Sicilya’nın kuzey sahilinde, Palermo’nun 75 km doğusunda yer alan Cefalu’ya dair tek bir kelime duymak isterseniz; mücevher derim. Sinemada klasikler arasında yer alan, 1988 yılı yapımlı Cinema Paradiso (Cennet Sineması) filmini izleyenler, Cefalu’yu hatırlayacaktır. Ufacık tefecik bir balıkçı kasabası olan bu cennetin güzelliği, hayran kalınmayacak gibi değil. Turkuaz denizi ve upuzun kumsalı bir yana, orta çağdan kalma daracık sokakları ve evleri diğer yana…
Bir günde doya doya gezip, görüp, yiyip, içip, aynı zamanda denizin de tadını çıkarabileceğiniz kadar minik bir kasaba burası. Cefalu’ya bir gün yeter yetmesine ama bir kez geldiniz mi, uzun müddet dönmek istemeyeceğinize eminim.
Cefalu’ya, Palermo’dan gelmek çok kolay. Araba ile 50 dakika, tren ile yaklaşık olarak 60 dakika sürüyor. Tren istasyonu merkeze çok yakın ve tren saatleri oldukça sık. Araba ile gelecek olanlar, Cefalu’ya gelince araçlarını otoparka park edip, yürümek zorunda, ama bu da sorun değil, zira küçücük bir yer olan Cefalu’da otopark ve merkez yine birbirine çok yakın. Yazın günübirlik gelecekler için buraya en iyisi sabah saatlerinde gelmek. Böylelikle hem öğlen saatlerinde kasabaya girişte oluşan trafiği atlatmış olursunuz, hem de sabah kahvenizi sakinlik içinde, Cefalu Katedrali’ne karşı yudumluyorsunuz.
Bar E Caffe Duomo Di Serio Giovanni, hem güler yüzlü çalışanları hem de leziz kahveleri ile bunun için uygun bir yer. Kahve keyfi sonrası 1131-1200 yılları arasında inşa edilmiş, Normanlardan kalma, Cefalu Katedrali gezilebilir. Yalnız, Katedralin öğlen 13.00-16.00 arası kapalı olduğunu akılda tutmakta fayda var. Sodalı suların aktığı, Roma Dönemi’nden kalma Çamaşırhane de, Cefalu’nun görülesi bir diğer tarihi eseri.
Daracık ara sokakları gezip, sıra deniz kenarına gitmeye gelince, biraz serinlemek ve Sicilya’nın meşhur granitasının tadına bakmak üzere Food Sicily’e gidip, illa ki de bahçede, denize karşı oturmak gerekiyor. Granita, Sicilya’ya özgü bir tatlı. Dondurma ve sorbe’ye alternatif soğuk bir lezzet. Yumuşak, hafif erimiş buz, şeker ve çeşitli aromalardan yapılıyor diyebilirim. Sicilyalılar aklınıza gelebilecek her türlü meyveden granita yapıyor olmakla birlikte, özellikle kahveli olanı ve limonlusunu kaçırmayın derim. Kahveli olan sabah saatlerinde, güneşin en tepede olduğu öğlen saatlerinde ise limonlusu fevkalade geliyor. Food Sicily’de sadece granita yok elbet. Gelato çeşitleri ve aperitifler de bulunuyor. Food Sicily’e gitmek isteyenler için adresi; Via Bagno Cicerone 3 Cefalu.
Food Sicily’de granita ferahlığı sonrası, üç-beş basamaklık merdivenden inip, kendinizi Tiren Denizi’nin serin sularına bırakabilirsiniz. Ya da plajda uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz. Her ne yaparsanız yapın, karnınızı acıktırmaya bakın derim, zira Cefalu’da yemekler bir harika.
Cefalu’da sahil şeridinde yürürken, bir sürü küçük balık lokantası göreceksiniz. Buranın bir balıkçı kasabası olmasından ötürü, bu küçük restoranların birçoğundan memnun kalınabilir diye düşünüyorum. Bu restoranların dışında merkezde, dar sokaklara sıkışmış tarihi binalar içinde de, bir sürü küçük aile işletmelerine rastlamak mümkün. Ristorante Vecchia Marina, Cefalu’nun ana caddelerinden biri olan Vittorio Emanuele’de yer alan deniz mahsulleri ağırlıklı bir restoran. Tipik bir Sicilya restoranı ambiyansına sahip Vecchia Marina’da, muazzam bir manzara ile karşılaşacağınızı söyleyeyim.
Deniz mahsulleri ağırlıklı bir aile işletmesi olan Vecchia Marina’nın özel yemeği kılıç balığı. Zaten Cefalu’ya gelip, kılıç balığı yemeden de dönülmez. Karamelize soğan marmeladı üzerinde servis ettikleri ızgara kılıç balığı çok lezzetli. Oldukça makul fiyatları ile burası ayrıca istiridye severler için de bir cennet. Kılıç balığı yemek istemeyenler, sardalyalı taglietelle, kum midyeli spagetti ya da ızgara karides önerebilirim. Yer bulamama ihtimaline karşı önceden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim. Ristorante Vecchia Marina; Via Vittorio Emanuele, 73-75
İnci Özay Hatipoğlu
Son Mastori
