Koyu Mod Açık Mod
Koyu Mod Açık Mod
Demre'de Gezilecek Yerler
Dünyanın En İlginç Gelenekleri: 13 Farklı Kültürden Sıra Dışı Ritüeller
Beykoz'da Ne Yenir?

Dünyanın En İlginç Gelenekleri: 13 Farklı Kültürden Sıra Dışı Ritüeller

Dünya her köşesinde bambaşka kültürler, ritüeller ve gelenekler barındırıyor. En az yeni yerler görmek kadar farklı toplumların yaşam biçimlerini, kutlamalarını ve inanışlarını deneyimleme fırsatı bulmak da seyahat çantanı hazırlamak için yeni bir sebep veriyor.

Farklı ülkelere ait ilginç gelenekler kimi zaman şaşırtıcı, kimi zaman komik, kimi zaman da sıra dışı yanları ile dikkat çekiyor. Bir yerlerde üstüne domates fırlatılabilir ve bu çok eğlenceli olabilir, çayın yanına bizim alıştığımızın dışında sohbet yerine sessizlik eşlik edebilir ya da gürültünün şans getirdiğine inanılabilir… Peki, dünyanın bir yerlerinde iş konuşmak için saunada buluşma planlayan birilerinin olması ihtimali sana nasıl geliyor? Şimdiden merak etmeye başladıysan okumaya devam… İşte dünya kültürlerinden öne çıkan hem eğlenceli hem şaşırtıcı gelenekler!

1. Tayland’da Kimsenin Kafasına Dokunmamalısın

Tayland kültüründe baş, ruhun tahtı olarak kutsal ve saygıdeğer kabul ediliyor. Buralarda birinin kafasına dokunmak onu kirletmek veya küçümsemek anlamına geliyor ve saygısızlık olarak algılanıyor. Tayland’a gittiğinde oralı bir çocuk görür de kanın kaynarsa kendini tut ve sevmek için başına dokunmamaya özen göster. Çünkü artık biliyorsun ki Tayland’da bu hareket hoş karşılanmıyor.

2. Hindistan’da Kötülük Yenildi, Bahar Geldi… Yaşasın Holi Festivali!

Holi, dünyanın en renkli festivallerinden biri. Şubat sonu ve mart başı gibi gerçekleşen bu festivalde insanlar kötülüğün yenilgisini ve baharın gelişini kutlarken birbirine renkli tozlar fırlatıyor, bir yandan da müzik eşliğinde dans edip eğleniyorlar. Bu dönemde kıyafetler de sokaklar da rengarenk bir tabloya dönüşüyor. Hindistan gelenekleri arasında en çok bilinenlerden olan Holi Festivali, aynı zamanda “hayat renksiz yaşanmaz” mesajı veriyor. Bu coşku dolu festivale katılmak eşsiz bir deneyim olabilir!

3. Çin Yeni Yılı’nda Gürültü Şans Getiriyor

Çin kültüründe gürültü, kötü ruhları kovmanın yolu olarak görülüyor ve bu sebeple de o dönemde gürültü yapmak uğurlu kabul ediliyor. Çin Yeni Yılı kutlamalarında havai fişekler, davullar ve patlayıcılar eksik olmuyor. Ne kadar çok gürültü, o kadar az kötü ruh! Bu gelenek, Çin kültürünün en eğlenceli ritüellerinden biri.

4. Endonezya’da Toraja Halkının “İkinci Ölüm” Geleneği

Endonezya’nın Toraja kabilesi ölümü farklı yorumluyor. Onlar için ölüm tam olarak yaşamın sonu gibi değil de yeni bir yolculuğun başlaması ya da farklı bir aşamaya geçiş gibi… Bu nedenle ölen kişiler hemen gömülmüyor; bedenleri özel yöntemlerle korunarak aylarca hatta yıllarca aile evinde tutuluyor.

Aile bireyleri, bu dönemde ölüyü “uyuyor” ya da “hasta” olarak görüp bir süre daha günlük yaşamlarına misafir ediyor. Asıl cenaze töreni ise bazen yıllar süren hazırlıkların ardından, büyük bir şölen havasında gerçekleşiyor. Günlerce sürebilen danslar, müzikler ve ziyafetlerle ölüm, hüzünlü değil görkemli bir kutlama olarak yaşanıyor.

Törenin sonunda beden, kayalara oyulmuş mezarlara ya da asılı tabutlara yerleştiriliyor. Toraja kültüründe “ikinci ölüm” adı verilen bu süreç, ruhun öteki dünyaya uğurlanmasının ve atalarla buluşmasının simgesi olarak kabul ediliyor.

5. İspanya’da Domates Yağmuru: La Tomatina

İspanya’nın Valencia yakınlarındaki Buñol kasabası, her yıl ağustos ayında dünyanın en çılgın festivallerinden birine ev sahipliği yapıyor: La Tomatina! Bu festivalde binlerce kişi, tam bir saat boyunca birbirine domates fırlatıyor. Eğlence garanti ama kıyafetlerin akıbeti biraz şüpheli…

La Tomatina aslında özgürlüğün, coşkunun ve sınırsız eğlencenin simgesi. Sokaklar kısa sürede kırmızıya boyanıyor, herkes kahkahalar içinde eğleniyor. Eğer “hayat kısa, biraz çılgınlık lazım” diyorsan La Tomatina tam sana göre bir deneyim olabilir.

6. Japonya’da Sessizliğin Sanatı: Çay Seremonisi

Bizim için çay çoğu zaman “hadi sohbet edelim” demekken Japonya’da bambaşka bir anlam taşıyor. “Chanoyu” adı verilen Japon çay seremonisi, sadece bir içecek hazırlamaktan öte dinginlik, sabır ve sadelik felsefesini yansıtan bir sanat formu.

Burada her hareketin özel bir anlamı var: çayın hazırlanışı, fincanın sunuluşu, hatta fincanı tutuş biçimi bile… Tören boyunca sessizlik hakim. Oldukça ciddi bir ritüel olan bu seremonide amaç, zamanı yavaşlatmak ve anın değerini hissetmek… Japonya’yı ziyaret edenler hayatın küçük ayrıntılarını kıymetli kılan bu benzersiz kültürel deneyimi mutlaka yaşamalı.

7. Masai Kabilesinin Sıçrama Dansı: Adumu

Kenya ve Tanzanya’da yaşayan Masai kabilesinin en bilinen ritüellerinden biri “Adumu” adı verilen sıçrama dansı. Erkekler, kimin daha yükseğe zıplayabildiğini göstermek için sıraya giriyor. Bu sadece bir “kim daha atletik?” yarışı değil; aynı zamanda güç, cesaret ve olgunluğun sembolü.

Dans sırasında kabile üyeleri ritmik ezgilerle birbirini destekliyor, ortaya hem etkileyici hem de enerjik bir sahne çıkıyor. Turistlerin ilgisini çeken bu dans, aslında Masai kültüründe genç erkeklerin olgunluğa geçişinin bir parçası.

8. Yunanistan’da Tabak Kırma Geleneği: “Opa!”

Yunanistan’da düğünlerde ve özel kutlamalarda tabak kırmak, kötü ruhları uzaklaştırmanın ve mutluluğu çağırmanın bir yolu olarak görülüyor. Ne kadar çok kırarsan o kadar şanslısın…

Tabaklar yere düştükçe ortalık coşkuyla “Opa!” sesleriyle yankılanıyor. Her kırılan tabak, aslında yeni bir başlangıcın ve bereketin simgesi. Kahkahalar, müzik, dans ve tabak parçalarının çıkardığı sesler… Tam bir kutlama havası!

9. Meksika’da Ölümü Kutlamak: Día de los Muertos

Ölüm dendiğinde akla genelde hüzün gelir ama Meksika’da işler farklı. Her yıl 1-2 Kasım’da kutlanan “Día de los Muertos” yani Ölüler Günü, aslında hayatın devam edişini kutlamanın ve sevdiklerinin anısını coşkuyla yaşatmanın bir yolu.

Sokaklar rengarenk süslemelerle doluyor, şekerden yapılan kafatasları hazırlanıyor, mezarlıklar bile karnaval havasına bürünüyor. “Ölümü hafife mi alıyorlar?” diye düşünebilirsin ama aslında verdikleri mesaj çok derin: Ölüm hayatın doğal bir parçası, önemli olan yaşarken bıraktıklarımız.

Eğer bu dönemde Meksika’da bulunursan rengarenk yüz boyalarıyla süslenmiş kalabalıklar arasında hem ölümün anlamını hem de yaşamın değerini hatırlatan eşsiz atmosferi deneyimleyebilirsin.

10. Finlandiya’da Sauna Kültürü

Bizim hamam kültürünün kuzey versiyonu gibi düşünebilirsiniz ama Finlandiya’da sauna bundan çok daha fazlası… Sadece terlemek için değil; arkadaşlarla buluşmak, aileyle vakit geçirmek hatta iş toplantısı yapmak için bile tercih ediliyor. Yani Finlandiya’da “Toplantıyı nereye alalım?” sorusuna verilen cevap “Saunaya!” olabilir. Saunalar, Finlandiya’da günlük yaşamın adeta sosyal kulübü gibi. Dostluklar pekişiyor, aile bağları güçleniyor, kimi zaman da önemli kararlar alınabiliyor.

11. Peru’da Karpuz Çekirdeği Falı

Peru’da da yeni yıl döneminde karpuz çekirdeği falı bakma eğlencesi oldukça yaygın. Yılbaşı yaklaşınca karpuz sadece yenmekle kalmıyor, çekirdekleri geleceği okumak için kullanılıyor. Çekirdeklerin şekline, dizilişine ve bıraktıkları izlere bakarak yeni yılın nasıl geçeceği tahmin ediliyor. Kiminin aşk hayatı, kiminin işi, kiminin şansı bu küçük çekirdeklerden okunuyor. Peru’ya yolunuz düşerse bu eğlenceli geleneğe katılmak hem mistik hem de keyifli bir deneyim olabilir.

12. Moğolistan’da Misafirperverlik ve Sütlü Çay

Moğolistan’da misafirliğe gitmek, kültürel bir tören gibi. Eve adım attığınızda size hemen sütlü çay (suutei tsai) ve kuru peynir ikram edilir. “Yok, sağ olun” deme şansınız yok, çünkü ikramı reddetmek saygısızlık olarak görülüyor. Bu gelenek, göçebe kültürün misafirperverlik anlayışının bir yansıması. Çölün ortasında bile bir yabancıya sıcak çay ikram etmek Moğollar için kutsal sayılıyor.

13. Türkiye’de Nazar Boncuğu ve Kurşun Döktürme

Son gelenek de Türiye’den gelmesin mi? Bizim kültürümüzde de ritüellerin yeri büyük. Nazar boncuğunu zaten bilirsiniz: evde, arabada, dükkanlarda, hatta bebeklerin yakasında… Kötü enerjiye karşı mavi gözlü koruma kalkanı olarak kullanılıyor. Eğer birine nazar değdiyse devreye kurşun döktürme giriyor. Erimiş kurşun suya dökülüyor, çıkan şekiller hem fal gibi yorumlanıyor hem de bazı inanışlara göre kötü enerjiyi uzaklaştırıyor. Bugün hala pek çoğumuz için hem nazar boncuğu hem de kurşun döktürme, kültürün mistik ve vazgeçilmez parçaları arasında.

Dünya koca bir kültür panayırı gibi… Tayland’dan Peru’ya, Meksika’dan Türkiye’ye kadar her gelenek, bir toplumun aynası. Kimisi renkle, kimisi gürültüyle, kimisi de sessizlikle hayatı kutluyor. Bu ritüelleri sadece bilmek bile bakış açımızı zenginleştirmeye yetiyor. Sen ilk olarak hangi geleneği yerinde deneyimlemek isterdin? Benim favorim sanırım Día de los Muertos!

Çağla Açıkgöz Köhserli

Çağla Açıkgöz Köhserli

İstanbul’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi’nde Reklamcılık okudu. Mezun olduktan sonra birkaç yıl reklam ajanslarında çalıştı ve birçok projenin yaratıcı ekibinde yer aldı. ‘Todo'nun Büyüme Yolculuğu’ adıyla bir de kitabı yayınlanan blog yazarımız, şimdilerde Etstur’da içerik editörü olarak çalışıyor. 

Önceki Yazı

Demre'de Gezilecek Yerler

Sonraki Yazı

Beykoz'da Ne Yenir?