Tam 2 saat 30 dakika süren, çeşitli şovlarla hazırlanan, nefis lezzetler yemek istiyorsanız Maxx Royal Belek Golf Resort‘ün eşsiz restoranı Woxxie Teppanyaki’de rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Teppanyaki ilk olarak 1945 yılında Tokyo şehir merkezinde bulunan Misono isimli küçük restoranda yapılmaya başlanmış. Kısa sürede önce ülke geneline sonrasında da dünyaya yayılmış. İsmi, demir tabak anlamına gelen teppan ve ızgara, az yağda pişmiş anlamına gelen yaki kelimelerinin birleşmesi ile türemiş. Yemekler tam karşısına oturduğunuz, geniş ve büyük bir sac ızgarada, şovlar eşliğinde, eğitimli teppanyaki şefleri tarafından hazırlanıyor.
Şovlar ama ne şovlar… Yemek, şefin jonglör edasıyla labut çevirir gibi, gözün zor yakaladığı bir hızla, bıçak ve diğer teppanyaki araçlarını atıp tutması ile başlıyor. Teppanyaki’de kullanılan malzemeler belli. Genel olarak dana eti, karides, tavuk, balık, ıstakoz ve çeşitli sebzeler sırayla soya yağı ve tereyağı ile saçta ızgara ediliyor. Soya sosu, sirke, tuz, biber ve bolca sarımsak, olmazsa olmaz malzemeler. Yemeklerin sırası ise oldukça önemli. Tadı en hafif olandan, en güçlü olana doğru ilerliyor ve yemek, her zaman olduğu gibi tatlı ile son buluyor.
Woxxie’de teppanyaki deneyimi için muhakkak rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Sacın başında sadece 10 kişi oturabiliyor çünkü. Yerinize geçer geçmez önünüze bir tabak dolusu sushi geliyor. Masada hem çatal bıçak, hem de chopstik bulunuyor. Herkes sacın etrafına yerleşince, teppanyaki şefi geliyor. Şefimiz Yuan. Gencecik, çok güzel, güler güzlü, aslen Pekinli, Türkçe’yi çat pat, İngilizce’yi ise gayet güzel konuşabiliyor. Malzemeler önceden hazır, ustalıkla harmanlanmayı bekliyorlar. Derken şov başlıyor. Yuan, bolca ses çıkararak bıçakları atıyor tutuyor, işi bitince kenara koyuyor. Izgara sacını yağlıyor, siliyor ve o sırada tam en ortada oturan bana uyarısını yapıyor; “biraz sıcak olabilir” diyor ve çakmağını saca çaktığı gibi ortalık alevleniyor. Yükselen bir ateş ve hemen sonra söndürüyor. İlk iş sebzeler… Rengarenk biberleri, brokolileri atıyor sıcak tezgaha, başlıyor pişirmeye. Tabaklara sunmadan önce soya sosu, tuz ve biberle sebzelere bambaşka bir tat katıyor. Sonra geliyor sıra jumbo karideslere. Bol sarımsaklı pişiriyor, isteğe göre bol, orta ya da az acılı yapıyor. Tabaklara servis edilen lezzetlerden sonra bıçak çevirme ve alev şovlarına kaldığı yerden devam ediliyor. Karides sonrası sırada balık var! Somon ya da levrek, tercih sizin. Pişirdikten sonra, üzerine teriyaki sos eklenerek servis ediliyor.
Her yemek sonrası olduğu gibi tezgahı yine temizleyip, sıradaki yemek için hazırlıyor. Pilav var sırada. Sebzeli ve yumurtalı… Önceden buharda pişirilmiş pirinç, sol köşede yerini alıyor. Sağ köşeye ise kişi sayısı kadar yumurta kırılıyor. Sarısı az pişen yumurtaları teker teker pirince fırlatıyor ve aynı hızla pirinci karıştırıyor. Derken pirinçten şekiller yapmaya başlıyor; güler yüz, kelebek, kalp gibi sevimli şekiller yaparak sebzeleri de pirinçle karıştırıyor. Son olarak kocaman bir parça tereyağı ile karıştırıp herkese servis ediyor. Pilavı da afiyetle bitirdikten sonra sıra geliyor tavuk ya da danaya, yer kalırsa tabii. Gerçi yer kalmasa da pamuk gibi hazırlanmış bir dana etini denemek lazım. Tatlı olarak karamelize ananas üzeri kızarmış yeşil çaylı dondurma. Önceden dilimlenmiş ananaslar güzelce kızartılıyor. İki tarafı da karamelize olduktan sonra üzerine bir top kızarmış dondurma ve bal ekleniyor. Daha güzel bir final olamazdı! Aynı anda hem sıcak hem soğuk, dengeli tatlara sahip ferahlatıcı bir tatlı. Ananasın hazmı kolaylaştırıcı özelliği de cabası.
Woxxie sadece teppanyaki restoranı değil. Çin ve Japon mutfaklarının en güzel lezzetlerini de burada bulmak mümkün. Mekana kırmızı ve siyah hakim, tam bir Uzak Doğulu stilinde döşenmiş. Yaz aylarında 19.00-22.00 arası, kış aylarında ise 18.30-21.30 arasında hizmet veriyor.
Son Mastori
İnci Özay Hatipoğlu
