Azra Erhat’ın ‘Mavi Yolculuk’ adlı kitabını okudunuz mu? Ya da daha eski bir hikayeden bahsedip mavi yolculuk’ teriminin literatüre kazandırılmasında Halikarnas Balıkçısı’nın parmağı var desek şaşırır mısınız? İkisi de Türk Edebiyatı’nın en özel kalemlerinden ve ikisi de gerçek bir mavi aşığı… İşte bu ikiliden çıkıyor aslında mavi bir yolculuk hayalleri…
1950’li yıllarda tanınmış aydınların huzur bulmak için çıktıkları küçük tekne gezileri zamanla birkaç günlük koy keşiflerine dönüşüyor. Bu kaşiflerden sadece biri olan Azra Erhat da yolculuklarını kaleme almaya başlıyor. Gördükleri nefis koyları ve muhteşem deneyimlerini de adı geçen kitapta anlatıyor. 1980 yılına kadar bu mavi yolculuklara sadece yazar ve sanatçılar çıkarken 1980 yılında kendi teknesine sahip kişilerin sayısı artıyor ve oldukça talep gören bir seyahat şekli olarak mavi yolculuk kavramı turizm sektöründe yerini alıyor.
Her Yeni Güne Yepyeni Bir Koyda Uyanın!
Bu tatilin kralı sizsiniz! İsteğinize göre bir rota belirliyorsunuz ve küçük bir valizle yola çıkıyorsunuz. Amaç yepyeni koylarda sadece yüzmek ve akşam yemeğini büyüleyici bir mehtap eşliğinde yapmak olduğuna göre birkaç parça kıyafetten daha fazlasına ihtiyacınız yok. Ege kıyılarının en özel köşelerinden Akdeniz’e kadar uzanan o muhteşem koylarda balıklarla beraber yüzmenin keyfine hiçbir tatilde rastlayamayacağınıza eminiz.
Mavi yolculuklara çift olarak katılabileceğiniz gibi büyük bir arkadaş grubuna da eşlik edebilirsiniz. Ahşap tipi tekneler ve guletlerle çıkılan mavi yolculuklarda 4 kamaralı ve 8 kişi kapasiteli olanlardan 12 kamaralı ve 24 kişi kapasiteli olanlara kadar pek çok seçenek mevcut. Yeter ki siz kaç kişi katılacağınıza karar verin.
İştahınızı Açacak Koylar Sizi Bekliyor!
Mavi yolculukların en renkli taraflarından biri de sabah kahvaltısını pırıl pırıl bir güneşin doğuşuyla beraber yapmak. Turkuaz renkli koylara karşı güneşin ilk ışıklarını nefis bir kahvaltıyla taçlandırmak, tüm yıl kaybettiğiniz enerjiyi geri verecek. Akşam yemeğinde de durum çok farklı değil. Günün yorgunluğunda açılan iştahınızı da ay ışığı altında alınan bir yemekle doyurabilirsiniz. Akşam yemeğinden sonra ise aynı huzurla geçirilecek bir mehtap sefasına hazır olun!
Yalnız bu konuda yola çıkmadan önce küçük bir uyarı yapmamızda fayda var. Teknede hazırlanan yemekler küçük bir mutfakta hazırlanan ve anlık tüketilmesi gereken şeyler olduğundan hafif kızartmalar, makarnalar ve taze balıklarla yetinmeniz gerekiyor. Fakat yolculuk boyu öyle manzaralara rastlayacaksınız ki kallavi sofraları bir an bile aramayacaksınız.



