dan Las Vegas’a, oradan da Shanghai’a, Sicilya’ya ve ardından Kongo’ya kadar tüm dünyayı geziyor. Bourdain’in hiç bitmeyen bir lezzet yolculuğu var. “Parts Unknown” isimli televizyon programının her bölümünde yeni bir ülkede, yeni bir şehirde kendini bulan Bourdain, Emmy ödüllü bir diğer programı “No Reservations” ile de yemek kültürünü sıra dışı bir biçimde ele alarak izleyicileri ekrana bağlamış bir şef. Burdain, çok satan kitaplarıyla da lezzet tutkunlarına yol göstermeye devam ediyor.

Tuhaf Bir Şef: Andrew Zimmern
Amerikalı şef, yemek yazarı ve öğretmen Andrew Zimmern, dünyanın en acayip lezzetlerinin peşinde. Her bölümünde ayrı ülkelerden gelen, birbirinden farklı egzotik yemekleri inceleyen ve hiç tereddüt etmeden tadına bakan Zimmern, “Bizarre Foods” programıyla 2006’dan beri ABD ekranlarına en ilginç tatları taşıyor. Şu anda on ikinci sezonu gösterilen ve öncekilerden farklı olarak sadece Amerika’nın “tuhaf” yemeklerini ele alan programla, bilinmeyen tatların keşif yolculuğu devam ediyor.

Yemeğe Ruh Veren Fransız: Eric Ripert
Michelin yıldızlı, dünyanın en iyi 50 restoranlarından biri olan Le Bernardin’de bir Fransız Şef. Yemeği insanlığın merkezine koyan, onların dünyayla olan ilişkimiz ve geleneklerimiz hakkında bilgiler sunduğunu belirten ve yemeğin sadece fiziksel değil, duygusal ve ruhsal faydalarını da gözeten bir şef. Yani Eric Ripert… Dört yemek kitabının yanında, televizyon programlarıyla da tanınan Ripert, yemeğin, film gibi bir performans olduğunu ileri sürüyor. “Avec Eric” programıyla dünyayı gezip ilham aldığı lezzetleri kendi mutfağında yeniden şekillendiren Ripert’in de Emmy ödüllü olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Evcil Tanrıça: Nigella Lawson
BBC’de yayımlanan “Nigella Express” isimli yemek programının 2007’de gösterilen ilk bölümüyle 3 milyona yakın seyirciyi ekrana bağlayan bu genç ve çekici İngiliz şef aslında bir “alaylı”. Yemek üzerine hiçbir eğitim almamasına rağmen küçük yaşlarda başlayan serüveni ve yemeğe olan doğal tutkusu onu dünyanın en ünlü şefleri arasına yerleştirdi. O kendisinin bir aşçı veya alanında uzman bir kişi olarak tanımlanmasını istemese de, gazeteci, yayıncı, gurme ve yazar kimliğiyle birçok meslektaşını geride bırakıyor. Televizyon şovlarında sadece kendi zevki için yemek yaptığının özellikle altını çizen Lawrence, yemek yapmanın aynı zamanda tedavi edici bir yanı olduğu görüşünde.
