Sahip oldukları tüm geleneklerle sımsıkı bir bağı var Japonların… Bir kağıt parçasına hayat veren origami kültüründen nefis kokuların yükseldiği çay evlerine, yıllara meydan okuyan öğretileri yogadan çiçekleri konuşturan ikebana sanatına kadar her şeye muhteşem anlamlar yüklüyorlar. Sahip çıktıkları en büyük geleneklerinden Geyşalık da bunlardan sadece biri…
Genç bir kız dizlerinin üzerinde… Misafirini rahatlatmak için çeşitli otları karıştırdığı çayını hazırlıyor. Hikaye 1800’li yılların Japonya’sına dayanıyor. Dönemin O-Chaya evlerinde geyşa kızları uzun bir eğitimden geçerek misafirlerini memnun etmek için sayısız eğitimden geçiyor. Kapalı bir coğrafyanın tüm dünyaya yayılmasıyla birlikte ülkenin gelenekleri de sayısız tartışmayı beraberinde getiriyor. Fakat geyşalık üzerine yıllarca söylenen haksız görüşlere inatla hep Japonların baş tacı oluyor geyşa kızları… Çünkü onlar sanılanın aksine asil bir misafirliğin simgesi Japonlar için. Bu yüzden pek çok devlet toplantısında bile yerleri her zaman hazır…
Bir Saklanma Yöntemi: Geyşa Makyajı
Yaşadıkları hayat üzerine onlarca kitap ve filmleri var geyşaların. Nasıl eğitimlerden geçtiklerinin bir kısmını yansıtabilen sayfalar ya da kareler onların yaşamlarına ışık tutabilmek için yeterli olmasa da bildiklerimiz bile nasıl zorlu bir yaşam sürdüklerini fısıldıyor adeta. Yıllarca gizemini koruyan makyajları için ise geyşa olmaya karar verdikleri andan itibaren olağan üstü bir çaba sarf ediyorlar. Makyaj yapmamanın bir bahanesi yok evlerinde. Nedenini merak ettiğimiz o bembeyaz makyaj her daim yüzlerinde…
Bir anlamı var bu makyajın geyşalar için. Donuk bir beyazlıkta olan yüzleri aslında duygularını örtüyor, bir tür maske görevini üstleniyor… Neden mi? Çünkü onlar misafirlerine saygıda kusur etmekten korkuyorlar. Bu yüzden yaşadıkları iç savaşları, mutluluklarını hatta öfkelerini makyajlarıyla gizliyorlar. Misafirlerine de her daim aynı güzellikte hizmet ediyorlar bu sayede, kırmızı rujları soracak olursanız o da kadınlığın ve zarafetlerinin sembolü geyşalar için…
Sanatın Her Alanında Onların İzi Var
Geyşa olmak isteyen her kızı kabul etmiyor Hana Maçi kasabaları. Çünkü geyşa olmak için sadece güzel olmak yetmiyor! Sanata olan yatkınlık ve el becerileri gibi pek çok sınavdan geçiriliyor önce geyşa adayları. Kabul edilse dahi hikaye bu kadarıyla sınırlı kalmıyor, şikomi adı verilen küçük geyşalar önce ev işlerine yardım ediyor. Hatta onlara verilen işler hep en zor ve en ağır olanları oluyor çünkü geyşa olmanın yolu disiplin ve sabırdan geçiyor.
Sadece hizmet konusunda da eğitilmiyorlar. Bir geyşanın birkaç sanat dalına birden eğiliminin olması bekleniyor. Şamisen çalma, dans etme hatta haiku adı verilen şiir sanatıyla ilgilenmek ise bunlardan birkaçı… Bu süreçlerde okaminin (baş geyşa) gözü hep şikomilerin üzerinde oluyor. Ve eğer okaminin gözünde geyşa olmaya hak kazanırlar ve kendileri de geyşa olmaya devam etmek isterlerse gerçek bir geyşa olmak için erigae (yaka değiştirme) töreni için hazırlıklar başlıyorlar.
[sendegit type=”jetset” title=”Jetset ile Japonya Turu’na sen de git” position=”right” href=”https://www.jetset.com.tr/Kesfet/Japonya-Gezisi”]


