İstanbul, tarih kokan sokakları ve muhteşem mimari örnekleriyle gerçek anlamda büyülü bir şehir. Peki, az sayıda gezgin tarafından bilinen ve halen keşfedilmeyi bekleyen İstanbul’un gizli geçitleri hakkında daha önce neler duydun? Hadi hazırlan, İstanbul’daki eski yer altı tünellerini keşfederek bu büyük şehrin sırlarla dolu tarihinin derinliklerine hep birlikte inelim!
İstanbul’un tarihi yapılarla dolu, adeta açık hava müzesi gibi bir şehir olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bu şehrin büyüsü yalnızca görünen güzellikleriyle sınırlı değil. Kimi kazı çalışmaları sırasında keşfedilen, kimi ise efsanelerden ibaret olan İstanbul tünelleri, gezginler için geçmişin derinliklerine doğru görkemli bir keşif yolculuğu yapma şansı sunuyor. Daha da merak etmeye başladıysan hadi, İstanbul’un hiç bilinmeyen gizli geçitleri seni çağırıyor!
Gizemli Sultanahmet Tünelleri
İstanbul’un kalbi Sultanahmet Meydanı’nda kalıntıları bulunan Roma Hipodromu’nu duymuş muydun? Tarihi Yarımada üzerinde yer alan yapıların İstanbul’un yer altı geçitleri ile doğrudan bağlantılı olduğu tespit edilince Roma Hipodromu’nun altı da yakından incelemeye alındı. İncelemenin ardından “Cities of the Underworld” adlı ünlü belgesel ekibi, arkeologların bile girmeye zorlandığı dehlizlere inerek sır perdesini araladı.
Roma Hipodromu’nun altında yer alan gizemli odalar, karanlık koridorlar ve tuğlalardan örülmüş duvarların derin bir geçmişin izlerini taşıdığı tespit edildi. Ancak belgesel ekibinin keşfin sonucunda söylediği gibi hipodromun altındaki tünellerin sonunda hep bir kapı olduğu görüldü. Sonuç ne çıktı dersin? Meğer bu kapıların hepsi bir şekilde yine Sultanahmet Meydanı’na çıkıyormuş!

Düyun-u Umumiye Dehlizleri
Osmanlı döneminde mali işlerin denetlendiği ve dış borçların yönetildiği Düyun-u Umumiye binası, günümüzde İstanbul Erkek Lisesi olarak faaliyetini sürdürüyor. İstanbul’un merkezinde yer alan bu yapının altında Sirkeci Postanesi ve Yerabatan Sarnıcı’na çıkan iki farklı dehlizin yer aldığı biliniyor.
Sarayburnu’nda birleşen bu gizemli tünellerin, zamanında sıkı bir güvenlikle korunduğu ve kimsenin girmesine izin verilmediği söylenenler arasında. Düyun-u Umumiye tünelleri Osmanlı’dan önce su kanalı olarak inşa edilmiş olsa da Osmanlı döneminde gizli geçit olarak kullanılmış. Bugün halen gizemini koruyan bu tüneller özellikle İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin fazlasıyla ilgisini çekiyor.
Kadavra Tünelleri
İstanbul’un altındaki gizli tüneller sadece mal taşıma ve gizlenme amacıyla inşa edilmemiş. Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü ile Karacaahmet Mezarlığı arasına tıp bilimine katkı sağlamak amacıyla inşa edilmiş olan tüneller de var. Bunlar “Kadavra Tünelleri” adıyla biliniyor.
II. Abdülhamid döneminde kadavra incelemek dini sebeplerle sakıncalı görüldüğünden, tıp eğitimi görenler ölü bedenleri mezarlıktan çıkararak bu tünel aracılığıyla üniversiteye taşımış. Ne kadar şaşırtıcı ve hatta biraz da korkunç, değil mi? Bu rivayetlerin doğruluğu kesin olarak bilinmemekle birlikte günümüzde tünellerin betonla kapatıldığı söyleniyor.

Ayasofya’nın Esrarengiz Dehlizleri
Ayasofya muazzam mimarisinin yanında esrarengiz dehlizleriyle de ayrı bir hikayeye sahip. Yapının inşası sırasında oluşturulan gizemli geçitlerin savunma, su temini ve ulaşım gibi amaçlarla kullanıldığı düşünülüyor. Yaklaşık 250 metrelik tüneller geniş odalara çıkıyor. Araştırmacıların bu odalarda mezar, mahzen ve kemikler keşfettiği belirtiliyor. Ancak Ayasofya’nın dehlizlerinin Topkapı Sarayı’na dek ulaşmaması, İstanbul’un altındaki tüneller efsanesine yönelik söylentileri bir nebze çürütmüş oluyor.

Galata Kulesi’nin Altındaki Tüneller
1960 yılında Galata Kulesi’nde yapılan bir çalışma kulenin altındaki gizemli tünel ve zindanların keşfedilmesini sağlamış. Bu keşif öyle çarpıcıymış ki, İstanbul’un gizli tünellerine dair haberler günlerce gazetelerin manşetlerini süslemiş. Galata Kulesi’nin altındaki tünellerde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında kafatası, iskelet, eski para ve kitabeler bulunmuş.
Kalıntılar üzerine yapılan incelemelerle kemiklerin, kulenin zindan olarak kullanıldığı Kanuni Sultan Süleyman döneminde buradan kaçmaya çalışan mahkumlara ait olabileceği sonucuna varılmış. Günümüzde ise bu tünellerin girişi güvenlik amacıyla kapatılmış durumda.

Roma Dönemi Su Sarnıçları
İstanbul’un altında su sarnıçlarıyla şekillenmiş adeta bambaşka bir dünya barınıyor. Tarihi Romalılara dek uzanan, yaklaşık bin yıllık geçmişe sahip olan bu tüneller başlangıçta şehrin suyunu depolama amacıyla inşa edilmiş. Su kemerlerinden gelen sular sarnıçlarda temizlenip yer altındaki tünellere yönlendiriliyor ve böylece Yerebatan Sarnıcı gibi devasa su sarnıçlarını besliyormuş. İşgal durumlarında kullanılması öngörülen tüneller, Osmanlı döneminde gizli geçit olarak kullanılarak farklı amaçlara da hizmet etmiş.
İstanbul’un bilinmeyen gizli geçitlerinin pek çoğu ziyarete açık olmasa da bu tünellerin başladığı tarihi yapıları bugün de görmek mümkün. Elbette İstanbul’un tarihi dokusunu keşfetmek için bir gün yeterli değil. O halde İstanbul otellerini ETS ile incele, yerini ayırt ve şehri keşfetmeye başla!

