Dünya üzerinde gizlenmeyi başarabilmiş yerler hala var deseler inanmanız mümkün mü? Sorunun cevabı oldukça basit, tabii ki inanmazsınız! Çünkü dünya üzerinde insan elinin değmediği yer neredeyse kalmadı. Fakat Akdeniz’in ortasında öyle adalar var ki bu fikri baştan sona değiştiriyor. Birbirinden doğal adaların en renkli sokaklarını sizin için turladık ve Akdeniz’in en muhteşem adalarında yapılması gerekenleri mercek altına aldık.
İtalya’nın Huzur Bahçesi: Panarea
Sımsıcak bir adanın renkli bahçesinde çocukluğunuzdan kalma bir oyunu oynamak ister misiniz? İşte Panarea o günlerin mutluluğunu aratmayacak büyülü bir ada… İç içe geçen dar sokakları ve mavi-beyaz evleriyle bir adanın sunabileceği tüm güzellikleri cömertçe sunuyor misafirlerine… Ege Adaları’nın ikonik yapıları beyaz badanalı evler, bu adanın da başrol oyuncusu… Her evin kenarını süsleyen çiçekli ağaçlar da adanın olmazsa olmazlarından. Adanın marifetleri ise saymakla bitmiyor. Üst kısımlarına çıktıkça huzurlu bir manzara yolunuza eşlik ederken kıyılarda nefis bir balık ziyafeti sizi bekliyor. Berrak sularda yapılan küçük bir tekne turu ise dünyanın hiçbir yerinde rastlayamayacağınız güzellikleri seriyor önünüze.
Maltalı Bir Prens: Gozo
Cennetin yeryüzü üzerinde bir parçası varsa eğer orası kesinlikle Malta’nın şirin adası Gozo olmalı. Güzeller güzeli ada, stratejik konumu sebebiyle yıllar boyu pek çok saldırıya uğramış. Fakat küllerinden yeniden doğan Gozo, her seferinde güzelliğine güzellik eklemiş. Surlar onarılmış, inatla rengarenk çiçekler dikilmiş ve azalan nüfus yeni göçleri beraberinde getirmiş. O yıllardan kalan mirasını ise hüzünlü hikayelerine rağmen saklamış Gozo… Ne var ki hiçbir zaman turizme tamamen açmamış kapılarını. Bu yüzden ada yerlileri hala tüm gelirini tarım ve balıkçılıktan kazanıyor. Böyle olması da adanın daha uzunca yıllar aynı güzelliği topraklarında barındıracağını gösteriyor. Belki de böyle olmasında en büyük rol, adalıların samimi bir hayatı tercih etmesindedir , kim bilir!
Hırvatistan’ın Gizli Cenneti: Mljet
Dubrovnik’in sakladığı küçük ama muhteşem bir ada burası… Koruma altındaki milli parkı, denizden gelen suyla dolmuş minik gölleri ve doğanın en şirin canlılarının korosuna eşlik eden yeşillik alanlarıyla Adriyatik Denizi’nde büyülü bir harikalar diyarı. Dubrovnik’ten 1,5 saat süren bir vapur yolculuğunun sonu, misafirlerini bakir kalmayı başarabilmiş bir doğanın kucağına bırakıyor. Olur da Dubrovnik’in gizli kalmış güzelliğine yolunuz düşerse her şeyin doğal olduğu ada sokaklarında turlamak için bir bisiklet kiralamayı unutmayın. Tarihin en güzel hikayelerini anlatmak da doğal parkın içinde bulunan Santa Maria Kilisesi’nin işi. Gündüzleri huzuru misafir eden ada sokakları, akşamları ise fazlasıyla renkli. Çünkü ada yerlileri de dahil olmak üzere Mljet de kim varsa akşam ışıkları yanmaya başlayınca meydanları dolduruyor.
Limon Kokularının Sardığı Sokaklarıyla Capri
Limon kokulu bir İtalyan güzeli Capri… Son yıllarda ününe ün katsa da hala eskisi kadar doğal ve mükemmel… Tepe üzerine kurulmuş canlı hayatıyla hem çiftler hem de özgür gezginlerin rotalarını çevirdiği eşsiz ada, muhteşem bir denize tepeden bakıyor. Sokaklarında yürüyen misafirlerin burnunda esen limon kokulu rüzgarıyla ve Vezüv Yanardağı’nın gösterişli manzarasıyla en az masallardaki kadar güzel… Gördüğünüz hiçbir ada Capri’nin size sunduklarıyla yarışamaz. Bir yanda doğayla baş başa kalacağınız kıyılar varken diğer yanda Paris sokaklarını aratmayan markaların sıralandığı nefis sokaklar karşılıyor sizi. Günün yorgunluğuna en iyi gelen şey ise nefis bir yemek! Fakat Capri her seferinde şaşırttığı gibi mutfağıyla da pek çok adada rastlayamayacağınız şeyler sunuyor. Mesela bu kıyılarda balık yemek yok! Peki o halde ne yemeliyiz diyorsanız damağa hitap eden çıtır çıtır pizzaları, İtalya’nın bir de bu kıyısında yemeden dönmeyin diyebiliriz.
Gün Batımında Kızıla Boyanan Taş Evleriyle Korsika
Fransa’ya bağlı adalar arasında yer alan Korsika, 200’den fazla irili ufaklı plajı ile deniz tutkunlarını peşine takan en güzel adalardan biri. Güneşin bir başka battığı coğrafyaların ise en muhteşemi… Sadece ufuk çizgisini kızılla yıkayan gün batımını seyretme bahanesiyle bile gidebileceğiniz adanın taş evleri ise doğalı arayan ziyaretçilerini büyülemeye yetiyor. Olur da şu sıralar yolunuzu Korsika’ya çevirmeye karar verirseniz tüm bu doğal güzelliklere biraz mola verip Korsika’nın ara sokaklarına sıkışmış küçük restoranlarda, yerel tatların izini sürmeyi ihmal etmeyin. Ve eğer erken kalkan ve nefis manzaraları fotoğraflamak isteyenlerdenseniz günün ilk saatlerinde adanın üst kısımlarındaki dağ köylerini mutlaka ziyaret etmelisiniz.





