Makedonya’nın başkenti, Türkiye’nin uzak komşusu. Evet, Üsküp’ten bahsediyoruz. Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan bu mütevazı şehir, ağırbaşlılığı ve tarihe uzanan derin kökleriyle bizi kolayca geçmişin görkemli kollarına bırakıyor. Balkan Turları’nın göz bebeği olan Üsküp, Bronz Çağ’dan Osmanlı’nın en ihtişamlı zamanlarına kadar birçok farklı tarihi dönemden geçmiş, bu izleri de bünyesinde sergilemeye devam etmiştir.
1963’te yaşanan depremden sonra Üsküp ağır bir yıkım yaşamış olsa da, en köklü mimarileri zarar görmeden ayakta durmayı başarabilmiş, bir kısmı ise hünerli ustaların ellerinde aslına uygun olarak yenilenerek günümüzdeki haline kavuşmuştur.
Kale Skopje
Şehrin en yüksek noktasında, adeta her şeyi gören bir göz gibi dikilen Kale Skopje, Üsküp’le özdeşleşmiş durumda. Hem şehrin muhteşem panoramik manzarasını sunar hem de içinde bulunduğu koruluk ile huzurlu bir kaçış noktası sağlar. Aşağıda göreceğiniz manzaraya biraz dikkat ederseniz, eski Osmanlı çarşısını da görebilirsiniz.
Üsküp Pazarı
İstanbul Kapalıçarşı’nın küçük bir kardeşi gibi duran Üsküp Pazarı, ebat olarak daha ufak dursa da havasında aynı ruhu taşıyor. Farklı zanaatkarların yan yana, bir arada emek verdiği dükkanların renkli görüntüsü, 16. yüzyıl Osmanlı tarihinden esintiler sunuyor. 15. yüzyıldan kalma Suli An, yani Eski Pazar Müzesi ise şimdi Güzel Sanatlar Binası olarak faaliyet gösteriyor olsa da kesinlikle görülmesi gereken yapılar arasında.
Daut Pasha Amam
Yani Davut Paşa Hamamı. Üsküp’te dolaşırken birçok ismin Türkçe veya Türkçe’ye yakın olduğunu göreceksiniz. İşte bu bizi birbirimize bağlayan ortak tarihten kaynaklanıyor ve mimari yapılarda bile bunu rahatlıkla sezinleyebiliyoruz. Davut Paşa Hamamı da bu özel yapılardan bir tanesi. 15. yüzyıldan çıkıp günümüze kadar gelmiş olan hamam, ilk yapıldığında haremin ihtiyaçları için inşa edilmiş. Sonrasında ise halka açık bir hamam haline gelerek güzelliğini herkese sunmaya başlamıştır.
Kamen Most
Taş Köprü, Üsküp’ün simgesel yapılarından biri. Şehrin eski tarihi bölgesiyle yeni bölgesini birbirine bağlayan Vardar Nehri’nin üzerinde uzanan köprü, yüzyıllardır bu misyonu başarıyla taşımaya devam ediyor. Fotoğraflarınızın en özel karelerini bu köprü için ayırın. Zira aynı anda hem yüzyıllar önceye uzanan tarih ile modern Üsküp’ü aynı karede buluşturma şansına sahipsiniz.
Kurshumli An
Adı Kurshumli An, ama biz ona kısaca Kurşunlu Han desek bir yanlışlık yapmış olmayız. 1800’lerde kervansaray olarak kullanılan han, bir dönem hapishane olarak kullanıldıktan sonra şimdi Arkeoloji Müzesi’nin bünyesinde dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini ağırlıyor.
