Hayatı ve yaşamın ötesini anlamlandırma çabası, tarihin bütün dönemlerinde farklı sanat eserleriyle kendini ifade etme şansı bulmuştur. Bunu yaparken de dünyanın her köşesinde, içinde bulunduğu topluma, kültüre ve dönemlere göre bambaşka formlara bürünerek karşımıza çıkmış ve bizleri etkisi altına almıştır.
“Güzeli” arama ve anlamlandırma çabalarımızın bu aşkın ürünlerinin bazıları ise doğup büyüdükleri şehirler içinde ayrı bir öneme sahip. Doğumlarının üzerinden yıllar geçse bile, ihtişamını hala koruyan bu sanatları kendi anavatanlarında ziyaret etmek ise bize düşüyor.
Rönesans’ın donup kaldığı yer: Floransa
Floransa’yı tek bir sanat dalı üzerinden ifade etmeye çalışmak oldukça zor. Heykel, resim ve mimarinin iç içe geçip, her kapının, her sokağın arkasına saklandığı Rönesans Dönemi eserlerinin büyüsü etrafınızı sarmışken başınızı kaldırın: Gördüğünüz muazzam yapı, meşhur Floransa Katedrali. Michalengelo’nun anavatanı bu topraklar, Avrupa’nın ilk modern sanat müzesi olan Galleria degli Uffizi’de Botticelli, Raphael, Rembrandt ve Michelangelo’nun eserleriyle de her daim ziyaretçilerini ağırlamaya hazır.

Klasik müziğin toprakları: Viyana
Mozart, Haydn, Beethoven, Schubert… Bu dahileri bir araya getirmiş bir şehir Viyana. Şu anda hala Avrupa’nın en görkemli sanat noktalarından biri olmasının yanında, 18. yy’ın sonlarında çok daha özel bir anlamı vardı. Klasik müzik bu topraklarda doğuyordu! Viyana Opera Binası’nda geçireceğiniz birkaç saat ile o dönemlere bir saygı duruşunda bulunmak ister misiniz?

Modern Avrupa Sanatı Berlin’de doğuyor
Modern Avrupa’dan çıkan eserlerin, ileride hangi adla anılacağını şu anda bilemesek de, filizlendiği topraklar hakkında az çok fikir sahibi olabiliriz. Bu yer Berlin. 1989’da yıkılan Berlin Duvarı’nın arkasından kendini ortaya koyan yaratıcılık patlaması yeni bir dönemi başlatırken, bu başkentin de yeni bir sanat noktası olmasının kapılarını beraberinde açtı. Bünyesinde barındırdığı çeşitli kültürel yapıların da etkisiyle yavaş yavaş bir sanat cennetine dönen Berlin’de Contemporary Fine Arts ve Peres Projects gibi modern sanat galerilerini gezmeden önce, yeni sanatın doğum yerlerinden biri olan Kunsthaus Tacheles gibi “underground” merkezleri görmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Her katında ayrı bir enstalasyona tanık olacağınız binanın merdivenlerinden çıkarken “yeni”nin çarpıcı gücünü içinizde hissedeceksiniz.

Mathura: Budist Sanatı ile şekillenen topraklar
Sanattan bahsederken biraz da doğuya gitmemek olmazdı. İşte Hindistan… Yani Hinduizm, Jainizm ve Budizm gibi kadim dinlerin felsefeleriyle yaşayan yaşlı topraklar. Hindular tarafından kutsal görülen 7 noktadan biri olan ve Krişna’nın doğum yeri olarak kabul edilen Mathura ise, bu antik öğretilerin sanatıyla şekillenmiş bir şehir. Geleneksel danslardan, tapınakların ihtişamlı mimarisine kadar, Hindistan’ın kuzeyinde bulunan Mathura şehri Budist sanatın her formunu bizlere sunmaya devam ediyor.
