Çocukluğumda hemen hemen her sene gittiğim Beycik’e birkaç zamandır gitme fırsatı bulamıyordum. Bu sene bir fırsatını yakaladım ve tadına doyamadığım Bodrum tatili yetmezmiş gibi bir de üstüne Beycik’in serin yaylalarına atıverdim kendimi. İlk üç günü susuz ve elektriksiz geçen, macerası bol bir köy tatili geçirdim. Güzel anılarla döndüm.
Beycik Neresi mi?
Beycik, Antalya ilinin Kemer ilçesine bağlı sessiz, sakin, harika bir dağ köyü. Bey Dağları Milli Parkı içinde, Tahtalı Dağı’nın denize bakan eteklerinde kurulmuş harika deniz ve dağ manzaralı bir yerleşim alanı. Köyün herhangi bir yerinden görebileceğiniz olağanüstü dağ manzarası, insanı durup şöyle derin bir nefes almaya davet ediyor. Bir yandan da Tekirova Üç Adalar manzarası kendini gösteriyor. Öyle ki tüm manzarayı bir nefeste içinize çekip yanınızda taşımak istiyorsunuz. Daha önceki gidişlerimde köyde uzun yürüyüşler yapmaktan çok denize inmeyi tercih etmiştim. Bu kez, hazır şehrin aceleciliğinden uzaklaşmışken deniz-kum-güneş üçlüsünün cazibesinden biraz uzaklaşıp dağ-orman-keçi üçlüsüyle daha fazla haşır neşir olmaya karar verdim. Köyde kaldığımız birkaç gün boyunca köyün farklı yerlerini keşfe çıktık. Kâh keçilerle birlikte patikalar aştık kâh kaybolduk, kırmızı-beyaz çizgileri takip ederek yolumuzu bulduk. Dağ, orman ve deniz manzaralarının iç içe olduğu köy yollarında yürürken, her an daha fazla keyif aldık. Köye ilk geldiğimiz yılları hatırlıyorum da, o zamanlar buralarda çok fazla bina yoktu. Gezinirken gördüğümüz ise şimdilerde köyde daha fazla ev, yazlık, villa, pansiyon ve restoran olduğu. Beycik’in doğası ve güzellikleri duyuldukça gelenler de çoğalıyor tabii. Ancak köy halkının bu tarz turistik girişimlerle pek ilgisi yok. Onlar daha çok kendi hallerindeler. Keçilerini otlatıp, tarlalarını sürüyorlar. Umarım gelenler de buraların değerini bilirler.

Gökyüzüne Yolculuk
Ben 2.366 metrelik Tahtalı Dağı’nın heybetini hep köyden izledim. Ancak siz buralara gelirseniz, Tahtalı’nın tepesine teleferikle çıkabilir ve dağın üzerinden seyahat ederken, keyifli, deniz manzaralı bir serüven yaşayabilirsiniz. Eminim unutulmaz bir deneyim olacaktır! Tahtalı Dağı’nın zirvesinde, oraya ulaşanların isimlerini ve duygularını yazdığı bir defter olduğunu duymuştum. Eğer defter hala orada duruyorsa en yakın zamanda Tahtalı Dağı zirvesine adımı yazmak isterim. Olympos Teleferik ile Tahtalı Dağı zirvesine ulaşabilirsiniz. Denemek isteyenler için yamaç paraşütü, tırmanma gibi farklı aktivite alternatifleri de bulunuyor. 
Köy Meydanında Dev Bir Çınar
Köy meydanındaki dev çınarın heybetli görüntüsü, Beycik’e ilk geldiğim zamanlardan aklıma kazınmış olan bir görüntüdür. O zamanlar, kocaman çınarın alt tarafında köy halkının ‘koca mağar’ olarak adlandırdığı bir köy kahvesi vardı. İlk molamızı burada vermiştik ve çok eğlenmiştik. Çınar hala yerinde ve hala görülesi ancak köy kahvesi artık hayatına Çınaraltı Pansiyon & Restoran olarak devam ediyor. Köydeki asırlık çınarlardan bir başkası da Riviera Park Restoran olarak yaşamına devam ediyor. Ağacın dalları üzerinde kurulan çardağa ağaç bir merdivenle çıkılıyor. Böyle bir ortamda bir şeyler yemek insana ayrı bir keyif veriyor. Kesinlikle görülmeye değer! 
Işıklar Ülkesine Giden Yol
Beycik aynı zamanda, Türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olma özelliğine sahip Likya Yolu üzerinde yer alıyor. Hatta kendisi, bu yolun önemli dinlenme ve konaklama merkezlerinden birisi. Bu bilgiyi daha önceden de biliyordum tabi ama bu yıl Likya Yolu tabelasını gördüğümde içimde beni çok heyecanlandıran bir istek uyandı: Likya Yolu yürünecek! Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan ve tarihte Likya olarak adlandırılan, Teke yarımadasındaki patikalardan bir kısmının işaretlenip haritalanması ile oluşturulmuş yürüyüş rotası, sadece 509 kilometrecikmiş. Ne var ki canım, yürürüz biz o yolu!
Bu Havada İnsanın Ömrü Uzar!
Deniz seviyesinden 850 metre yükseklikte yer alan Beycik Yaylası’nın en güzel özelliklerinden biri de havası. Nem yok, esinti desen efil efil! Burada, gün içinde terlemeden işini gücünü halletmenin keyfi başka, sıcaktan sağa sola dönmeksizin deliksiz bir uyku çekmenin tadı daha da başka. Nem oranının düşük oluşu, şehir gürültüsünden uzak oluşu, doğal beslenme imkânı gibi etkenler köy halkının daha sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlıyor. Köyde yaşayan kişiler genellikle 90 yaş ve üzerini görebiliyormuş; öyle diyorlar. Biz de yılda bir kere de olsa gelip havasını soluyabildiğimiz bu güzellikten faydalanabildiğimiz kadar faydalandık. Sabah veya akşam bol bol yürüdük, stresimizi attık, tazelendik… 
Beycik Geceleri
Beycik gecelerinin ışıltısı yıldızlardan, coşkusu o anı sizinle paylaşan sevdiklerinizden gelir. Son gidişimizde, bizim için Beycik gecelerinin en gözde eğlencesi, bahçede Tahtalı Dağı’na karşı üşüyerek okey keyfi yapmaktı. Tabii siz çimlere uzanıp cırcır böcekleri eşliğinde yıldızları seyretmeyi ya da fenerlerinizi alıp heyecanlı bir gece yürüyüşü yapmayı da tercih edebilirsiniz. Bence Beycik gecelerinde tek sınır hayal gücünüz.
Beycik Sapağını Kaçırmayın!
Düşünün ki bir yanınız Tekirova-Üç Adalar manzarası, bir yanınız Tahtalı Dağı… Mis gibi yayla havası! Beycik sapağı, Antalya ile Finike’yi bağlayan ana yolun sağ tarafında kalıyor. Beycik Köyü buradan yaklaşık 6 kilometre mesafede bulunuyor. Beycik’in güzelliklerini keşfetmek için tek yapmanız gereken sapağı kaçırmamak! 
