Hayal gücümü besleyen en değerli şeylerden birisi de kesinlikle doğanın farklı farklı halleri. Böylesi büyüleyici güzelliklerin arkasında müthiş bir sanatçı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor. Sonra şelalelere, flamingolara, karın yağışına, ağaçlara, kiraz çiçeklerine, o an farkına varabildiğim hangi güzellik varsa ona bakıyorum ve her defasında aynı coşkuyu yeniden içimde hissediyorum. Çiçekle çiçek, suyla su, rüzgarla rüzgar olmak güzel. Yolda yürürken erik çiçekleriyle göz göze gelip gülümsemek güzel…
Sanırım doğaya övgüm sayfalarca sürebilir. O yüzden kısacık bir doğaya saygı duruşunun ardından asıl niyetimi açıklıyorum… Bugün niyetim sizlere yine içimde coşkulara sebep olmuş doğa güzellemelerinden birini anlatmak. “Muhteşem Karadeniz’e Doğru Yolculuk Başlasın!” diyerek, Etstur ile gittiğim Karadeniz Turu’nda adım adım ilerlemeye başlamıştım. Şimdiyse sıra Ballıca Mağarası’nda!

Ballıca Mağarası Nerede?
Dünyanın en büyük ve en görkemli mağaralarından biri olan Ballıca Mağarası, Tokat’ın Pazar ilçesinde bulunuyor. Pazar ilçesinden mağaraya ulaşan 8 km’lik yol, Selçuklu Dönemi’ne ait olan ve Kral Yolu’na bağlanan bir köprünün yanından geçiyor. Bir otobüs dolusu insan merakla yol alıyoruz. Yükseklerden Tokat’ın yeşil tepeleri de gerçekten çok hoş gözüküyor.

Gördüğünüz Güzellikler Karşısında Büyülenebilirsiniz!
Mağaranın olduğu yere vardığımızda iki grup halinde mağarayı gezebileceğimiz söyleniyor. Hem içeride bize yol gösterecek hem de mağaranın oluşumu ve yapısı ile ilgili bilgileri verecek rehberimiz eşliğinde mağaranın gizemli kapısından içeri tek sıra halinde ilerlemeye başlıyoruz.

Hazır olun, içeride sizi büyülü bir atmosfer bekliyor! Sarkıtlar ve dikitler, ışıklandırmayla da birleşince ortaya öyle güzel bir atmosfer çıkmış ki, heyecanlanmamak elde değil. Bilimkurgu filmlerini hatırlatan bir yer altı dünyası, hayal gücünüzün önünde seriliyor. Bulutları bir şeylere benzetme oyununu sevenlerdenseniz, aynı oyunu benim gibi burada da oynayabilirsiniz. Her adımda mağaranın duruşu, bakışı değişiyor sanki. Bu heyecan veren gizemli yolculuğun adını çıkarın!

Mağaranın Oluşumu ve Özellikleri
Ballıca Mağarası’nın varlığı 3.4 milyon yıl öncesine dayanıyor. 1995’te turizme açılan, 680 metre uzunluğunda ve 95 metre yüksekliğinde olan Ballıca Mağarası’nın ziyarete açık 8 salonu bulunuyor. Her salonun ayrı bir güzelliği ve de özelliği var. Mesela girişin hemen ardında bulunan Havuzlu Salon’da sıcaklık daha yüksek, nem oranı ise daha düşük ve bu sebeple de bu kısımda pul pul bir görünüm mevcut. Büyük Damlataşlar Salonu mağaranın en geniş alanı ve burada mağara incileri ile kaplı küçük havuzlar bulunuyor. Bu salondan sonra da yürüme yolunu takip ederek; sarkıt, dikit ve küçük havuzlardan oluşan Çamurlu Salon’a, mağaranın en üst noktasında bulunan ve en yaşlı salonu olan Fosil Salon’a, mağaranın en genç salonlarından olan ve yarasalara ev sahipliği yapan Yarasalı Salon’a ve diğer salonlara ulaşabilirsiniz. Mağaranın, henüz oluşumuna devam etmesi sebebiyle ziyarete açılmayan bölümleri de bulunuyor…

Rehberimizin anlattığına göre, kristalleşmiş kireçtaşlarından meydana gelen mağarada mevsim ne olursa olsun içeride hava sıcaklığı 17-19 derece arasında değişiyormuş ve ortalama nem oranı da %55 civarındaymış. Buranın bol bol saf oksijen içeren havası nefes almayı kolaylaştırdığından dolayı astım hastalarına iyi geliyormuş. Ayrıca Ballıca Mağarası, şimdiye kadar tespit edilen tüm mağara oluşumlarına sahip olmasının yanı sıra, özgün Soğan Sarkıtları ile de uluslararası önem taşıyormuş.

Mağara Sakinleri Yarasalar
Mağaranın çeşitli yerlerine dağılmış küçük gruplar halinde yaşayan yarasaların nüfusu 2 milyon civarındaymış. Mağaranın kendi gibi gizemli sakinleri de buraya ayrı bir turistik önem katmış. Okuduğuma göre; gece dışarı çıkıp gün ağarmadan içeri giren yarasalar, gündüzleri mağarada oluşan karbondioksiti emip geceleri dışarı çıkarıyor ve dönüşte mağaraya oksijen getiriyormuş.

Mağara Çıkışı Ballıca Cafe’de Dinlenin!
İçeride çok gezdik, her adımda heyecanlandık, bol bol fotoğraf çektik. Sürekli etrafımızda döne döne mağaranın her yanını inceledik. Çıkışa ulaştığımızda biraz dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Mağara çıkışında doğayla iç içe bulunan, Kozova’ya tepeden bakan Ballıca Cafe’de oturduk, birer gözleme ve ayran söyledik. Ben çok aramasam da çoğunluk gözleme keyfini çayla taçlandırdı; eh bizden keyiflisi yoktu!

Bu arada, biraz aşağıda da hediyelik eşyalar alabileceğiniz küçük bir alan bulunuyor.

Bir Doğa Harikasının Daha Sonuna Geldik!
Günümüzdeki haliyle ziyaretçilerini büyüleyen Ballıca Mağarası, henüz ziyarete açılmamış ve keşfedilmemiş bölümleriyle de gizemini korumayı sürdürüyor. Milyonlarca yıllık bir geçmişe sahip olan sarkıt ve dikitlerin zarar görmemesi nedeni ile içeride flaşlı fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Zaten biz de bu güzelliğe zarar vermek istemeyiz, öyle değil mi?


