Koyu Mod Açık Mod
Koyu Mod Açık Mod

Karadeniz’de Gezilecek Yerler

Karadeniz seni çağırıyor! Dağların denize omuz verdiği, yeşilin binbir tonuyla sarılıp sarmalanan Karadeniz Bölgesi; yaylaları, şelaleleri ve lezzetli mutfağıyla unutulmaz bir yolculuk vadediyor. Bu yazı “Karadeniz turunda nerelere gidilir?” diye düşündüğünde yol gösterici bir rehber niteliğinde olacak. Hazırlığını yap çünkü doğanın kalbinde keyifli ve ilham verici bir rota seni bekliyor. İşte karşında Karadeniz turunda gezilecek yerler!

Trabzon

Karadeniz’e yolun düştüğünde uğramadan geçmemen gereken bir yer varsa o da Trabzon! Çünkü “Karadeniz’in en güzel şehri neresi?” desek hemen hemen herkes Trabzon’u ilk sıralara koyar. Tarih kokan sokakları, doğanın tam kalbinde yer alan huzurlu köşeleri ve dillere destan lezzetleriyle burası herkesin gezip görmek isteyeceği bir rota. Trabzon’un simgelerinden Sümela Manastırı, kayalıkların arasında yükselen büyüleyici yapısıyla seni kendine hayran bırakacak. Manastırın mistik havasını soluyup fotoğraflamadan dönmek olmaz. Doğanın tam ortasında nefes almak istiyorsan yönünü Uzungöl’e çevirebilirsin. Çam ağaçlarının sardığı bu etkileyici göl, şehirden kaçıp huzuru bulabileceğin bir atmosfer sunuyor.

Biraz daha tarih mi dedin? O zaman rotanı Ayasofya Camii’ne çevir. Bizans Dönemi’nin izlerini taşıyan bu yapının her köşesinde geçmişin izlerini hissetmek mümkün. Trabzon’a gelmişken Atatürk Köşkü’nü es geçmek olmaz. Atatürk’ün şehri ziyaret ettiğinde konakladığı bu köşk seni zamanda yolculuğa çıkaracak. Tarihî keşifle yetinmeyip manzaranın tadını çıkarmak istiyorsan Trabzon Kalesi tam da aradığın yer olabilir. Kalenin surlarından şehri izlerken hem geçmişi hem bugünü aynı anda deneyimleyebilirsin.

Karadeniz’in kalbinde, Trabzon’un sıcak insanlarıyla karşılaşıp güzel anılar biriktirmeye hazır mısın? Hadi, valizini hazırla ve Trabzon turu için yola koyul!

Sümela Manastırı

Trabzon’da keşfe çıkacağın ilk duraklardan biri: Sümela Manastırı. Altındere Vadisi Millî Parkı’nın içinde yer alan bu eşsiz yapı, binlerce yıllık geçmişiyle âdeta Trabzon’un simgesi hâline gelmiş. Ana Kaya Kilisesi, şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazma gibi bölümleriyle tam anlamıyla bir kültürel hazine. Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde inşa edildiği düşünülen manastır Meryem Ana’ya adanmış. İç ve dış duvarlarındaki freskleriyle dinî ve sanatsal ögeleri gözler önüne seriyor. Karadeniz’in meşhur yerlerinden biri olan manastır, 08.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık. MüzeKart geçerli, 18 yaş altındaki öğrenciler için giriş ücretsiz.

Not: Sümela Manastırı bazı dönemlerde restorasyon nedeniyle kapalı olabiliyor. Gitmeden önce ziyaret durumunu kontrol etmekte fayda var.

Uzungöl

Çam ağaçlarıyla çevrili Uzungöl, doğa gezintisi yapmak için uygun bir adres. Çaykara’daki büyüleyici göl manzarasıyla kartpostallık bir görüntüye sahip. Haldizen Deresi’nde masalsı manzara sunan bölge doğaseverler için harika bir destinasyon. Gölün çevresinde yürüyüş yapabilir, bisiklet kiralayabilir, ATV turuna çıkabilirsin. Macera senin seçimine kalmış! Günün sonundaysa yöresel tatlar seni bekliyor: mıhlama, alabalık, karalahana çorbası ve finalde nefis Laz böreği…

Not: Uzungöl’ün çevresinde birçok yayla bulunuyor. Göl manzarasını yukarıdan seyretmek istersen Garester Yaylası bunun için ideal bir durak.

Trabzon Ayasofya Camii

Trabzon’un şehir merkezine yakın, Karadeniz’in kıyısında yer alan Ayasofya Camii köklü geçmişiyle dikkat çeken bir yapı. 13. yüzyılda Trabzon İmparatorluğu döneminde Kral I. Manuel Komnenos tarafından kilise olarak inşa edilen Ayasofya, Geç Bizans mimarisinin zarif bir örneği. Özellikle kubbesi, dış cephedeki taş işçiliği ve güney cephedeki Adem ile Havva kabartması yapının sanatsal değerini ortaya koyuyor. Fetihten sonra camiye dönüştürülen ve uzun yıllar müze olarak hizmet veren yapı, 2013’te tekrar ibadete açıldı. Giriş ücretsiz. İbadet saatlerine ve kıyafet kurallarına dikkat etmende fayda var.

Atatürk Köşkü

Mustafa Kemal Atatürk’ün anısını yaşatan köşk, Trabzon’da mutlaka görülmesi gereken yapılardan biri. Soğuksu’da bulunan yapı 19. yüzyılda Konstantin Kabayanidis tarafından inşa edilmiş. Atatürk 1924 yılında Trabzon’u ilk kez ziyaret ettiğinde bu tarihî köşk önemli kararlara tanıklık etmiş. 1943’te müze olan köşkte Atatürk’ün eşyalarını ve önemli tarihî belgeleri görebilirsin. Avrupa mimarisinden esintilere rastlayabileceğin köşk, 09.00-17.00 saatlerinde ziyarete açık. MüzeKart’ın geçerli olmadığı binaya girişler 2025 yılı itibarıyla yetişkinler için 85 TL, öğrenciler için 30 TL.

Çal Mağarası

Dünyanın uzun mağaralarından biri olan Çal Mağarası, içinde akan deresi, küçük şelaleleri ve göletleriyle ünlü. Trabzon’un Düzköy ilçesindeki mağara, şehir merkezine yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta. 1 kilometrelik bölümünde ahşap yürüyüş platformu bulunan mağarada sarkıt ve dikit gibi oluşumlar epey dikkat çekici. Ayrıca mağarada tarihî bir kalenin kalıntısı da bulunuyor. Havasının solunum hastalıklarına iyi geldiği düşünülen mağaraya girişler ücretli. MüzeKart’ın geçerli olmadığı mağara, 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açık.

Not: Mağaranın içinin sıcaklığı 7-10°C arasında değiştiği için giderken yanına uygun kıyafetler almayı unutma.

Trabzon Kalesi

Trabzon Kalesi’ne uğramadan Trabzon’dan dönme! Yukarı, İç Kale, Orta ve Aşağı bölümlerinden oluşan kalede Antik Çağ’ın izlerine rastlayabilirsin. Temeli çok daha eskiye dayanan kalenin bugünkü görünümünün Bizans ve Osmanlı dönemlerinde inşa edildiği düşünülüyor. Kale, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu eve yakın bir noktada bulunuyor. Kalenin surları büyük oranda ayakta. Orta Hisar ve Aşağı Hisar bölümleriyse kısmen korunuyor. Ortahisar Camii, Yeni Cuma Camii gibi yapılar kalenin kültürel geçmişini gözler önüne seriyor.

Hamsiköy

Bir şehri keşfederken yöresel lezzetlerini tatmamak olmaz. Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Hamsiköy’e giderek meşhur sütlacın tadına bakabilirsin. Tabii mısır ekmeği ve hamsi tava yemeden dönmek de olmaz! Yayla köyü havası solumak istiyorsan yemyeşil doğası, geleneksel ahşap evleri ve sakinliğiyle Hamsiköy’de aradığın atmosferi bulabilirsin.

Rize

Rize, Doğu Karadeniz’de gezilecek yerler listesinin başında yer alıyor. Bu şehre Türkiye’nin çay bahçesi demek hiç de yanlış olmaz. Ne de olsa Rize denince herkesin aklına önce çay geliyor. Rize’de yeşilin binbir tonunu görmen mümkün. Üstelik bunun için çok uzağa gitmene gerek yok. Kaçkar Dağları Millî Parkı, Karadeniz’in turistik yerlerinden biri. Özellikle dağcılık, kamp, yürüyüş gibi doğa aktivitelerine meraklıysan burası tam senlik!

Şehre geldiğinde uğraman gereken ilk yer Fırtına Vadisi. Burası coşkun suların üzerinde doğanın keyfini çıkarabileceğin eşsiz bir nokta. Dört tarafı yemyeşil yaylalarla çevrili şehirde oksijene doymak ister misin? O zaman durma! Arabana atla ve Ayder Yaylası’na doğru yola çık. Burada anın tadını çıkar. Daha sonra bulutların üzerinde eşsiz bir manzaraya tanıklık etmek için Pokut Yaylası’na geçebilirsin.

Daha sakin bir an geçirmek istersen sıradaki durağın Gito Yaylası olmalı. Huser Yaylası özellikle fotoğraf tutkunlarının gözdesi. Fırtına Vadisi’ndeki gezini tamamladıktan sonra Zil Kale’yi de mutlaka görmelisin! Burada seni nefes kesici bir manzara bekliyor. Rize’nin merkezinde de güzel zaman geçirebilirsin. Rize Kalesi, Karadeniz’in sonsuz maviliğini görmek için ideal bir nokta. Kaleye gelmişken çay bahçelerine de gidebilirsin.

Fırtına Vadisi

Fırtına Vadisi, Rize’nin Çamlıhemşin ve Ardeşen ilçeleri boyunca uzanarak Kaçkar Dağları’ndan doğan Fırtına Deresi’nin coşkun sularıyla hayat buluyor. Bu vadi hem doğanın tadını çıkarman hem eğlenceli aktivitelere katılman için sayısız fırsat sunuyor. Fırtına Vadisi’nde rafting turlarına katılabilir, zipline etkinlikleriyle derede adrenalin dolu anlar yaşayabilirsin.

Osmanlı Dönemi’nden kalan kemer köprülerse vadiyi daha da cazip hâle getiriyor. Şenyuva ve Mikron Köprüleri tarihî dokusuyla ziyaretçilerin ilgisini çekerken geleneksel ahşap konaklar da bölgenin otantik atmosferini tamamlıyor. Tarihî köprülerde ve konakların önünde fotoğraf çektirmeyi unutma!

Şenyuva Köprüsü

Fotoğraf çekmek için Fırtına Vadisi’nde mutlaka uğraman gereken noktalardan biri Şenyuva Köprüsü. Eski adıyla Çinçiva olarak da bilinen köprü, 1696 yılında inşa edildiği rivayet edilen tipik bir Osmanlı Dönemi kemer köprüsü. Tek gözlü, yuvarlak kemerli ve kesme taştan yapılan köprü, vadinin en eski köprülerinden biri. Yaklaşık 40 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğindeki köprü, Fırtına Deresi’nin üzerinde zarif bir geçiş sağlıyor.

Pokut Yaylası

Çamlıhemşin’de 2050 metre rakımda yer alan bu yayla, ahşap mimarisi ve panoramik Kaçkar Dağları manzarasıyla âdeta kartpostal gibi. Sabah ve akşam saatlerinde oluşan bulut denizi, Pokut’u benzersiz kılan detaylardan biri. Doğa yürüyüşü yapmak, Sal Yaylası’na geçiş rotasında manzaranın tadını çıkarmak ve fotoğraf çekmek için biçilmiş kaftan. Konaklama için bazı yayla evleri pansiyona dönüştürülmüş olsa da yer bulmak biraz zor. Yaylaya ulaşımsa biraz zorlu bir yoldan sağlanıyor. Bu nedenle yaylaya giderken 4×4 araç kullanmak veya merkezden kalkan servisleri tercih etmek en güvenlisi.

Sal Yaylası

Pokut Yaylası’ndan yaklaşık 20 dakika yürüdükten sonra ulaşabileceğin Sal Yaylası, sakin atmosferiyle huzur dolu bir yer. Kaçkar Dağları’nın ihtişamını ve bulut denizi manzarasını burada da yakalayabilirsin. Genellikle Pokut’la birlikte ziyaret edilen Sal Yaylası, doğayla iç içe kısa bir yürüyüş rotası arıyorsan tam sana göre. Konaklama imkânları Pokut’a göre daha kısıtlı bu yüzden Sal Yaylası’nı günübirlik bir durak olarak tercih edebilirsin.

Huser Yaylası

Ayder Yaylası’na yakın konumdaki 2700 metre rakımlı Huser Yaylası, gün doğumu ve gün batımında oluşan etkileyici bulut denizi manzarasıyla son derece büyüleyici. Kaçkar Dağları’nın ve vadilerin panoramik manzarasını seyredebileceğin yaylada, manzaraya karşı kurulan salıncaklar fotoğraf tutkunlarının favori noktalarından. Ancak yaylaya ulaşım oldukça zor, sadece yüksek araçlarla veya özel turlarla çıkılabiliyor. Konaklama ve yeme içme imkânlarıysa birkaç küçük işletmeyle ve kamp alanıyla sınırlı.

Gito Yaylası

2400 metre rakımdaki Gito Yaylası, Kaçkar Dağları’nın zirvelerine ve vadilere hâkim panoramik manzarasıyla doğaseverlerin gözdesi. Doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için Badara Yaylası’na uzanan keyifli bir rota bulunuyor. Konaklama için pansiyona dönüştürülmüş evler ve kamp alanları mevcut. Ancak yaylaya ulaşım oldukça zor, 4×4 araçlarla gitmeni öneririz.

Ayder Yaylası

Doğayla iç içe, huzurlu bir an mı yaşamak istiyorsun? O zaman Ayder Yaylası’na mutlaka uğramalısın. Kaçkar Dağları Millî Parkı’nın eteklerinde, 1218 rakımda bulunan yaylanın meşhur kaplıcalarında yorgunluğunu atabilir, yeşillikler içerisinde gün batımını izleyebilirsin. Konaklamak için ahşap otel, pansiyon, yayla evi seçeneklerini değerlendirebilirsin. Ayder Yaylası sadece doğasıyla değil, mutfağıyla da sana kucak açıyor. Mıhlama, karalahana çorbası, Laz böreği, tereyağlı alabalık… Yayladaki restoranlarda ve lokantalarda bu lezzetleri taptaze şekilde tadabilirsin.

Zil Kale

Rize gezine tarihî mekânları eklemek istersen Fırtına Vadisi’ndeki Zil Kale’yi mutlaka görmelisin. Sarp kayalıkların üzerinde, yemyeşil ormanın ortasındaki kalede büyüleyici anlar geçirmen kaçınılmaz. Fırtına Deresi’nden 100 metre rakımda bulunan kale Orta Çağ’dan kalma eşsiz yapılardan biri. 14. ve 15. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen kale Osmanlı Dönemi’nde gözetleme amacıyla kullanılmış. Sekiz burç ve gözetleme kuleleriyle Avrupai havaya sahip yapıya Çamlıhemşin’den özel turlar düzenleniyor. Ziyaret saatleri 09.00-18.00 olarak belirlenmiş. MüzeKart’ın geçerli olmadığı kaleye girişler ücretli.

Palovit Şelalesi

Zil Kale’yi gezdikten sonra rotanı Palovit Şelalesi’ne çevirmelisin! Çamlıhemşin ilçesinde yer alan şelale, bölgenin en yüksek debili şelalelerinden biri. Gürül gürül akan suyu izlemek için ahşap yollar ve merdivenler bulunuyor.

Rize Botanik Çay Bahçeleri

Kaleye gelmişken yakınlarındaki Rize Botanik Çay Bahçeleri’ni de ziyaret ederek burada çay keyfi yapabilirsin. Ziraat Botanik Bahçesi olarak da bilinen bu nokta, Karadeniz’e has bitki çeşitlerini görmen için muhteşem bir fırsat. Yamaçtaki konumu nedeniyle Karadeniz’in muhteşem doğasını seyretmen için de uygun yerlerden biri.

Artvin

Doğu Karadeniz’in en bakir doğasına sahip şehirlerinden biri olan Artvin, huzur dolu manzaralar sunuyor. Borçka Karagöl’ün ve Şavşat Karagöl’ün kartpostal gibi manzaralarında doğanın tadını çıkarabilir, Hatila Vadisi’ndeki cam terasta nefes kesen bir manzara izleyebilirsin. Mençuna, Maral ve Delikli Kaya şelaleleriyse şehrin doğal harikaları arasında yer alıyor. UNESCO Biyosfer Rezervi olan Maçahel Vadisi, bozulmamış doğasıyla büyülüyor. Tarihî Barhal Kilisesi’ni gezmeyi ve Cehennem Deresi Kanyonu’nda macera dolu bir yürüyüş yapmayı da ihmal etmemelisin. Hadi, şimdi seninle Karadeniz’in en güzel yerlerini keşfedelim.

Şavşat

Karadeniz’in görülmesi gereken yerlerinden biri olan Şavşat, Artvin’in huzur dolu adreslerinden biri. “Sakin Şehir” ünvanına sahip bu ilçede, Karagöl-Sahara Millî Parkı’nın büyüleyici manzarasında kaybolabilir, ahşap evlerin süslediği Pınarlı, Veliköy ve Suloban köylerinde nostaljik bir gezintiye çıkabilirsin. Tarih meraklıları için Satlel Kalesi ve Tibet Kilisesi âdeta birer zaman tüneli. Yemyeşil yaylalar, serin göller ve geçmişten kopup gelmiş sokaklar seni bekliyor.

Karagöl Sahara Millî Parkı

Artvin’in doğa harikası Karagöl Sahara Millî Parkı, muhteşem güzellikleri bir arada sunuyor. Şavşat Karagöl buzul ve heyelan set gölleriyle çevrili, alpin çayırları ve yemyeşil ormanlarıyla tam bir fotoğraf karesi. Sahara Yaylası ise geniş yayla alanları ve geleneksel yaylacılık kültürüyle bambaşka bir deneyim. Millî park endemik bitkilerden oluşan zengin biyoçeşitliliğiyle doğaseverlerin de gözdesi. Doğa yürüyüşü, kamp, fotoğrafçılık ve yayla şenlikleri gibi aktiviteler için ideal. Giriş ücretiyse 2025 yılı itibarıyla 60 TL. Unutma, burada her köşe bir fotoğraf karesi!

Borçka Karagöl Tabiat Parkı

Borçka Karagöl Tabiat Parkı da Karadeniz’in yemyeşil doğasını gözler önüne seren bir adres. Masalsı görüntü sunan gölü ziyaret ettiğinde kuş sesleri eşliğinde huzurlu anlar yaşayabilirsin. Kızıl, sarı, turuncu renklerinden oluşan renk cümbüşü ve karların altındaki muhteşem görüntüsü görülmeye değer. Gölün çevresinde doğaseverlere çeşitli imkânlar sunuluyor. Sandal kiralayarak gölde etkileyici bir gezintiye çıkabilirsin. Parkın içerisinde konaklama için bungalov evler, yemek molaları içinse restoran gibi hizmet alanları mevcut. Giriş ücretleri dönemsel olarak değişiklik gösterebiliyor.

Hatila Vadisi Millî Parkı ve Cam Teras

Artvin’de doğanın kalbine yolculuk yapmak istiyorsan Hatila Vadisi Millî Parkı tam sana göre! Şehir merkezine sadece 10 km uzaklıktaki bu doğal cennet; derin vadileri, yemyeşil bitki örtüsü ve yaban hayatıyla büyülüyor. 220 metrelik yüksekliğiyle eşsiz bir manzara sunan Cam Teras’a çıkarak gezine heyecan katabilirsin. Millî parkta doğa yürüyüşü ve kamp yapmak da mümkün. 2025 yılı itibarıyla giriş ücreti 60 TL, Cam Teras içinse ekstra ödeme yapman gerekiyor. Rüzgârın sesi, kuşların cıvıltısı ve doğanın huzuru burada seni bekliyor.

Cehennem Deresi Kanyonu

Artvin’in büyüleyici noktalarından bir diğeri de Cehennem Deresi Kanyonu. Yemyeşil doğası, dar ve taşlı geçitleriyle tam anlamıyla bir açık hava müzesi. 500 metre uzunluğu ve 70 metreye ulaşan yüksek kaya duvarlarıyla Türkiye’nin sayılı kanyonları arasında. Dar ve zorlu yollara sahip olan kanyon özellikle maceraseverler için ilgi çekici bir gezi alanı.

Maçahel Vadisi

Maçahel Vadisi doğanın kalbinde keşfedilmeyi bekliyor. Karçal Dağları’nın eteklerinde, avuç içi şeklindeki bu eşsiz vadi UNESCO’nun Biyosfer Rezerv Alanı ilan ettiği Türkiye’nin en değerli doğal alanlarından biri. Doğal güzelliklerinin yanında kültürel mirasıyla da dikkat çeken bölgede geleneksel ahşap mimari öne çıkıyor. Gorgit Yaylası ve Maral Şelalesi bölgenin eşsiz durakları arasında. Maçahel eşsiz balıyla da ünlü. Bölge Saf Kafkas Arı ırkının korunduğu ender yerlerden biri. Maçahel’e ulaşım oldukça zor. Seyahatinden önce yol durumunu kontrol etmen iyi olabilir.

Barhal Kilisesi

Tarihî yapılar bakımından da zengin bir şehir olan Artvin’de Gürcü mimarisinin izlerini taşıyan Barhal Kilisesi’ni mutlaka ziyaret etmelisin. 10. yüzyıldan kalan kilise, dönemin inanç kültürünü yansıtıyor. Orta Çağ mimarisinden esintiler sunan yapının işçilik detayları son derece dikkat çekici. Camiye çevrilen ve günümüzde ibadete açık olan kiliseye ziyaretlerse ibadet saatleri dışında gerçekleşiyor.

Mençuna Şelalesi

Artvin’in Arhavi ilçesinde bulunan şelaleye Çifte Köprüler’den sonra yaklaşık 30 dakikalık yolculukla ulaşmak mümkün. Şelalenin yakınlarında dinlenmek için küçük bir tesis de mevcut. 100 metre yükseklikten dökülerek görsel bir şölen yaratan şelale yemyeşil bitki örtüsüyle seni büyüleyecek.

Delikli Kaya Şelalesi

Artvin’in Murgul ilçesine bağlı Başköy’de yer alan Delikli Kaya Şelalesi, adını suyun büyük bir kayanın içindeki doğal oyuktan akarak dökülmesinden alıyor. Zamanla suyun aşındırdığı kireç taşı kaya, masalsı bir manzara sunuyor. Yemyeşil doğasıyla fotoğraf tutkunlarının uğrak noktası olan şelaleye köy yolundan ulaşabilirsin.

Samsun

“Karadeniz nasıl bir yer?” diye merak ediyorsan cevabı sana Samsun versin. Çünkü Karadeniz’de hem tarihin izini sürebileceğin hem doğanın tadını çıkarabileceğin bir şehir varsa o da kesinlikle Samsun. Bağımsızlık mücadelesinin en önemli şehri olarak tarihe adını yazdıran Samsun, ziyaretçilerine simge yapılarıyla kültürel bir serüven sunuyor. 1931’de yapılan Onur Anıtı bu yapıların arasında değerli bir yere sahip. Şehirde mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalardan bir diğeri de Bandırma Vapuru Müzesi. Türk milleti için önemli olan vapurun bire bir kopyasını Müzeyi gezerken tarihin tozlu sayfalarında yolculuğa çıkabilirsin.

Dilersen Atatürk’ün Samsun’a ayak bastıktan sonra konakladığı ve daha sonra müze hâline getirilen Gazi Müzesi’ni de ziyaret edebilirsin. Samsun sadece tarihsel yönüyle değil, Antik Çağ’a uzanan köklü geçmişiyle de oldukça değerli. Amisos Tepesi, Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ve Amazon Köyü seni binlerce yıl öncesine götürecek. Ayrıca Şahinkaya Kanyonu ve Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti gibi doğa harikaları da keşfedilmeyi bekliyor.

Bandırma Vapuru ve Müzesi

Millî Mücadele’nin fitilini ateşlemesi için Mustafa Kemal’i taşıyan Bandırma Vapuru, şehrin önemli simgelerinden biri. Müze şeklinde düzenlenen vapurdaki bal mumu heykeller ve belgeler döneme ışık tutuyor. Atatürk’ü 19 Mayıs 1919’da Samsun’a getiren Bandırma Vapuru’nun aslına uygun replikası Millî Mücadele Parkı ve Açık Hava Müzesi’nde bulunuyor. Müze 08.30-16.45 saatleri arasında ziyarete açık.

Onur Anıtı

Şehre geldiğinde Atatürk Parkı’ndaki Onur Anıtı’nı ziyaret etmeyi unutma! Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan anıt, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’in imzasını taşıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a gelerek Millî Mücadele’yi başlatmasına ithafen tasarlanan anıt, Türk milletinin gücünün ve kararlılığının bir sembolü.

Şahinkaya Kanyonu

Samsun’un doğasını keşfetmek istersen Şahinkaya Kanyonu’nu mutlaka görmelisin. Kızılırmak Nehri’nde inşa edilmiş Altınkaya Baraj Gölü’nün üzerinde yer alan kanyon 106 metre derinliğiyle Türkiye’nin en büyük ikinci su kanyonu. Buraya ulaşmak için Vezirköprü’den kalkan turlara katılabilirsin. Su sporlarını seviyorsan kanyona kadar gelmişken kano ve yamaç paraşütü gibi aktivitelere katılmayı unutma!

Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti

Karadeniz’de gezilecek doğal yerler listene, yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ni de eklemelisin! Yaklaşık 360 kuş türüne ev sahipliği yapan bölge, doğaseverler ve kuş gözlemcileri için âdeta bir cennet. Burası göçmen kuşlar için kritik bir konaklama ve üreme alanı. UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan bölgede kuşların yanı sıra manda, yılkı atı gibi yaban hayvanlarını görmen de mümkün. Bölgede ziyaretçiler için bisiklet yolları, gözlem kuleleri ve yürüyüş parkurları gibi imkânlar mevcut.

Ladik Gölü

Tektonik kökenli bir göl olan Ladik Gölü, torf hareketleri sonucunda yer değiştiren adacıklarıyla ünlü. Turna, leylek ve ördek gibi kuş türlerinin bulunduğu gölde balıkçılık faaliyetleri oldukça popüler. Gölün çevresinde piknik için uygun alanlar da mevcut. Gölün yakınlarında bulunan Akdağ Kayak Merkezi kış turizminde önemli bir yere sahip. Kuş türlerini gözlemlemek ya da karla örtülü kayak merkezinde tatil yapmak için Ladik Gölü’ne uğramadan dönme!

Ordu

Karadeniz’de gezilecek tatil yerleri dendiğinde akla ilk gelen şehirlerden biri de Ordu. Boztepe’nin eşsiz manzarasından fındık bahçelerine uzanan Karadeniz’in sakin şehri, huzur dolu bir tatil noktası. Sadece turistlerin değil, yerel halkın da yoğun ilgi gösterdiği Ordu’nun Boztepe ilçesi özellikle gün batımında sunduğu eşsiz manzarayla hafızalardan silinmeyecek anılar bırakıyor. Karadeniz’in kıyısında huzurlu bir ortam sunan Yason Burnu eşine rastlanmayan güzelliğiyle keşfetmeye değer.

Karadeniz şehri olur da yayla olmaz mı? Ordu’nun en meşhur yaylası: Perşembe Yaylası. Kıvrılarak akan su yollarıyla görsel şölen yaşatan bölge yıl boyunca birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Şehrin kalabalığından uzaklaşmak istersen Ulugöl Tabiat Parkı’na gidebilirsin. Burası yemyeşil ormanların gölle birleştiği muazzam bir yer. Ordu’ya gelmişken tarihî bir gezi yapmamak olmaz. Ünye ve Gölköy kaleleri şehirdeki önemli yapılardan bazıları…

Boztepe

530 metrelik yüksekliğiyle tüm şehre yukarıdan bakma imkânı sunan Boztepe, keyifle zaman geçirilecek yerlerden biri. Tepeye ulaşmak için sıkça tercih edilen yollardan biri teleferik olsa da tepeye araçla çıkmak mümkün. Restoran, kafe ve seyir terası gibi olanakların bulunduğu tepede yamaç paraşütü de yapabilirsin.

Yason Burnu Yarımadası

Ordu’nun benzersiz noktalarından Yason Burnu Yarımadası’na giderek 19. yüzyıldan bugüne ulaşan Yason Kilisesi’ni ziyaret edebilirsin. Argonotların Altın Post’u aradığı yer olarak mitolojiye adını yazdıran yarımada fotoğrafçıların gözde mekânlarından biri. Ziyarete açık olan Yason Kilisesi, gün batımında ve gün doğumunda eşsiz bir görüntü sunuyor.

Perşembe Yaylası

Ordu’nun menderesleriyle ve şenlikleriyle ünlü Perşembe Yaylası’nda harika fotoğraflar çekebilirsin. 1500 metre rakımdaki yayla, kıvrılan menderesleriyle muazzam bir manzara oluşturuyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne giren yayla, çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Temmuz ayında düzenlenen geleneksel yayla şenlikleriyle renklenen bölge, Karga Tepesi’nden izlenebilecek harika bir panoramik manzaraya sahip.

Yaylada doğa yürüyüşü, at binme ve yamaç paraşütü gibi aktiviteler yapılabiliyor. Çiseli Şelalesi ve küçük gölü de burada keşfedilmeyi bekleyen doğal güzelliklerden. Yaylada konaklama ve yeme içme tesisleri bulunuyor. Bu sayede yaylada doğanın tadını çıkarırken rahatça vakit geçirebilirsin.

Ünye Kalesi

Ordu’nun Ünye ilçesinde, denize hâkim bir tepede yer alan Ünye Kalesi köklü bir tarihe sahip. Milattan önce ikinci yüzyılda Pontus Krallığı Dönemi’nde inşa edildiği düşünülen kale; kaya mezarı, sur kalıntıları ve tünelleriyle geçmişin izlerini taşıyor. Kaleden hem Ünye’nin hem Karadeniz’in panoramik manzarası izleyebilir, tarihi ve doğayı bir arada keşfedebilirsin.

Gölköy Kalesi

Halk arasında “Hababam Kalesi” adıyla anılan Gölköy Kalesi, Orta Çağ’ın izlerini taşıyor. Kalenin kalıntıları arasında yer alan sur duvarları, buranın savunma amaçlı inşa edildiğine dair önemli bir işaret. Konumu nedeniyle harika bir manzara sunan kalede zaman zaman arkeolojik çalışmalar yapılıyor.

Bolu

Bolu sonbaharın renk cümbüşünü izlemek ve doğanın içinde kaybolmak için harika bir yer. Bu şehir her mevsim farklı bir güzelliğe sahip. Yedigöller Millî Parkı şehrin simge alanlarından biri. Öyle ki burada doğadaki her rengi görmen mümkün. Tertemiz havasıyla doğa yürüyüşlerinin vazgeçilmez noktasıysa Gölcük Tabiat Parkı. Öte yandan Abant Gölü de hem Bolu’dan hem şehir dışından sık sık ziyaretçi akınına uğruyor. Doğasıyla büyüleyen Bolu’da kış turizmi için seçenekler de oldukça fazla. Kartalkaya Kayak Merkezi kış mevsiminin tadını çıkarmak için ideal yerlerden biri. Dilersen gel Bolu’da gezip görebileceğin yerleri daha yakından tanıyalım.

Yedigöller Millî Parkı

Yedigöller Millî Parkı Karadeniz’in en güzel yerleri listesinde ilk sıralarda sayılabilir. Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl adlı yedi gölü içine alan bölge doğallığıyla büyülüyor. Girişi ücretli olan parkta sınırlı sayıda konaklama alanı mevcut. Burası özellikle doğa yürüyüşleri ve kamp aktiviteleri için ilk tercih edilenler arasında. Burada sonbahar aylarında sadece yeşilin değil kırmızının, sarının ve turuncunun binbir tonunu da görebilirsin.

Abant Gölü Tabiat Parkı

Abant Gölü Tabiat Parkı Bolu’da doğayla baş başa kalmak isteyenler için vazgeçilmez adreslerden biri. Deniz seviyesinden 1350 rakım yukarıda, kayın, köknar ve çam ağaçlarının kucağında yer alan göl, baharda açan nilüferlerle masalsı bir havaya bürünüyor. Fayton turları, bisiklet yolları ve 7 kilometrelik yürüyüş parkuru sayesinde burası her mevsim hareketli. 2025 yılı itibarıyla giriş ücreti 60 TL, öğrencilereyse indirimli. Ayrıca gölün çevresinde konaklama seçenekleri de var. Doğanın içinde uyanmak istiyorsan bu fırsatı kaçırma!

Gölcük Tabiat Parkı

Şehrin masalsı yerlerinden bir diğeriyse merkeze 13 kilometre uzaklıktaki Gölcük Tabiat Parkı. Burada fotoğrafların başrolü olan ikonik Devlet Konukevi’ni kadrajına alabilirsin. Gölün etrafında sakin bir yürüyüş yapabilir veya huzurlu bir piknikle doğanın tadını çıkarabilirsin. Gölün çevresinde çeşitli kafe, büfe, restoran gibi yeme içme alanları mevcut. Park bahar aylarında ve tatil günlerinde kalabalık olabiliyor. Sessizlik arıyorsan burayı hafta içi ziyaret etmeyi düşünebilirsin.

Kartalkaya Kayak Merkezi

Kış mevsiminde Karadeniz’de gezilecek en güzel yerlerden biri: Kartalkaya Kayak Merkezi. Köroğlu Dağları’nda, 2000 metre yükseklikte bulunan kayak merkezi özellikle aralık ve mart ayları arasında ilgi görüyor. Bölgede her seviyeden kayakçıya hitap edecek pist seçeneği mevcut. Ayrıca kayak kiralama dükkânları ve eğitim veren okullar da bölgenin imkânları arasında. Sen de ister amatör ister profesyonel kayakçı ol, burada çam ağaçlarının arasında unutulmaz bir kayak deneyimi yaşayabilirsin.

Göynük

“Sakin Şehir” ünvanına sahip olan Göynük, küçük bir Osmanlı kasabası. 20. yüzyıla ait geleneksel Türk evleri ve kasabaya hâkim bir tepede yer alan Zafer Kulesi ilçenin simge yapılarından birkaçı. Akşemseddin Türbesi ise kasabanın en popüler yerleri arasında. Yöresel ürünlerin, geleneksel kıyafetlerin ve el sanatlarının bulunduğu tarihî çarşıysa kasabayı tanımak isteyenler için ideal.

Mudurnu

Bolu’nun “Sakin Şehir” olarak adlandırılan bir diğer ilçesiyse Mudurnu. UNESCO tarafından “Tarihî Ahi Şehri” olarak da adlandırılan ilçe, tarihî dokusunu büyük oranda korumuş durumda. İlçe ahşap konaklarıyla ve çarşısıyla Osmanlı mimarisinin izlerini yansıtıyor. Yıldırım Bayezid Camii ve Hamamı, Saat Kulesi ve Armutçular Konağı bölgenin önemli ziyaret noktaları.

Akkaya Travertenleri

Bolu’yu popüler tatil noktası hâline getiren yerlerin başında Akkaya Travertenleri geliyor. Bolu’nun Pamukkalesi olarak adlandırılan doğa harikası gözlerini kamaştıracak. Alanda yeme içme mekânlarından yüzme havuzuna kadar birçok imkân mevcut.

Karabük

Karadeniz Bölgesi’nin tarihî ve doğal güzelliklerini keşfe çıktıysan uğraman gereken şehirlerden biri de Karabük. Bu şehir özellikle Safranbolu gibi bir ilçesi varken turistik yönüyle de anılmayı hak ediyor. Karabük’e gelenlerin ilk durağı Safranbolu olsa da Yenice Ormanları gibi bir doğa harikasını da atlamak olmaz. “Korunması Gereken 100 Orman” listesindeki orman, dört mevsim keşfedilmeyi bekleyen bir güzellik.

Tokatlı Kanyonu’nun üzerine inşa edilen Kristal Cam Teras da Karabük’te ziyaret edilmesi gereken yerler listesinde ilk sıralarda. Burada tipik Karadeniz manzarasını izlerken adrenalin dolu bir deneyim yaşayabilirsin. Hadrianapolis Antik Kenti ise bölgenin antik dönemlerine ışık tutması bakımından önemli.

Safranbolu

Karadeniz’in batısındaki bu küçük ilçe, Osmanlı’dan miras kalan cumbalı, ahşap ve taş karışımı evleriyle son derece ilgi çekici. Safranbolu geleneksel el sanatlarıyla ve yöresel tatlarıyla Karadeniz’in uğrak noktalarından biri. Tarihî Çarşı’dan Safranbolu’ya özgü hediyelik eşyalar alabilir, birbirinden lezzetli Safranbolu lokumlarını tadabilirsin. Safranbolu’ya yukarıdan bakmak istersen Hıdırlık Tepesi’ne çıkabilir, büyüleyici manzarayı izleyebilirsin. Buraya kadar gelmişken Kristal Cam Teras’ta heyecan verici bir deneyim yaşamanı ve Bulak Mağarası’nı gezmeni öneririz!

Yenice Ormanları

Karabük, doğal güzellikleriyle cazip bir turizm merkezi. Kuşkusuz Yenice Ormanları da bu güzelliklerin başında yer alıyor. Türkiye’nin en büyük blok ormanlarından biri olan bölgeyi mutlaka görmelisin. Ormanda bisiklet, trekking ve kamp aktiviteleri de yapabilirsin.

Bartın

Bartın Irmağı kenarında konumlanan küçük Karadeniz şehri Bartın, meşhur tatil beldesi Amasra ile turizm alanında kendini gösteriyor. Masmavi bir deniz ve yemyeşil bir doğa tatili istiyorsan rotanı Amasra’ya çevirebilirsin. Bartın Irmağı’nın çevresinde sakin bir an yaşayabilir, dilersen tekne turlarıyla ırmak boyunca keyifli bir gezintiye çıkabilirsin.

Bartın’da keşfedilmeyi bekleyen birçok doğa harikası mevcut. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da benzersiz yerlerinden biri olan Güzelcehisar Lav Sütunları’nı mutlaka görmelisin! Ulukaya Şelalesi’ni ve Gürcüoluk Mağarası’nı da listene eklemeyi unutma! Yaz sıcağından bunaldığında Mugada Plajı, Çakraz Sahili gibi bölgelerde serinleme fırsatı bulabilirsin.

Amasra

Karadeniz’in saklı güzelliklerinden olan bu küçük kasaba Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan doğal bir limana sahip. Bölgenin en popüler noktalarından Amasra Kalesi; Sormagir Kalesi ve Zindan Kalesi olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor. Kemere Köprüsü şehre gelen ziyaretçilerin mutlaka fotoğraf çektiği ünlü noktalar arasında yer alıyor. Bölgede mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Amasra Müzesi. Burada Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma birçok arkeolojik esere rastlayabilirsin.

Güzelcehisar Lav Sütunları

Bartın, Amasra ile tanınıyor gibi görünse de pek çok doğal güzellikle dolu. Güzelcehisar Lav Sütunları da bunlardan biri. 80 milyon yıl öncesinde meydana gelen volkanik hareketler sayesinde oluşan Güzelcehisar Lav Sütunları eşsiz görüntüsüyle Türkiye’deki tek örnek. Ayrıca Bartın-Kurucaşile yolu üzerindeki Ağaç Tüneli’nin kendine hayran bırakan görüntüsünü görmeden dönmemelisin.

Sinop

Orta Karadeniz’de gezilecek yerler listesinin popüler noktalarından biri, Türkiye’nin kuzey ucu Sinop! Sessiz atmosferiyle huzur bulacağın şehir aynı zamanda ünlü bir liman kenti. Tarihe tanıklık eden şehirde en bilinen sembol yapılardan biri Sinop Cezaevi. Günümüzde müze hâline getirilen bu yapıyı ziyaret edebilirsin. Sinop’un doğal güzellikleri ise saymakla bitmiyor. Yeşilin ve mavinin buluştuğu Hamsilos Koyu, İnceburun Feneri, huzurlu bir yer olan Akgöl Tabiat Parkı ve Erfelek Tatlıca Şelaleleri bu güzelliklerden bazıları.

Tarihî Sinop Cezaevi/Müzesi

Sinop’un denizle çevrili o meşhur cezaevi, tarihe tanıklık etmek isteyenlerin uğrak noktası. Sinop Cezaevi, Sabahattin Ali’nin “Aldırma Gönül” şiirini yazdığı koğuşla edebiyat tutkunlarının ilgi odağı oluyor. Haftanın her günü 08.00-17.00 saatleri arasında açık olan müzede MüzeKart geçerli.

Boyabat Kalesi

Boyabat Kalesi, Sinop’un tarih kokan yapılarından biri. Gökırmak Vadisi’ne hâkim, sarp bir kayanın üzerine inşa edilen kale, ilçenin silüetini belirleyen en dikkat çekici yapıların arasında. Temellerinin Geç Roma veya Erken Bizans Dönemi’ne dayandığı düşünülen kale, Osmanlı Dönemi’nde bugünkü heybetli görünümünü kazanmış. Kaleye çıktığında burçları ve surları gezerken hem tarihî dokuyu hissedebilir hem vadinin ve Boyabat’ın etkileyici manzarasını izleyebilirsin.

Hamsilos Koyu

Sinop’ta doğayle buluşmak istiyorsan Hamsilos Koyu ile tanışma vaktin geldi. Şehir merkezine sadece 11 km uzaklıkta, Akliman’da yer alan bu koy, Türkiye’nin tek fiyordu. Buzulların karayı şekillendirmesiyle ortaya çıkan bu doğal liman, göl gibi sakin suyu ve yemyeşil ormanlarıyla ruhunu dinlendirecek. Piknik yap, doğa yürüyüşüne çık ya da sadece manzarayı izleyip huzurun tadını çıkar… Hamsilos Tabiat Parkı’nda zaman su gibi akıp gidecek!

Erfelek Tatlıca Şelaleleri

Erfelek’te keşfedilmeyi bekleyen bir doğa harikası var: Tatlıca Şelaleleri! Bir vadi boyunca sıralanmış 28 irili ufaklı şelale yaz aylarında serinlemek isteyenlerin favorisi. Burada küçük göletlere dalmak mümkün. Ama esas macera şelaleler boyunca iplerle ve merdivenlerle ilerlediğin yürüyüş parkurunda başlıyor. Islanmayı göze alıp kendini suyun akışına bırakmak tam bir adrenalin deneyimi. Tabiat Parkı statüsündeki alanda restoran ve piknik alanı gibi imkânlar da mevcut. Giriş ücretiyse 2025 yılı itibarıyla 60 TL.

İnceburun Feneri

Şehirden ayrılmadan önce etkileyici yapısı ve coğrafi konumuyla fotoğrafların olmazsa olmazı İnceburun Feneri’ne uğramadan geçme! 1863 yılına tarihlendirilen fener, Türkiye’nin en kuzey ucu olma özelliğiyle şehrin simgelerinden biri.

Giresun

Giresun Adası’yla tanınan şehir, aynı zamanda fındık bahçeleriyle de ünlü. Mitlere ev sahipliği yapan bu küçük ama etkileyici şehir, doğaseverler için tam bir keşif rotası. Kümbet Yaylası ve Sis Dağı Yaylası, Giresun’un doğasını en güzel yansıtan yerlerden. Bölgenin geleneksel yaşamını yakından görmek istiyorsan yaylalar gezilecek yerler listenin başında olmalı!

Giresun Adası

Giresun’un 1,6 km açığında, Karadeniz’in maviliklerinde uzanan Giresun Adası, Doğu Karadeniz’de üzerinde yerleşim kalıntıları bulunan tek ada. Yaklaşık 40 dönümlük bu doğal sit alanı, Antik Çağ’da Aretias olarak anılmış ve mitolojik efsanelere ev sahipliği yapmış. Amazon kadınlarının yaşadığına ve Argonotların Altın Post peşinde burada iz sürdüğüne inanılan ada, Orta Çağ’dan kalma surlar, manastır, şapel ve sarnıç kalıntılarıyla dolu.

Giresun Kalesi

Giresun Kalesi, Karadeniz manzarasının en iyi izlenebildiği yerler arasında. Millî Mücadele kahramanlarından Topal Osman Ağa’nın anıt mezarının bulunduğu kale, tarihin önemli eserlerinden biri. Gün batımında muhteşem bir manzarası olan kale, fotoğraf meraklıları için biçilmiş kaftan!

Kümbet Yaylası

1600-1800 metre rakımdaki Kümbet Yaylası, Doğu Karadeniz’in en popüler yaylaları arasında. Burada doğa yürüyüşüne çıkabilir, huzurlu atmosferin tadını çıkarabilirsin. Özellikle Aymaç Tepesi’nde ve Salon Çayırı’nda manzara izlemek ayrı bir keyif. Temmuz ayında düzenlenen Kümbet Yayla Şenlikleri ile bölge en hareketli dönemlerini yaşıyor. Diğer yaylalara kıyasla daha fazla konaklama ve yeme-içme seçeneği bulunması da Kümbet’i cazip hale getiriyor.

Sis Dağı Yaylası

Adını sık sık tüm tepeyi kaplayan yoğun sisten alan yayla, tipik bir Karadeniz yaylası. Yaklaşık 2180 metre rakımlı Sis Dağı Yaylası’nda geleneksel yayla evlerini görebilirsin. Temmuz ayının dördüncü cumartesi günü düzenlenen, yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip Sis Dağı Şenlikleri’nde keyifli vakit geçirebilirsin.

Kuzalan Tabiat Parkı

Hayranlık uyandıran Mavi Göl ve Kuzalan Şelalesi’ni görmek için Kuzalan Tabiat Parkı’nı ziyaret edebilirsin. Parkı gezerken tarihî değirmen kalıntılarına rastlayabilir, mağaralarda gizemli bir gezintiye çıkabilir, anıt ağaçların altında sakin bir an geçirebilirsin.

Mavi Göl

Kuzalan Tabiat Parkı’nda yer alan göl, sodalı sudan dolayı yaz aylarında turkuaz rengine dönüşmesiyle ünlü. Üç gölden oluşan bölge, çevresindeki ormanlarla benzersiz manzaralar sunuyor.

Kastamonu

Kastamonu tarihî yapıları ve doğal güzellikleriyle tam anlamıyla keşfedilmeyi hak eden bir şehir. Karadeniz’in büyüleyici atmosferini yaşayabileceğin şehrin millî parkları ve kanyonları da oldukça popüler. Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan şehirde attığın her adımda tarihin izlerine dokunabilirsin. Bunun için gezine Kastamonu Kalesi’nden başlayabilirsin. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan kale, turistlerin uğrak noktası.

Kastamonu’nun doğal hazinelerinden biri olan Küre Dağları Millî Parkı, ünlü şelaleleri içine alarak doğa gezileri için harika bir alan sunuyor. Ilgaz Dağı Millî Parkı etkileyici yapısıyla hem kış sporlarında hem yaz aktivitelerinde tercih ediliyor. Şehrin doğal güzelliklerinden bir diğeriyse Cide ilçesindeki Gideros Koyu. Burada yapacağın bir tekne turu hayatında unutamayacağın bir anıya dönüşebilir.

Kastamonu Kalesi

Bizans Dönemi’nden kalan Kastamonu Kalesi, şehrin simge yapılarından biri. Kastamonu’nun panoramik manzarasını sunan ve 12. yüzyıla tarihlenen kale, şehir merkezinde yer alıyor. Dış ve iç kale şeklinde iki bölümden oluşan yapının içinde sarnıçlar ve gizemini koruyan gizli geçitler bulunuyor. Akşamları ışıklandırıldığında Kastamonu’nun silüetine ayrı bir güzellik katıyor.

Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi

Kastamonu’nun manevi kalbi sayılan Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi, Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesi etrafında şekillenmiş bir yapılar topluluğu. Bu külliye, ibadetler ve kültürel geziler için ziyaret edilen yerlerin arasında sayılabilir. Külliyede Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesi, dergâh evleri, cami, aşevi, kütüphane gibi alanlar bulunuyor. Şifalı olduğu düşünülen Asa Suyu Çeşmesi’yse sıkça ziyaret ediliyor.

Küre Dağları Millî Parkı

Kastamonu ve Bartın illerine yayılan Küre Dağları Millî Parkı, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en önemli ormanlık alanlarından biri. WWF tarafından “koruma altına alınması gereken sıcak noktalardan biri” olarak tanımlanan park, etkileyici doğal oluşumlarıyla son derece dikkat çekici. Valla Kanyonu’nun derin vadilerinde yürümek, Horma Kanyonu’nun zorlu parkurlarında adrenalin dolu bir gün geçirmek veya Ilıca Şelalesi’nin serin sularında nefeslenmek burada yapabileceklerin arasında. Giriş ücreti 2025 yılı itibarıyla yetişkinler için 60 TL, öğrenciler içinse 30 TL.

Ilgaz Dağı Millî Parkı

Ilgaz Dağı Millî Parkı özellikle kış sporlarıyla ilgilenenlerin uğrak noktası. Kayak ve snowboard gibi sporların yapıldığı bölge, yaz aylarında kamp ve yürüyüş etkinlikleri için oldukça uygun bir alan. Millî parka giriş ücreti mevsime göre değişiklik gösterebiliyor.

İnebolu

İnebolu İstiklal Madalyası’na sahip tek ilçe olma özelliğiyle Karadeniz kıyısındaki önemli bölgelerinden biri. Bu ilçe Kurtuluş Savaşı’nda önemli rol oynamış merkezlerden. Özellikle cepheye mühimmat taşınan güzergâhlardan olan İstiklal Yolu, ziyaretçilerine tarihin ruhunu yansıtıyor. Kendine has yapısıyla dikkat çeken Tarihî İnebolu Evleri de Kastamonu’nun simge yapıları arasında.

Gideros Koyu

Kastamonu’nun Cide ilçesine bağlı Gideros Koyu, masalsı atmosferiyle seni bekliyor. Bir göl kadar durgun suyu ve etrafını çevreleyen yemyeşil ormanlarıyla adeta saklı bir hazine görüntüsü sunuyor. Burası tam anlamıyla ruhu dinlendiren bir yer. Bölgeyle ilgili yerel efsaneler arasında Amazon kadınlarının burada yaşadığına dair anlatılar da var.

Ilıca Şelalesi

Horma Kanyonu’nun çıkışında bulunan şelale, yaklaşık 10-15 metreden dökülen turkuaz sularıyla doğal bir gölet görünümüne sahip. Şelaleye ulaşmak için Horna Kanyonu’ndan geçen ahşap platformları kullanabilir ya da araçla yakın bir noktaya kadar gelebilirsin.

Amasya

Karadeniz’in Şehzadeler Şehri Amasya, Yeşilırmak’ın kıyısında kurulan ve kültürel zenginliğiyle öne çıkan bir destinasyon. Osmanlı padişahlarının yetiştiği bu tarihî şehir hem doğası hem geçmişten günümüze uzanan izleri ile büyüleyici bir seyahat rotası sunuyor. Pontus Krallığı’na ait Kral Kaya Mezarları, şehrin en ikonik duraklarından. Yalıboyu Evleri ise kendine has mimarisiyle Amasya’nın kültürel kimliğini en iyi yansıtan noktalardan biri diyebiliriz. Amasya’nın tarihine şahit olmak için Osmanlı ve Anadolu mimarisinin izlerini taşıyan, cumbalı pencereleri ve ahşap süslemeleriyle romantik bir havası olan Yalıboyu Evleri’ni mutlaka gezmelisin.

Borabay Gölü ve Yedikuğular Kuş Cenneti, Amasya’nın doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor. Efsanelere konu olan Amasya özellikle elmasıyla nam salmış bir şehir. Bölgenin en önemli tarım ürünleri arasında sayılan Amasya Elması sulu ve tatlı yapısıyla her ısırıkta lezzet şöleni yaşatıyor.

Yedikuğular Kuş Cenneti

Göçmen kuşların konaklama alanlarından biri olan bölge; kuğu, kaz ve turna gibi 100’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Nesli tükenme tehlikesinde olan Ak Pelikanlar için de üreme noktası olan alanda gözlem kuleleri ve yürüyüş yolları mevcut.

Amasya Kral Kaya Mezarları

Harşena Dağı’nın eteklerinde oyularak oluşturulan Amasya Kral Kaya Mezarları, şehrin simge yapılarından biri. İhtişamlı yapılarıyla öne çıkan anıt mezarlar antik dönemde yaşamış krallara ait. Akşam saatlerinde ışıklandırılan kaya mezarlarını ziyaret ettiğinde mistik anlar yaşayabilirsin.

Amasya Kalesi

Harşena Dağı’nın zirvesine savunma amacıyla inşa edilen kale, şehrin panoramik manzarasını izlemek için ideal bir nokta. Kalede sarnıçlar, gizli geçitler ve sur kalıntıları bulunuyor. MüzeKart ile giriş yapılabilen kalenin ziyaret saatleri mevsime göre değişiklik gösterebiliyor.

Borabay Gölü

Doğa tutkunları için muhteşem bir gezi rotası olan Borabay Gölü’nde huzurlu bir kaçamak yapabilir, deniz bisikletiyle veya sandalla gölün keyfini çıkarabilirsin. Tabiat parkı statüsündeki alana giriş ücretli. Parkta kır evi tarzında konaklama seçenekleri ve günübirlik vakit geçirebileceğin alanlar da mevcut.

Gümüşhane

Gümüşhane adını geçmişteki gümüş madenlerinden alan ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir şehir. Karaca Mağarası, Tomara Şelalesi Tabiat Parkı, Altınpınar Limni Gölü Tabiat Parkı, Örümcek Ormanları Tabiatı Koruma Alanı gibi doğa harikaları, yerel halk ve turistler için ilgi çekici gezi rotalarından bazıları. Gümüşhane denince akla gelen önemli yerlerden biri de şüphesiz Santa Harabeleri. Santa Antik Kenti’nin kalıntılarından oluşan bölge, şehrin tarihine ve kültürüne dair önemli bilgiler veriyor. İmera Manastırı da bu bölgede mutlaka görülmesi gereken yapılardan biri.

Karaca Mağarası

Gümüşhane’nin Torul ilçesindeki Cebeli Köyü’nün yakınlarında yer alan Karaca Mağarası, damla taş oluşumları açısından Türkiye’nin en zengin ve etkileyici mağaralarından biri. Bu doğa harikası; sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak damla taşları, mağara çiçekleri, mağara incileri ve traverten havuzlarıyla tam anlamıyla görsel bir şölen sunuyor.

Mağaranın havası temiz ve nemli, iç kısmıysa iyi aydınlatılmış. Kolay yürüyüş parkuruyla rahat bir keşif imkânı sağlıyor. 2025 yılı için güncel giriş ücreti 70 TL. Ziyaret saatleriyse 09.00-18.00 arasında. Bu büyüleyici mağarayı mutlaka görmelisin.

Tomara Şelalesi

Gümüşhane’nin Şiran ilçesine bağlı Tomara Köyü’nde yer alan Tomara Şelalesi, doğanın gücünü gözler önüne seren etkileyici bir manzaraya sahip. “Kırk Gözeler” olarak da anılan şelale, yaklaşık 40 farklı kaynaktan çıkan suların birleşip 15-20 metre yükseklikten geniş bir alana yayılarak dökülmesiyle oluşuyor. Tabiat parkı statüsündeki bu alanda piknik yapabilir, yürüyüş yollarında doğayla iç içe vakit geçirebilir, küçük tesislerde ihtiyaçlarını karşılayabilirsin. Temmuz ayında düzenlenen Tomara Şelalesi Festivali ise bölgeye ayrı bir hareketlilik katıyor. Tomara Şelalesi’ne 2025 yılı için giriş ücreti 60 TL.

Tokat

Anadolu’nun eşsiz şehirlerinden Tokat; tarihî köprüleri, kaleleri ve hanlarıyla kültürel zenginlik sunuyor. Ballıca Mağarası zengin mineralleriyle ilgi odağı olurken şehre tümüyle hâkim bir noktada konumlanan Tokat Kalesi ise ziyaretçilere için eşsiz bir manzara sunuyor. Tokat’ın simgesi hâline gelen Tarihî Taşhan, Saat Kulesi, Hıdırlık Köprüsü ve Mahperi Hatun Kervansarayı gibi yapılar şehrin geçmişini günümüze taşıyor. Tokat aynı zamanda ünlü Tokat Kebabı, yaprak sarması ve keşkek gibi yöresel yemekleriyle lezzet şöleni yaşatıyor.

Zinav Gölü

Reşadiye ilçesindeki gölün etrafı çam ormanlarıyla çevrili. Huzurlu atmosferiyle öne çıkan bölgede balıkçılık faaliyetleri oldukça popüler. Yakınında Zinav Kanyonu bulunan gölün çevresinde piknik ve kamp alanları da mevcut.

Ballıca Mağarası

Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde yer alan Ballıca Mağarası, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en etkileyici doğal oluşumlarından biri. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan mağara, yaklaşık 3,4 milyon yıllık bir geçmişe sahip. Mağarada sarkıt, dikit, sütun, perde damla taşları, mağara iğneleri ve dünyada ender görülen soğan sarkıtları gibi oluşumlar mevcut. Ortalama 18°C sıcaklık ve yüksek nem oranıyla bilinen Ballıca Mağarası’nın özellikle solunum yollarına iyi geldiği söyleniyor. 2025 yılı için giriş ücreti 60 TL, ziyaret saatleriyse 09.00-20.00 arası.

Mahperi Hatun Kervansarayı

Tokat’ın Pazar ilçesinde bulunan Mahperi Hatun Kervansarayı, Anadolu Selçuklu Dönemi’nin zarif mimarisini günümüze taşıyan önemli bir eser. 1238 yılında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad’ın eşi Mahperi Hatun tarafından yaptırılan kervansaray, tarihî ticaret yollarının kesişim noktasında yer alıyor. Klasik Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyan yapı, avlulu yazlık bölüm ve kapalı kışlık bölüm olarak iki mekândan oluşuyor. Kesme taştan inşa edilmiş, süslemeli taç kapısıyla dikkat çeken kervansaray, restore edildi ve ziyarete açıldı.

Niksar

Tarih boyunca Tokat’ın önemli merkezlerinden biri olan Niksar ilçesi, Danişmend Beyliği’ne başkentlik yapmasıyla biliniyor. Ayrıca Yağıbasan Medresesi’ne yani Anadolu’nun ilk medreselerinden birine de ev sahipliği yapıyor. Niksar’ı gezmeyi düşünüyorsan Niksar Kalesi’ni de ziyaret etmelisin.

Zonguldak

Zonguldak zengin taşkömürü madenlerine sahip bir şehir. Şehrin tarihini öğrenmek için ilk durak Zonguldak Maden Müzesi olmalı. Eski maden ekipmanları ve etkileyici fotoğraflarla dolu müze, madenciliğin ayrıntılarını gözler önüne seriyor.

Zonguldak’ta yer alan Gökgöl Mağarası 800 metrelik parkuruyla sarkıtların ve dikitlerin arasında yürüyüş yapabileceğin bir yer. Ereğli’deki Cehennemağzı Mağaraları ise mitolojinin izinde geçmişe yolculuk imkanı sunuyor. Deniz kıyısındaki Filyos Antik Kenti (Tios Ören Yeri) ve Filyos Kalesi antik liman kalıntıları ve surlarıyla tarih meraklılarının gözdesi. Doğal güzellik arıyorsan Harmankaya Şelaleleri’ni de ziyaret edebilirsin.

Gökgöl Mağarası

Zonguldak şehir merkezine sadece 5 km uzaklıkta, Ankara kara yolunun üzerinde yer alan Gökgöl Mağarası, bölgenin en etkileyici doğal oluşumlarından biri. Toplam uzunluğu 3350 metre olan mağaranın 875 metrelik kısmı aydınlatılarak ziyarete açılmış. İçerisinden geçen yer altı deresi ve sarkıt, dikit, traverten gibi oluşumlar mağaranın her köşesinde farklı bir manzara sunuyor. Mağara pazartesi günleri hariç 10.00-19.00 saatlerinde açık.

Filyos Kalesi

Filyos Antik Kenti (Tios) Roma ve Bizans’a ait kalıntılarla geçmişe ışık tutarken Karadeniz’in kıyısındaki Filyos Kalesi ise tarihî öneminin yanında eşsiz bir manzara sunuyor. Antik Çağ’da Tios/Tieion adıyla bilinen akropolün üzerine inşa edilen, tiyatro ve tapınak gibi kalıntıların bulunduğu kalede kazı çalışmaları hala devam ediyor.

Düzce

Batı Karadeniz’in gözde lokasyonlarından olan Düzce; antik kentleri, gölleri ve şelaleleriyle ilgi odağı oluyor. Batı Karadeniz’in Efes’i olarak tanınan Prusias Ad Hypium Antik Kenti, bölgenin en önemli turistik yerlerinden biri. Düzce’nin Karadeniz’e açılan kapısı Akçakoca ise Cenevizliler Dönemi’ne uzanan geçmişiyle ziyaretçilerin uğrak noktası. Samandere Şelalesi Tabiat Anıtı, Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı, Efteni Gölü gibi doğa harikalarına ev sahipliği yapan Düzce hem tatil hem kültür gezisi için mükemmel bir seçenek.

Prusias Ad Hypium Antik Kenti

Düzce’nin Konuralp Mahallesi, seni zamanda yolculuğa çıkaracak bir antik kent deneyimi sunuyor. Tarihi milattan önce 3. yüzyıla kadar uzanan Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde Roma ve Bithynia Krallığı’ndan kalan izleri adım adım keşfedebilirsin. “Kırk Basamaklar” olarak bilinen Roma Tiyatrosu, etkileyici mimarisiyle göz dolduruyor. Burada tiyatronun yanı sıra surlar, su kemerleri ve Roma köprüsü de seni bekliyor. Kazılardan çıkan Orpheus Mozaiği ve diğer eserlerse yakındaki Konuralp Müzesi’nde sergileniyor. Gitmişken müzeye de uğrayıp antik kentin tarihini daha yakından keşfetmeyi unutma!

Akçakoca

Şehrin popüler sahil beldesi Akçakoca, mükemmel Karadeniz manzarası ve uzun plajlarıyla deniz turizmine canlılık katıyor. İlçede görülmeye değer noktalar arasında Ceneviz Kalesi ve Merkez Camii öne çıkıyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne giren Ceneviz Kalesi’nin geçmişi Helenistik Dönem’e kadar uzanıyor. Kalede ve çevresinde yer alan plajlarda denize girmek mümkün.

Samandere Şelalesi Tabiat Anıtı

Türkiye’nin ilk tescilli tabiat anıtlarından biri olan Samandere Şelalesi Tabiat Anıtı’nda küçük şelaleler, yaşlı ağaçlar ve “cadı kazanı” olarak adlandırılan aşınma çukurları mevcut. Tabiat parkına girişler 60 TL. Ziyaret saatleriyse 08.00-20.00 olarak belirlenmiş.

Efteni Gölü

Göçmen kuşların ziyaret ettiği Efteni Gölü, şehre ayrı bir değer katıyor. Şanslıysan yılın farklı zamanlarında uğrayan 150’ye yakın kuş türünü gözlemleyebilirsin. Gölün çevresinde piknik ve doğa yürüyüşü için alanlar bulunuyor.

Bayburt

Dede Korkut hikâyelerine konu olan Bayburt, İpek Yolu’nun üzerindeki stratejik konumuyla tarihî dokusunu günümüze taşıyor. Şehrin tepesinde yükselen Bayburt Kalesi, muhteşem manzarası ve ihtişamlı yapısıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Aydıntepe ilçesindeki Aydıntepe Yeraltı Şehri ise yer altındaki gizemli tünelleriyle bambaşka bir dünya sunuyor. Şelale sesiyle huzur bulmak isteyenler için Sırakayalar Şelalesi, doğanın dinginliğini hissettiren bir yer. Çoruh Nehri üzerindeki tarihî Korgan Köprüsü ise yüzyıllardır ayakta duran bir miras. Bayburt’ta mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de çağdaş sanatın kalbi olan Baksı Müzesi.

Aydıntepe Yeraltı Şehri

Şehirde keşfedilmeyi bekleyen birçok nokta var. Bu yerlerden biri olan Aydıntepe Yeraltı Şehri’ni gezerken buraya hayran olabilirsin. Yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmasa da yapılışının Erken Hristiyanlık Dönemi’ne kadar uzandığı tahmin ediliyor. Giriş ücretleri ve ziyaret saatleri dönem dönem değişiklik gösterebiliyor.

Çorum

Karadeniz’in gezilecek yerleri listemizde son durak Çorum… Hitit Medeniyeti’nin başkenti olan ve Hattuşa’ya ev sahipliği yapan Çorum, tarih sahnesinde önemli yere sahip. Boğazkale ilçesindeki Hattuşa, mükemmel şehir planlamasıyla dönemin gücüne dair önemli bilgileri gözler önüne seriyor. Hattuşa’nın yakınlarındaki Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı ise Hitit Dönemi’nin inanç kültürünü yansıtmasıyla yerli ve yabancı ziyaretçileri kendine çekiyor.

Çorum’un önemli turistik noktalarından bir diğeriyse Alacahöyük Ören Yeri. Türkiye’nin en eski kazı alanları arasında bulunan bölge, arkeolojik derinliğiyle büyüleyici bir deneyim sunuyor. Bir şehri en iyi tanımanın yolu elbette müzeleri ziyaret etmek. Bu noktada Çorum Müzesi şehrin tarihine ışık tutması bakımından oldukça önemli bir yer. Bölgedeki antik kazılardan elde edilen eserlerin sergilendiği bu müze Hitit, Hatti ve Frig dönemlerini tanımak için bir fırsat. Çorum yalnızca tarihsel yönüyle değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de ilgi çekici. İncesu Kanyonu, şehirdeki doğal güzelliklerin başında yer alıyor.

Hattuşa

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Hattuşa’da Büyük Tapınak, Aslanlı Kapı, Yer Kapı gibi yapılar bulunuyor. Bu yapılar Hitit kültürüyle ilgili detaylara ışık tutması bakımından oldukça değerli. Büyük Tapınak Hititlerin inançlarını yansıtan tapınak olmasıyla, Aslanlı Kapı ise dikkat çeken ihtişamlı mimarisiyle gerçek bir hazine.

Yazılıkaya

Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı özellikle kaya kabartmalarıyla meşhur. Tanrı figürlerinden ve mitolojik sahnelerden oluşan kabartmalar, Hitit kültürünü ortaya koyuyor. Hititlerin önemli merkezlerinden bir diğeriyse Alacahöyük. Güneş Kursları’na ev sahipliği yapan bölge, Hititlerin erken dönemleri hakkında fikir edinmeni sağlayacak.

Alacahöyük

Alaca ilçesinde yer alan Alacahöyük, Anadolu’nun en eski kazı alanlarından biri. Eski Tunç Çağı’ndan başlayarak 4 kültürü barındıran bölge; değerli madenleri, geyik ve heykelcikleriyle ziyaretçilere kültürel bir deneyim sunuyor. Alacahöyük Müzesi’ni ziyaret ederek kazılardan elde edilen buluntuları inceleyebilirsin.

Tüm bunların yanında Çorum, leblebisiyle ün salmış bir şehir. Şehirden ayrılırken yanına taptaze leblebilerden almayı unutma!

Yazının sonuna geldik. Peki, şimdi keşif dolu bir Karadeniz turuna ne dersin? Trabzon’un büyüleyici manzaraları, Rize’nin yemyeşil yaylaları ve Artvin’in gizemli vadileri seni bekliyor! Tura çıkmadan önce Etstur’un popüler Karadeniz otellerine göz atıp konaklayacağın yerleri belirleyebilirsin. Unutulmaz bir tatil deneyimi için hemen rezervasyonunu yap!

Önceki Yazı

 Dalyan’da Gezilecek Yerler

Sonraki Yazı
sarıyerde gezilecek yerler

Sarıyer’de Gezilecek Yerler