Madrid’de aklınızı çelecek çok yer var! Müzeleri, sarayları, geniş parkları, ihtişamlı meydanları ve canlı sokaklarıyla bu şehirde atılan her adımın özel bir değeri bulunuyor. Kalem kağıdı hazırlayın ve Madrid’de gezmeye doyamayacağınız, olmazsa olmaz bu yerleri not etmeye başlayın.
Palacio Real
Saray deyip geçmemek gerek, çünkü Palacio Real Avrupa’nın en önemli müzelerinden biri olmasının yanında aynı zamanda da en büyükleri arasında. Gösterişli dış yapısını hiç de geride bırakmayacak bir iç koleksiyona sahip. İçerisinde tanık olacağınız resimler, freskler ve mobilyalar Goya, Velazques ve Tiepolo gibi dahilerin eserlerinden oluşuyor.

Gran Via
Filmlerde ve kitaplarda dahi kendine yer bulmuş olan, Madrid’in en meşhur caddesinde gezintiye çıkın. Plaza Alcala’dan başlayıp Plaza de Espana’ya kadar uzanan bu uzun cadde, şehrin ana yaşam merkezlerinden biri. Dükkanları, restoranları, kafeleri, sinema ve tiyatroları ile hem turistler için hem de Madridliler için tam bir çekim noktası. Gran Via’da gezerken arada sırada başınızı kaldırıp binaların üstüne bakmayı da ihmal etmeyin. Birçok heykel göreceksiniz.

Plaza Mayor
Şehir gezintinizde yorulduğunuzu hissederseniz Puerta del Sol’den sadece birkaç dakikalık mesafede, şehrin hemen merkezinde yer alan bu meydana gelin, kahvenizi söyleyin ve meydandaki kafelerden birinde yerinizi alın. Plaza Mayor sizin dinlenme köşeniz olsun. 3. Felipe’nin heykeline karşı kahvenizi yudumlarken meydandaki gösterileri ve gelip geçenleri izleyin.

La Plaza de Cibeles
Doğurganlığı ve doğayı temsil eden Yunan Tanrıçası Cibeles’in, doğanın gücünü sembolize eden iki aslanla birlikte gösterildiği bu heykel, Madrid’in sembolü. Yalnız bu özelliğiyle kalmıyor tabii. Heykelin önü, aynı zamanda efsane takım Real Madrid’in de kutlamaları için bir buluşma noktası.

Müzeler
Madrid’in iddialı olduğu konulardan birisi de, tartışmasız, müzeleridir. Şehrin dört bir yanında keşfedebileceğiniz modern müzeler dışında üç tane önemli müzesi bulunuyor ki, görmeden geçmek hata olur. Goya, Valezquez, El Greco ve Rubens gibi çağının en önemli ressamlarının eserleriyle birlikte, 9000 sanat eserine ev sahipliği yapan Prado Müzesi, Pablo Picasso ve Salvador Dali’nin eserleriyle zenginleşen Reina Soffia ve empresyonizm ile expresyonizmin en zarif örneklerini görebileceğiniz Thyssen-Bornemisza Müzesi, Madrid’in “sanat üçgeni”ni oluşturuyor.

Parklar
Tüm bunların yanında, Madrid inanılmaz bir yeşil alana ve geniş parklara sahip. Örneğin, Central Park’ı neredeyse beş katı büyüklüğünde olan Casa de Campo’nun içindeki gölde bir sandal sefasına çıkabilir ve Madrid Hayvanat Bahçesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Eğer şanslıysanız bir konsere denk gelmeniz de mümkün.
El Retiro ise yürüyüş yolları, güzel fıskiyeleri ve heykelleri ile şehrin hızlı hayatı içerisinde bir durup dinlenme, ferahlama ve huzur bulma köşesi. Kristal Sarayı ise görebileceğiniz en zarif yapılardan.

Siz de Madrid’i yakından tanımak için Etstur ile Madrid Turları’na katılabilirsiniz.
