Normal şartlar altında bir seyahate çıkacağımız zaman yapacağımız ilk iş gideceğimiz şehir ya da bölgeyle ilgili bilgi toplamak olur. Bu sefer Lizbon’a gitmeden “Lizbon’da ne yapılır?”, “Lizbon’da nereler gezilir?” tarzı aramalar yapmama gerek yoktu. Etstur ve profesyonel rehberlerine güvenerek ki bunlar yerel ve Türk olmak üzere iki kişiydiler, son güne kadar hiçbir araştırma yapmadım. Atlantik Okyanusu kıyısında, yeşille iç içe bir şehir olan Lizbon, beni daha havaalanına inmeden, uçaktan görebildiğim kadarıyla bile büyüledi. Havaalanında pasaport kontrolünden geçtikten sonra yerel rehberimiz bizi iner inmez karşıladı. Fazla vakit kaybetmeden tur için ayrılan araca binip, Lizbon rüyasına doğru keyifli ve heyecanlı bir şekilde yol aldık.

03

Kaşifler Anıtı

Kaşifler Bölgesi: Belem

İlk durağımız Lizbon’un ünlü semtlerinden biri olan Belem’di.  Liman bölgesi olan Belem’de; tarihi Jerenonimos Manastırı, Vasco da Gama anısına yaptırılan Belem Kulesi ve Portekiz’in ünlü denizcileri için yaptırılan Kaşifler Anıtı mutlaka görülmesi gerekenler arasında yer alıyor.

05

Jerenonimas Manastırı

Jerenonimas Manastırı, 1501 yılında yapımına başlanıp 70 yılda bitirilen, insanı mimari anlamda büyüleyen bir yapı diyebiliriz. Yapımı baharat ticaretinden gelen parayla sağlanan Jeronimos Manastırı farklı dönem mimari akımlarından da oldukça etkilenmiş. Göz kamaştırıcılığı da buradan geliyor olsa gerek. İçinde ise ünlü kaşif Vasco da Gama’nın mezarı bulunuyor.

04

Belem Kulesi

Belem Kulesi de ilginç mimarisiyle dikkat çeken bir diğer yapı. Portekiz kralı tarafından Vasco da Gama’nın anısına yaptırılan Belem Kulesi, Tejo Nehri’nin giriş kısmı için bir kontrol noktası olarak da kullanılmış. İçi, dışı kadar etkileyici olmayan Belem Kulesi’ne giriş için küçük bir iskele köprüden geçmeniz gerekiyor. İskele fazla uzun olmasa da sıra beklemek yorucu olabilir.

Lizbon’un Meydanları

İlk gün beni en çok etkileyen yer Bağımsızlık Bulvarı oldu. Hafif tepede yer alması sizlere güzel bir seyirlik manzara sunmakta ki burada dipnot düşmekte fayda var: Lizbon da İstanbul gibi tepeler üzerine kurulmuş bir şehir. Fotoğraf meraklıları için adeta kartpostal tadında bir manzaraya sahip. Şehrin dört bir yanındaki geniş çim alanlara, akşamüstü arkadaşlarınızla birlikte gelip keyifli vakit geçirebilir veya yoğun gezi esnasında dinlenmek için oturabilirsiniz.

06

Lizbon sokakları rengarenk…

Rehberimizin şehirle alakalı verdiği harika bilgilerden sonra yerleşmek için otele doğru yola çıktık. Valizleri bırakıp biraz dinlendikten sonra rehberimizden aldığım birkaç tüyo ile birlikte şehri keşfetmek istedim. Lizbon’da ulaşım, metro ile gayet rahat bir şekilde sağlanıyor. Küçük bir harita ile gideceğiniz yeri işaretleyip, metroyla kolayca ulaşabilirsiniz. Tek yönlü ulaşımın sadece 1,40 euro olması diğer Avrupa şehirlerini baz alırsak oldukça ucuz.

02

Ticaret Meydanı

Akşam ilk durağım “Praça do Comércio” yani Ticaret Meydanı oldu. Portekiz’in sömürgecilik yaptığı yıllarda burası ağırlıklı olarak köle ticareti için kullanılmış. 1755 yılındaki depremle yerle bir olsa da etkileyici bir şekilde yeniden yapılmış. Meydanın girişinde bulunan Rua Augusta Takı ise Lizbon’da görebileceğiniz harika yapılar için ufak bir fragman tadında. Zafer takının altından geçtikten sonra ise kendinizi Lizbon’un merkezi sayılabilecek Augusta Street’te bulacaksınız. “Lizbon’da nerede alışveriş yapılır?” sorusunun cevabı ise burada gizli. Lizbon’un kendine hayran bırakan muhteşem caddelerinde biraz daha gezdikten sonra, ertesi gün yapacağımız Fatıma, Batalha, Nazare ve Obidos gezileri için otele dönüp dinlenmek üzere küçük gezimi tamamladım.

Nadir Kaçmaz

Yorumlar