Cape Town’un güzelliklerini, henüz uçağınızın iniş için alçalmaya başladığı anlarda görmeye başlarsınız. Sayısız bağları, botanik bahçesi, yirmi iki binden fazla endemik bitkisi, masmavi denizi ve bölgeye 360 derecelik bakış sunan, Ümit Burnu ile Cape Town’un en önemli doğa harikalarından biri olan Tafelberg platosu… Cape Town’da gezilecek yerlerin sayısı oldukça fazla. Yaz aylarının yaşandığı kasım-şubat dönemi ise şehrin tadını çıkarmak için en güzel zaman.
Ancak Cape Town’un bu ilk bakışta görünen yüzünden başka, gizli güzellikleri de var. Dalışla ilgilenenler ne demek istediğimizi gayet iyi bilirler. Batık dalışı ve su altı fotoğrafçılığı ile ilgilenenler için eşsiz fırsatlar sunan Capetown’un su altı yaşamı, meraklılarına yepyeni bir dünya vadediyor.
False Bay’de Köpekbalıklarıyla Dans
Beyaz köpekbalıkları ile burun buruna gelmemiş bir dalgıç henüz pek bir şey yaşamamış sayılır. Büyük beyaz köpekbalıklarının doğal yaşam alanlarındaki davranışlarını her yönüyle ve kendi yerinde incelemek istiyorsanız, bir Cape Town dalış turu size istediğinizi verecektir.
Başta National Geographic, Discovery Channel, Animal Planet ve BBC olmak üzere pek çok uluslararası kanalın birinci tercihi konumunda yer alan ve 2013, 2014, 2015 yıllarında Tripadvisor’un “Mükemmellik Sertifikası” alarak alanında birinci seçilen Apex Shark Expeditors, kafeste köpekbalığı dalışı yapmak için iyi bir tercih. Bölge sadece köpekbalıkları ile değil, dünyanın en zengin deniz altı yaşam alanı olması ile tanınıyor. Cape Town’un vize istemediğini, vizesiz turlar ile kolaylıkla gidebileceğinizi ve bizde kış mevsimi gelmişken, orasının yaza henüz girdiğini hatırlatsak, belki planlarınızda bir değişikliğe gidebilirsiniz.
Bölgede yer alan en güzel resifler ise Caravan Reef, Roma Kayası, Batsata Kayası, İspanyol Kayası, Cebeli Tarık Kayası, Fotoğrafçı Resifi ve Kayık Kayası. Üstelik kıyıdan sadece 1,5 km açıkta bulunuyorlar ve bir çizgi şeklinde sıralanmış durumdalar.
Katsu Maru Batığı
1970’lerde batan ve hala bozulmamış durumda olan Uzak Doğu trol teknesinin hala bozulmamış şekilde durması, birçok dalgıcı buraya çekiyor. 27 metre derinlikteki batığın üzerini kaplayan rengarenk süngerler, diğer omurgasız türler ve zengin balık çeşitliliği ile batık dalışlarının ilk durağını oluşturuyor. Ama yanınızda bir el feneri götürmeyi ihmal etmeyin. Derinliğinden dolayı batık, tecrübe düzeyi biraz daha yüksek dalgıçlara göre.

Maori
Bölgede yer alan başka bir batık 1909 yılında Yeni Zelanda Seferi sırasında 55 mürettebatı ile batan İngiliz buharlı gemisi Maori. 14-23 metre derinliklerde yatan batığa genellikle diğer batıklara ulaşılamayan zamanlarda ulaşılabiliyor. Arka planda henüz tam olarak batmamış olan Boss 400, daha derinde ise Oakburn batıkları bulunuyor.

Oudekraal
Oudekraal, Atlantik’te en sevilen dalış yerlerinden biri. Meşhur Justin Mağaraları da işte burada yer alıyor. Aynı zamanda Güney Afrika’da bilinen en eski batık olan Het Huis te Kraaienstein’e ev sahipliği yapan batık bölgesi, görmeye değer bir deniz altı yaşam alanı sunuyor. Geldkis ve Strawberry kayalarının olduğu bölgede yer alan mağaralardaki mercanlar ise görülmeye değer başka güzellikler.

