Konuşmayı çok seven dost canlısı insanları, muhteşem müzeleri ve 50 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın ikinci büyük ülkesi İspanya.
Şehirlerin arasında dev tarım bölgeleri var, aralarına da küçük sevimli köyler sıkıştırılmış. Ne kadar görkemli ve klasik olursa olsun, bir süre beton göresiniz yoksa bu köylerde gezintilere çıkabilirsiniz.
Pastoral tatlara koşacak kadar yaşlanmadıysanız, İspanya’nın büyük şehirleri tam size göre. Her zaman canlı, enerjik, hareketli, ışıltılı ve de genç.
Barselona: Sinemalara İlham Olan Kent

Gezginlerin arasında bir anket yapsak, Avrupa’nın en güzel şehri olarak büyük olasılıkla Barselona seçilir. Bahar ve yaz aylarında güneş sürekli gülümsüyor, güzel ve geniş sahillerde denizin tadını çıkarmak harika oluyor.

Barselona, modernizmin başkenti. Gaudi, şehrin dört bir yanına işlemiş. La Rambla ve Passeig de Gracia caddelerinde gezinirken sokak sanatçılarını izlemek insanda bir şeyler üretme isteği doğuruyor.
Gaudi’den sonra tamamlanamamış olan Sagrada Familia Kilisesi bu haliyle bile harikulade. Kilisenin her parçası bir şeyler anlatıyor.
Barselona’da gece hiç bitmiyor. Kulüpler ve barlar sabaha kadar açık, en depresif insan bile kendini çılgınlar gibi dans ederken buluyor.

La Boqueria Çarşısı’nı gezmeyi unutmayın, en taze ve lezzetli yiyecekleri bulabileceğiniz yer burası.
Madrid

Krallık binalarıyla süslenmiş caddelerde kendinizi sanki başka bir zamandaymış gibi hissediyorsunuz. Birçok medeniyetten insanın yaşadığı Madrid, kaliteli yaşamayı seven insanların bir araya geldiği bir başkent.

Puerta del Sol, ilk görülmesi gereken yer. Burası şehrin ana meydanı, Romalıların, tüm yollar Roma’ya çıkar mantığıyla kurulan şehirde, tüm yollar buraya çıkıyor. Türkçesi “Güneş Kapısı” olan meydanda tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz: Yeme-içme, kalacak yer ve alışveriş.

Palacio Real, Batı Avrupa’nın en büyük sarayı olup, görkemli görünüşüyle gezginleri büyülüyor.

Prado Müzesi, sanatseverlerin öncelik vermesi gereken mekan. Ünlü İspanyol ressamların en iyi eserleri burada sergileniyor.

Valensiya

Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyün, karşılaştığınız her parka girin ve şehrin tertemiz kokusunu içinize çekin.

El Saler ve At Devea plajlarında denizin ve sıcakkanlı insanlarla iletişim kurmanın tadını çıkarın.

Sevilla

Sevilla yılın büyük bir bölümünde sıcak, kentte nefis plajlar var. Endülüs döneminden kalan İslam yapıları korunmuş ve Hristiyan yapılarıyla güzel bir uyum halindeler.
Kentin merkezi küçük, ayaklarınızı hazırlayın, her yere yürüyerek gideceğiz.

Alcazar Sarayı, Endülüs döneminin en mükemmel yapıtlarından. Sarayın tribal motifleri sizi eski zamanlara götürecek.

Sevilla Katedrali, sonradan gotik tarzda yeniden yapılandırılmış bir cami. Kristof Kolomb’un mezarı da burada, kaşifin ruhunu selamlamayı unutmayın.