Paris’te gezilecek yerler o kadar çok ki şehri adım adım keşfetmek adeta bir zaman yolculuğu gibi! Gezi öncesi Paris haritası elinde olsun, çünkü her köşe başında seni büyüleyecek yeni bir manzara ya da tarihi bir yapı karşına çıkabilir. Paris’in tarihi yerlerini ve doğal güzelliklerini keşfetmeye hazırsan okumaya devam et!
Aşkın, sanatın ve tarihin başkenti Paris’te unutulmaz bir yolculuğa hazır mısın? Eyfel Kulesi’nin gölgesinde yürürken bir yandan kruvasanını yiyebilir, bir yandan da Seine Nehri boyunca şehrin romantik ruhunu hissedebilirsin. Fransa, Paris gezilecek yerler haritası elinde olsun çünkü Paris bölgesinde yapılacaklar saymakla bitmiyor! “Paris neresi ve nasıl bir yer?” diyorsan bu yazı tam da sana göre. Hem klasik durakları hem de az bilinen yerleri keşfetmeye başlıyoruz!
1. Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesi, “Paris’in neyi meşhur?” diye sorulduğunda akla ilk gelen ikonik simge! 1889 Dünya Fuarı için inşa edilen bu dev demir yapı, başta pek sevilmese de bugün Paris sokakları boyunca göz kırpan bir efsane. Tam 26 ayda 3 bin işçiyle tamamlanan kule; müze, restoran ve seyir terası olmak üzere üç bölümden oluşuyor.
En tepeye çıktığında ise Paris’i kuşbakışı izlemek gerçekten büyüleyici. Ancak önden online bilet almakta fayda var, çünkü Eyfel Kulesi’nde uzun bir kuyruk seni bekliyor olabilir. Eyfel Kulesi’ni her gün 09.00-12.00 saatleri arasında 14,5 Euro karşılığı ziyaret edebilirsin.
2. Louvre Müzesi
Louvre Müzesi Paris’in kalbinde sanatla dolu bir zaman yolculuğu sunuyor! Eski bir kraliyet sarayı olan bu dev müze tam 1793’ten beri halka açık. Mona Lisa, Miloslu Venüs ve Semadirek Kanatlı Zaferi gibi başyapıtlarla dolu Louvre’da 35 binden fazla eser sergileniyor.
Cam piramit girişiyle tanınan müze, Richelieu, Sully ve Denon adlı üç kanata yayılıyor. Louvre müzesi öncesi tıpkı Eyfel Kulesi’nde olduğu gibi online bilet alman gerekebilir. Böylece zamanı daha verimli kullanabilirsin. Louvre Müzesi en az yarım gün vaktini alabilir! Louvre Müzesi’ni 09.00-18.00 saatleri arasında 20 Euro karşılığı ziyaret edebilirsin.

3. Notre Dame Katedrali
Notre Dame Katedrali Paris’in tam kalbinde, Seine Nehri üzerindeki Île de la Cité’de yükseliyor. 12’nci yüzyılda yapımına başlanan bu gotik başyapıt Victor Hugo’nun “Notre Dame’ın Kamburu” romanıyla ün kazandı. 2019’daki yangının ardından büyük bir restorasyon sürecinden geçti ve nihayet Aralık 2024’te yeniden ziyaretçilere açıldı!
Notre Dame Katedrali zarif heykelleri, vitrayları ve etkileyici mimarisiyle büyülüyor. Çan kuleleri şimdilik kapalı ama giriş ücretsiz. Dilersen önceden rezervasyon yaptırabilir ve Paris’in ruhunu iliklerine kadar hissedebilirsin. Notre Dame Katedrali’ni 07.50-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.

5. Şanzelize Caddesi
Şanzelize Caddesi, Paris’in en prestijli ve göz alıcı bulvarı olarak adeta şehrin vitrinini oluşturuyor! Concorde Meydanı’ndan başlayıp ihtişamlı Zafer Takı’na kadar uzanan yaklaşık 2 kilometrelik cadde, modanın ve lüks alışverişin kalbi niteliğinde.
Dev markalarla dolu vitrinler, şık kafeler ve restoran Şanzelize Caddesi’nde buluşuyor. Gündüzleri lüks bir alan, özellikle ilkbahar gecelerinde ise ışıl ışıl bir masal diyarı gibi… 14 Temmuz Bastille Günü kutlamaları ya da yılbaşı ışıklarıyla ayrı bir şölene dönüşen cadde “Paris’in ünlü yerleri neresi?” sorusuna harika bir yanıt!
6. Zafer Takı (Arc de Triomphe)
Zafer Takı (Arc de Triomphe) Paris’in göbeğinde yükselen gurur anıtlarından biri! Napolyon’un zaferlerini taçlandırmak için 1806’da yapımına başlanan bu devasa yapı tam 30 yıl sonra tamamlanmış. 12 caddenin kesişim noktası olan Charles de Gaulle Meydanı’nda yer alan anıtın altında 1. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden askerler için “Meçhul Askerin Mezarı” ve hiç sönmeyen bir ateş bulunuyor.
Seyir terasına çıktığında Eyfel Kulesi’nden Şanzelize’ye kadar uzanan Paris manzarasına bayılacaksın! Burada gün batımı da ayrı güzel. Zafer Takı’ndaki terasa merdiven ya da asansörle çıkabilirsin. Online bilet fırsatından faydalanmak burada da zaman kazandırabilir. Zafer Takı’nı 14,50 Euro’ya ziyaret edebilirsin.
7. Montmartre
Montmartre, Paris’in kuzeyinde yer alan ve adeta sanatla nefes alan büyülü bir semt! 19’uncu yüzyıldan itibaren Van Gogh, Picasso, Renoir ve Dali gibi efsane sanatçılara ev sahipliği yapan bu bohem bölge yaratıcı ruhunu hala koruyor. Sacre-Cœur Bazilikası’nın tepeden sunduğu Paris manzarası ise nefes kesici!
Place du Tertre’de ressamlar canlı canlı portre çiziyor; Montmartre Müzesi, Dalida Meydanı ve Moulin de la Galette gibi noktalar gezginleri mest ediyor. Les Petits Trains de Montmartre ile bölgeyi minik bir trenle gezmek de çok keyifli! Eğer sen de Paris turları araştırıyorsan Montmartre’tan geçen bir güzergahı tercih etmelisin.
8. Versay Sarayı
Versay Sarayı Paris seyahati sırasında mutlaka görülmesi gereken en ihtişamlı yapılardan biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu dev saray, 17’nci yüzyılda 14’üncü Louis tarafından yaptırılmış. 2 bin 300 odasıyla Avrupa’nın en büyük sarayı unvanına sahip sarayın en göz alıcı bölümü olan Aynalar Salonu, 1. Dünya Savaşı’nı bitiren Versay Antlaşması’nın imzalandığı yer olarak dikkat çekiyor.
Dönemin mobilyalarıyla döşenmiş salonlar ve kraliyet odaları, nefes kesen bir büyüleyiciliğe sahip. Paris’in en güzel yerleri arasında olan saray, 3 günlük Paris gezi planı yapanlar için bile harika bir rota! Versay Sarayı ziyareti öncesinde online bilet alman gerektiğini unutmamalısın. Versay Sarayı’nı 09.00-18.30 saatleri arasında 12 Euro’ya ziyaret edebilirsin.
9. Orsay Müzesi
Orsay Müzesi, Paris gezisi sırasında sanatla iç içe olmak isteyenler için adeta biçilmiş kaftan! Eski bir tren garından dönüştürülen bu harika müze Beaux-Arts mimarisiyle dikkat çekiyor. Paris’te yapılacaklar listenin üst sıralarına rahatlıkla yazılabilecek bu müze; Monet, Van Gogh ve Renoir gibi dev isimlerin eserlerini sergiliyor.
Bu müze Seine Nehri kıyısındaki konumu, Louvre ve Tuileries Bahçeleri’ne yakınlığıyla da avantajlı bir noktada yer alıyor. Çatı katındaki ikonik saatten seyre dalabileceğin Paris manzarası da cabası! Orsay Müzesi, Paris turu kapsamında mutlaka ziyaret edilmeli. Ziyaret öncesi online bilet satın almayı unutma! Orsay Müzesi’ni 09.30-18.00 saatleri arasında 16 Euro’ya ziyaret edebilirsin.
10. Sacré-Cœur Bazilikası
Sacré-Cœur Bazilikası, Montmartre Tepesi’nin zirvesinde parlayan muhteşem bir yapı! Roma-Bizans tarzındaki bu beyaz traverten yapı, Paris’in en yüksek noktalarından biri olarak harika şehir manzaraları sunuyor. Bazilikanın 1875’te başlayan yapımı seneler sürerek 1914’te tamamlanmış.
İçindeki devasa mozaik “Christ in Majesty” her göreni büyülüyor, atmosferi ise huzur veriyor. Ana giriş ücretsiz, ama kubbe terasına çıkmak istersen küçük bir ücret ödeyip merdivenleri tırmanmak gerekiyor. Fotoğraf çekmek ise içerde yasak ama karşılaşacağın manzara her şeye değer! Sacré-Cœur Bazilikası’nı 06.30-10.30 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edebilirsin.
11. Seine Nehri
Seine Nehri Paris’in kalbinden zarifçe akarak şehre romantizm ve büyü katıyor. Şehri ikiye bölen bu göz alıcı nehir; Louvre, Notre Dame ve Eyfel gibi ikonik yapılar etrafından geçiyor. En keyifli keşif yoluysa kesinlikle tekne turları! Özellikle gün batımı ve akşam turlarında ışıl ışıl parlayan Paris manzarası gerçekten etkileyici… Sen de nehir kıyısında yürüyüş yapabilir, banklarda dinlenip tekne kafelerde kahveni yudumlayabilirsin. Pont Neuf, Pont des Arts ve Alexandre III Köprüsü gibi tarihi köprüler de bu romantik atmosferi tamamlıyor.
12. Lüksemburg Bahçesi
Lüksemburg Bahçesi Paris’in kalbinde yer alan ve 17’nci yüzyılda Kraliçe Marie de’ Medici’nin isteğiyle yapılmış harika bir yeşil alan. 22 hektardan fazla alana yayılan bu park, Parislilerin piknik yapmak, dinlenmek ve keyifli vakit geçirmek için en çok tercih ettiği yerlerden biri. Simetrik yolları, zarif süs havuzları ve ikonik nil yeşili sandalyeleriyle Lüksemburg Bahçesi tam huzur kaynağı! Burada miniklerin eğlenmesi için yelkenli teknelerin yüzdüğü havuz ve tenis kortları, kukla tiyatrosu gibi aktiviteler de mevcut. Üstelik giriş tamamen ücretsiz!
13. Sainte-Chapelle
Sainte Şapeli, Île de la Cité adasında parlayan Gotik mimarinin nadide bir noktası. 13’üncü yüzyılda kral 9’uncu Louis tarafından yaptırılan bu yapı özellikle Dikenli Taç’ı korumak için inşa edilmiş. En büyüleyici yanı ise 15 metre yüksekliğindeki dev vitray camları. Bu görkemli vitraylar İncil’den hikayeleri rengarenk figürlerle anlatıyor.
Sabah güneşi vitrayların içini adeta bir renk cümbüşüne çeviriyor, anlayacağın büyülenmemek mümkün değil! Conciergerie ile aynı kompleks içinde olduğu için kombine bilet almak harika bir fikir olabilir. Kuyrukta beklemek istemezsen online bilet almayı unutmamalısın. Sainte-Chapelle’i 11,5 Euro karşılığında 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
14. Le Marais
Le Marais, Paris’in en bohem ve tarihi mahallesi olarak biliniyor. Dar taş sokaklarında Orta Çağ’dan kalma atmosferi hissedebilir, 17’nci yüzyılda aristokratların yaşadığı bu şirin bölgeyi karış karış keşfedebilirsin. Burada Place des Vosges meydanının zarafeti büyülerken Rue des Rosiers’da enfes falafeller seni bekliyor. Şık butikler, sanat galerileri ve vintage dükkanlarla alışveriş tutkunları burada adeta mest oluyor. Gece hayatı, sokak sanatçıları ve küçük pazarları ile enerji dolu Le Marais hem gezip hem konaklamak için Paris’in en keyifli bölgelerinden biri!

15. Disneyland Paris
Disneyland Paris hem küçükler hem büyükler için tam bir masal diyarı! Paris şehir merkezinden sadece 40 km uzakta konumlanan Disneyland iki tema parka sahip: Disneyland Park’ta peri masalları ve klasik Disney karakterleri, Walt Disney Studios Park’ta ise film setleri ve adrenalini bol oyunlar seni bekliyor.
Yıl boyunca büyüleyici geçit törenleri ve muhteşem havai fişek gösterileri oluyor. Buraya en az bir tam gün ayırmak lazım, erken gidip rota belirlemek de işini kolaylaştırabilir. Biletler ise sadece online satılıyor, öte yandan Fast Pass’le de sıra beklemekten kurtulmak mümkün. Disneyland Paris’i 50 Euro’dan başlayan fiyatlarla 09.30-22.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
16. Latin Mahallesi (Quartier Latin)
Latin Mahallesi Paris’in entelektüel kalbi olarak nitelendiriliyor. Tarihi Sorbonne Üniversitesi’nin etrafında konumlanan bu mahalle genç ve dinamik bir atmosfer sunuyor. İsmi ise öğrencilerin çoğunlukla Latince konuşmasından geliyor. Latin Mahallesi’nin dar sokaklarındaki nostaljik kitapçılar, sanat galerileri ve samimi kafeler sosyal bir çeşitlilik sunuyor.
Panthéon ise buranın yıldızı niteliğinde; Voltaire, Victor Hugo ve Marie Curie gibi önemli isimlerin mezarı burada yer alıyor. Kısacası Latin Mahallesi en ünlü Paris meydanlarından biri!
17. Centre Pompidou
Centre Pompidou Paris’in en dikkat çekici yapılarından… Dışa dönük renkli boruları ve mekanik sistemleriyle dışarıdan adeta bir sanat eseri gibi duruyor. Renzo Piano ve Richard Rogers’ın radikal tasarımıyla inşa edilen Centre Pompidou modern mimarinin başyapıtı niteliğinde. Ayrıca Picasso, Kandinsky ve Warhol gibi efsanevi sanatçıların eserlerini barındıran devasa koleksiyonuyla sanatseverlerin uğrak yeri.
Burada kütüphane, sinema ve tiyatro gibi kültürel alanlar da mevcut. Çatıdan gözler önüne serilen Paris manzarası harika! Meydandaki sokak sanatçıları ise kültür kokan atmosferi pekiştiriyor. Ancak Eylül 2025’ten beri müze kapalı, eserler başka müzelerde sergileniyor. Centre Pompidou’yu 17 Euro karşılığında 11.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
18. Rodin Müzesi
Rodin Müzesi, Paris’in en sevilen sanat duraklarından biri. Burası ünlü heykeltıraş Auguste Rodin’in eserlerini bir zamanlar yaşadığı zarif Hôtel Biron’da sergiliyor. “Düşünen Adam”, “Öpücük” ve “Cehennem Kapıları” gibi ikonik heykellerle dolu olan Rodin Müzesi, Rodin’in eskizleri ve tablolarının yanı sıra Monet ile Van Gogh’dan seçkiler de barındırıyor.
Müzenin geniş ve huzurlu bahçesinde devasa heykeller arasında dolaşmak eşsiz bir deneyim! Sanatseverler ve sakin bir Paris molası isteyenler Rodin Müzesi’ni mutlaka keşfetmeli. Rodin Müzesi’ni 14 Euro karşılığında, 10.00-18.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
19. Palais Garnier (Opera Binası)
Palais Garnier, 19. yüzyıl opera mimarisinin göz kamaştıran bir başyapıtı olarak Paris’in kültürel kalbinde yer alıyor. 1875 yılında tamamlanan bu ihtişamlı yapı “Operadaki Hayalet” romanına da ilham veriyor. Mimar Charles Garnier’in Barok, Klasik ve Rönesans öğelerini harmanladığı tasarımı ise ayrı bir konu! İçerideki görkemli mermer merdivenler, dev kristal avizeler ve Marc Chagall’ın renkli tavan freski adeta bir sanat şöleni sunuyor. Opera Binası rehberli turlarla gezilebiliyor ve bünyesindeki Opera Müzesi’yle sanatseverleri kendine çekiyor. Opera Binası’nı 14 Euro karşılığında, 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.

20. Père Lachaise Mezarlığı
Père Lachaise, Paris’in en büyük ve dünyanın en ikonik mezarlıklarından biri. Burası 44 hektarlık yemyeşil alanı ve etkileyici heykelleriyle adeta bir açık hava müzesi gibi. Jim Morrison, Oscar Wilde, Edith Piaf, Chopin, Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya gibi isimlerin mezarları burayı kültürel bir rotaya dönüştürüyor. Özellikle Oscar Wilde’ın mezarındaki öpücük geleneği ve koruyucu cam detayları ilgi çekiyor. Père Lachaise mezarlığını her gün 08.00-18.00 saatleri arasında ziyaret etmek mümkün.
21. Ressamlar Tepesi (Place du Tertre)
Place du Tertre Montmartre’ın kalbinde yer alan, sanat ve nostaljiyle dolu hareketli bir meydan. 20’nci yüzyılda Picasso, Van Gogh ve Dalí gibi efsane sanatçıların iz bıraktığı bu alan, günümüzde sokak sanatçılarının açık hava atölyesi olarak ziyaretçi topluyor. Canlı portre çizimleri, el yapımı tablolar ve sanata dair her şey burada seni bekliyor. Dilersen kendi portreni yaptırabilir ya da bir tabloyla anı ölümsüzleştirebilirsin. Unutmadan söyleyelim, sabah erken saatlerde meydan daha sakin olabilir ve Eyfel Kulesi’ne uzanan Paris manzarası eşliğinde harika fotoğraflar çekebilirsin.
22. Tuileries Bahçesi
Tuileries Bahçesi, Louvre Müzesi ile Concorde Meydanı arasında uzanıyor ve Paris’in en eski ve en şık parklarından biri olarak biliniyor. 17’nci yüzyılda kraliyet bahçesi olarak düzenlenen ve André Le Nôtre’un klasik Fransız tarzı peyzaj anlayışını taşıyan bu bahçe simetrik yolları; Maillol, Rodin, Giacometti imzalı heykelleriyle buram buram huzur kokuyor. Yaz aylarında kurulan Fête des Tuileries lunaparkı ve dönme salıncaktan görülen Paris manzarası büyüleyici bir niteliğe sahip. Güzel haber, giriş tamamen ücretsiz!
23. Concorde Meydanı
Concorde Meydanı Paris’in en büyük ve tarihi meydanlarından biri olarak Tuileries Bahçeleri ile Paris’in en ünlü caddesi Şanzelize arasında yer alıyor. 18’inci yüzyılda inşa edilen bu meydan, Fransız Devrimi sırasında Kral 15’inci Louis ve Marie Antoinette gibi isimlerin idamıyla tarihte derin izler bırakmış.
Ortasında 3 bin yıllık, Mısır’dan getirilen Luxor Dikilitaşı yükseliyor. Çevresindeki görkemli çeşmeler ve heykeller meydanı süslüyor. Paris bölgeler haritası ve şehir planını incelediğinde buranın önemli bir kavşak olduğunu görebilirsin. Her 14 Temmuz’da askeri geçitlerin doruk noktası da burada yaşanıyor.
24. Alexandre III Köprüsü
Alexandre III Köprüsü Paris’in en zarif ve gösterişli köprülerinden biri olarak Seine Nehri üzerindeki estetik harikalar arasında yer alıyor. 1896-1900 yılları arasında Rus Çarı III. Aleksandr’a ithafen inşa edilen ve Fransız-Rus dostluğunu simgeleyen bu yapı; altın varaklı süslemeleri, mitolojik figürlü sütunları ve zarif heykelleriyle adeta açık hava sanat galerisi gibi görünüyor. Hôtel des Invalides ile Grand ve Petit Palais arasında bağlantı sağlayan Alexandre III Köprüsü, Eyfel Kulesi manzarasıyla fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmez duraklarından biri!
25. Panthéon
Panthéon Latin Mahallesi’nin kalbinde yer alıyor ve Paris’in en görkemli neoklasik yapılarından biri olarak dikkat çekiyor. Başlangıçta bir kilise olarak inşa edilse de Fransız Devrimi’nden sonra Voltaire, Victor Hugo, Marie Curie gibi önemli isimlerin anıt mezarlarına ev sahipliği yapan ulusal bir anıta dönüştürülmüş.
Roma’daki Pantheon’dan ilham alınarak yapılan dev kubbesi, zarif freskleri ve sütunları tüm ziyaretçileri büyülüyor. Sen de kubbesine çıkarak Latin Mahallesi’nin çatılarına karşı harika bir manzarayı seyre dalabilirsin. Ünlü Foucault Sarkacı deneyinin burada yapıldığını belirtelim! Panthéon’u 09.00-19.00 saatleri arasında, 16 Euro karşılığı ziyaret edebilirsin.

26. Moulin Rouge
Moulin Rouge yani “Kırmızı Değirmen”, Paris’in gece hayatının en renkli ikonlarından biri! 1889’da inşa edilen ve üzerindeki kırmızı yel değirmeniyle şehrin simgelerinden biri haline gelen bu yapı 2022’den beri daha çok Broadway tarzı müzikallere ev sahipliği yapıyor.
Dış cephesi büyüleyici olsa da içerideki gösteriler için mutlaka önceden rezervasyon yaptırmak şart. Hemen yakındaki “Amélie” filminden aşina olunan Café des Deux Moulins’e uğramak da keyifli bir mola alternatifi olabilir. Gece geç saatlerde bölge biraz tenha olabiliyor, bu nedenle dikkatli olmakta fayda var.
27. Saint-Germain-des-Prés
Saint-Germain-des-Prés, Paris’in entelektüel ve sanatsal kalbini hissetmek isteyenler için büyüleyici bir semt! Burası Latin Mahallesi’nin batı ucunda yer alan ve Sartre, Simone de Beauvoir, Camus gibi isimlerin müdavimi olduğu efsanevi kafeleriyle ünlü.
Sanat galerileri, kitapçılar, antikacılar ve pastaneler sokaklara zarif bir ruh katıyor. Semte adını veren kilise ise Paris’in en eskilerinden biri. Geçmişle bugünün ustalıkla harmanlandığı bu semtte tarihi bir kafede oturup sakin bir mola vermek adeta Paris ruhunu solumak gibi!
28. Île de la Cité
Île de la Cité, Paris’in tam kalbinde ve Seine Nehri’nin ortasında yer alıyor. Şehrin en eski yerleşim noktası olarak tarihi bir anlam taşıyor. Üzerinde Notre Dame Katedrali ve ışıl ışıl vitraylarıyla Sainte-Chapelle gibi ikonik yapılar bulunuyor. Roma döneminden bu yana dini ve idari merkez olarak önemini koruyor. Adanın ucundaki Square du Vert Galant ise huzurlu atmosferiyle dinlenmek ya da piknik yapmak isteyenler için harika bir adres!
29. Les Invalides (Ordu Müzesi ve Napolyon’un Mezarı)
Les Invalides Paris’in askeri tarihine ışık tutan etkileyici bir kompleks olarak öne çıkıyor. 17’nci yüzyılda Kral 14. Louis tarafından emekli askerler için inşa edilen bu kompleks hem mimarisiyle büyülüyor hem de Napolyon Bonapart’ın görkemli lahitine ev sahipliği yapıyor.
Kompleks içinde yer alan Musée de l’Armée, Orta Çağ’dan 2. Dünya Savaşı’na uzanan geniş bir koleksiyona sahip. Eyfel Kulesi’ne yürüme mesafesinde olması rota planlaması açısından da büyük avantaj sağlıyor. Buraya giriş 14 Euro, ayrıca saat 10.00-18.00 saatleri arası açık.
30. Paris Yeraltı Mezarları (Catacombes)
Paris Yeraltı Mezarları şehrin en gizemli duraklarından biri olarak büyüleyici bir keşif sunuyor. 18’inci yüzyılda mezarlıklar dolunca 6 milyondan fazla insanın kalıntısı buraya taşınıyor. Yaklaşık 1,5 kilometrelik yürüyüş rotasında kalıntılar sanatsal şekilde diziliyor ve adeta bir yeraltı galerisi oluşuyor. İçeride sıcaklık sabit 14°C, ziyaret ise ortalama 45 dakika sürüyor. Günlük ziyaretçi sınırı mevcut, bu yüzden biletleri önceden almak şart. Mezarlığa giriş ücreti 29 Euro, ziyaret saatleri ise 09.45-20.30 aralığında.
31. Versay Bahçeleri
Versay Bahçeleri, sarayın ihtişamını doğayla buluşturan Barok tarzdaki büyüleyici bir açık hava şaheseri! Burada simetrik yollar, zarif fıskiyeler, geometrik çiçek düzenlemeleri ve heykellerle süslenmiş göletler arasında keyifli yürüyüşler yapabilirsin.
Klasik Fransız bahçeciliğinin en güzel örneği olan Versay Bahçeleri, Versay Sarayı gezinde mutlaka zaman ayırman gereken bir bölge! Dönemsel olarak düzenlenen fıskiye şovları özellikle görülmeye değer. Bahçeye giriş hafta içi ücretsiz, ancak fıskiye şovları gerçekleştirileceği zaman belirli bir ücret talep ediliyor.
32. Orangerie Müzesi
Orangerie Müzesi Tuileries Bahçeleri’nin hemen batısında yer alan izlenimci sanatseverlerin favori durağı! Monet’nin meşhur “Nilüferler” serisi buradaki oval salonlarda büyüleyici bir atmosfer yaratıyor. Renoir, Cézanne, Matisse ve Picasso gibi önemli isimlerin eserleri de burada sergileniyor.
Louvre ve Orsay gibi kalabalık müzelerden sonra burada daha sakin ve huzur dolu bir sanat molası yakalayabilirsin. Küçük ama etkileyici bu müzeyi gezmek için online bilet almayı unutma, böylece sırada beklemeden keyfini çıkarabilirsin! Orangerie Müzesi’ni 12,5 Euro karşılığında, 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
33. Picasso Müzesi
Picasso Müzesi, Le Marais’nin kalbinde Pablo Picasso’nun en kapsamlı koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Binlerce eser, kişisel eşyalar, eskizler ve heykeller sanatseverleri büyülüyor. Müze 17. yüzyıldan kalma tarihi Hôtel Salé binasında bulunuyor ve mimarisiyle de nefes kesiyor. Burada hem Picasso’nun yaratıcı dünyasını keşfedebilir hem de tarihi atmosferde keyifli bir gezinti yapabilirsin! Picasso Müzesi’ni 12 Euro karşılığında, 09.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
34. Place des Vosges
Place des Vosges, Paris’in en eski planlı meydanı olarak Le Marais’nin kalbinde yer alıyor. 1605’te 3. Henri’nin emriyle inşa edilen meydan, kırmızı tuğlalı binaları ve zarif kemerli geçitleriyle klasik Fransız şehir planlamasının şıklığını yansıtıyor.
Ortasındaki yeşilliklerle çevrili park Parislilerin piknik ve dinlenme noktası. Etrafındaki kemeraltı pasajlarda ise sanat galerileri, butik dükkanlar ve şirin kafeler mevcut. Peki, Victor Hugo’nun evinin de burada olduğunu biliyor muydun? Bu ev artık müze olarak ziyaret edilebiliyor. Üstelik giriş ücretsiz, sakın kaçırma!
35. Conciergerie
Conciergerie, Seine Nehri kıyısında Orta Çağ’dan kalma gotik bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Uzun yıllar adalet sarayı ve hapishane olarak hizmet veren bu yapının en dikkat çekici noktası, Fransız Devrimi’nde Marie Antoinette’in de içinde olduğu birçok mahkumun burada yargılanmış olması.
Conciergerie’in taş tavanlı koridorlarında dolaşırken eski zindanları ve dönem eşyalarını keşfedebilirsin. Sainte-Chapelle ile aynı kompleks içinde olduğu için kombine bilet almak daha mantıklı olabilir. Conciergerie’yi 11,5 Euro karşılığında, 09.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.

36. Pont Neuf
Pont Neuf, adı “Yeni Köprü” olsa da Paris’in Seine Nehri üzerindeki en eski taş köprüsü. 1578-1607 yılları arasında Kral 4. Henri döneminde tamamlanan bu yapı, üzerinde ev ya da dükkan bulunmayan ilk müstakil köprü olma özelliği taşıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve Île de la Cité adasını şehrin iki yakasına bağlayan köprüden Seine Nehri manzarasının tadını çıkarabilir, oturma alanlarında uzun uzun dinlenebilirsin. Üstelik giriş tamamen ücretsiz!
37. Grand Palais
Grand Palais, Paris’in en etkileyici sergi ve etkinlik yapılarından biri olarak öne çıkıyor. 1900 Evrensel Sergisi için inşa edilen bu devasa yapı, cam ve çelikten oluşan Art Nouveau detaylarıyla klasik mimariyi kusursuz bir şekilde buluşturuyor.
Geniş kubbesi ve ışık alan iç salonları sayesinde yıl boyunca sanat sergileri, moda defileleri ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor. İçeri adım attığında ise sadece sergiler değil, mimarinin kendisi de başlı başına eşsiz bir deneyim sunuyor. Grand Palais ziyaretin öncesi güncel etkinlik takvimini kontrol etmeyi unutma! Grand Palais, 09.30-20.00 saatleri arasında 26 Euro’ya ziyaret edilebilir.
38. Petit Palais
Petit Palais, adı “Küçük Saray” olsa da Paris’in devasa sanat hazinelerinden biri! 1900 Evrensel Sergisi için inşa edilen bu yapı içinde Monet, Delacroix, Courbet gibi ünlü Fransız ustaların harika tablolarını barındırıyor. Avlusundaki şirin bahçe ve kafe, sanat turu sırasında dinlenmek için ideal bir mola yeri.
Kalıcı koleksiyonlara giriş ücretsiz, yani sanat keyfi için herhangi bir miktar ödemene gerek yok! Müze salıdan pazar gününe kadar 10.00-18.00 arası açık, bazı günler akşam 8’e kadar ziyaret etmek mümkün.
39. Hôtel de Ville (Belediye Sarayı)
Hôtel de Ville Seine Nehri’nin sağ kıyısında yer alan ikonik bir yapı. 1357’den beri belediye binası olarak kullanılsa da 1871 Paris Komünü’nden sonra Neo-Rönesans tarzında bambaşka bir güzelliğe kavuşmuş. Bugün ise dantel gibi detaylarla süslü görkemli cephesiyle gözleri kamaştırıyor. İçinde sergiler ve çeşitli etkinlikler oluyor, kış mevsiminde ise hemen önündeki meydanda buz pateni keyfi yapılabiliyor. Girişin ücretsiz olduğu Belediye Sarayı’nı Paris’e uğradığın zaman mutlaka görmelisin!
40. Montparnasse Kulesi
Montparnasse Kulesi, Paris’in modern yıldızı niteliğinde! 210 metreyle şehrin en yüksek gökdelenlerinden biri olan bu yapı 1973’ten beri gökyüzüne uzanıyor. Klasik Paris siluetinden biraz farklı olsa da manzarası dillere destan. Bu kulenin panoramik terasında 360 derece Paris manzarası gözler önüne seriliyor.
Kuleyi ziyaret ederek Eyfel Kulesi’nden Seine Nehri’ne kadar Paris’in en ikonik noktalarını görebilirsin. Teras hem kapalı hem açık ve burada kafeler ile restoranlar da mevcut. Ancak ziyaret öncesi online bilet almanı öneriyoruz. Çünkü kapıda sıra beklemek biraz zaman alabilir. Montparnasse Kulesi’ni 18 Euro’dan başlayan fiyatlarla 09.30-11.30 arası ziyaret edebilirsin.
41. Shakespeare and Company Kitapçısı
Eğer kendini kitap kurdu olarak tanımlıyorsan Shakespeare and Company kitapçısını duymama ihtimalin yok! Paris’in en ikonik kitapçılarından biri olan Shakespeare and Company, Seine Nehri kıyısında Notre Dame’a çok yakın konumlanıyor. Tam bir edebiyat cenneti olan bu kitapçı James Joyce’tan Hemingway’e kadar pek çok ünlü yazarın buluşma noktası olmuş. Shakespeare and Company kitapçısı ahşap raflar, vintage daktilolar ve üst katta kitapların arasında gezinen sevimli kedileriyle bambaşka bir atmosfer sunuyor. Üstelik giriş tamamen ücretsiz!

42. Saint-Martin Kanalı
Saint-Martin Kanalı Paris’in bohem ruhunu hissetmek isteyenler için harika bir keşif rotası. 4,5 kilometre uzunluğundaki bu yapay kanal; şık kafeler, popüler eğlence mekanları ve vintage mağazalarla çevrili. Parisliler ise Saint-Martin Kanalı’nda yürüyüş yapmayı, bisiklete binmeyi ve piknik keyfini çok seviyor.
Bu kanal ağaçlarla kaplı yolları, küçük köprüleri ve yavaş ilerleyen tekneleriyle sakin bir mola imkanı sunuyor. Hipster kültürünün kalbi sayılan bölge renkli sokak sanatıyla da göz kamaştırıyor. Eğer sen de Paris’te gezilecek yerler listesi hazırlıyorsan Saint-Martin Kanalı mutlaka radarında olmalı!
43. Galeries Lafayette
Sıra geldi Paris’in alışveriş cenneti olarak nitelendirilen Galeries Lafayette’e! Burası yalnızca moda tutkunları için değil incelikli mimariden anlayan rafine zevkler için de ihtişamlı bir adres. Galeries Lafayette 1912’den kalma Art Nouveau tarzındaki cam kubbesi ve vitray süslemeleri ile adeta bir sanat eseri gibi. Üstelik burada lüks markalardan orta segment seçeneklere kadar her bütçeye hitap eden ürünler bulmak mümkün.
En üst katındaki ücretsiz giriş yapılabilen terastan Eyfel Kulesi dahil harika bir Paris manzarası burada seni bekliyor. Paris’in lüks rotalarını veya kendine has tarihi yapılarını ziyaret etmeye karar verdiysen Etstur ile Paris uçak bileti avantajlarını inceleyebilir ve bütçene uygun seçenekleri değerlendirmeye başlayabilirsin!
44. Les Passages Couverts (Kapalı Pasajlar)
Paris’in gizli hazineleri arasında yer alan Les Passages Couverts (Kapalı Pasajlar), 18 ve 19’uncu yüzyıllardan kalma ve üzeri camla kaplı zarif alışveriş galerilerinden oluşuyor. Daha önce “flâneur” yani “amaçsızca dolaşan” kavramını hiç duymuş muydun? İşte Paris burjuvazisinde sosyal yaşamın kalbi olan Kapalı Pasajlar bu kavramın doğduğu yer! Öyle ki burası Paris’in tarihi yerleri arasında öne çıkıyor ve Paris’in nesi meşhur sorusuna güçlü bir yanıt oluyor. Pasajlara giriş ücretsiz, yani burayı adeta “flâneur” edasıyla herhangi bir ücret ödemeden gönül rahatlığıyla keşfetmek mümkün!
45. Île Saint-Louis
Île Saint-Louis Seine Nehri’nin ortasında, Paris’in en eski ve en romantik adalarından biri olarak seni zamanda yolculuğa çıkaracak! 17’nci yüzyılda aristokratlar için inşa edilen bu zarif ada, günümüzde Paris’in gezilecek yerleri arasında huzurlu atmosferiyle dikkat çekiyor.
Nehir kıyısında yürüyüş yapabilir, gölgede bir bankta oturup Eyfel manzarasını seyredebilirsin. Paris’te yapılacaklar listesine mutlaka bu sakin ve şık durağı eklemelisin. Ücretsiz giriş yapabileceğin Île Saint-Louis’de yerel dondurmacılar, küçük kafeler ve sessizlik sana eşlik edebilir!
46. Trocadéro Meydanı
Trocadéro Meydanı Eyfel Kulesi’ni kusursuz bir açıdan seyre dalabileceğin harika bir rota! Seine Nehri’nin doğu yakasında yer alan bu meydan, özellikle gün doğumu ve gün batımında harika fotoğraflar çekmek için birebir. Meydanı çevreleyen Palais de Chaillot hem tarihi hem de mimari estetiğe ayrı bir hava katıyor. Trocadéro Bahçeleri’nde yürüyüş yapabilir, havuzların etrafında dinlenerek Paris’in tadını doyasıya çıkarabilirsin. Hem romantik hem de ücretsiz bir Paris keyfi seni bekliyor!
47. La Grande Arche (Büyük Tak)
La Grande Arche, Paris’in gökdelenlerle süslü modern yüzü La Défense’ta seni bekliyor! 1989’da Fransız Devrimi’nin 200. yılı anısına yapılan bu dev tak, klasik Zafer Takı’nın çağdaş bir yorumu gibi. 110 metre yüksekliği ve sade mimarisiyle dikkat çeken yapı, Paris’in tarihi eksenini tam anlamıyla tamamlıyor.
En tepesine çıktığında Louvre’dan Şanzelize’ye, Eyfel’den Zafer Takı’na kadar nefes kesen bir manzara seni bekliyor. Paris’in meşhur yerleri arasında sıralanan bu etkileyici yapıyı Paris’te gezilecek yerler listesine mutlaka ekle! La Grande Arche’ı 15 Euro’dan başlayan fiyatlarla 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
48. Champ de Mars
Champ de Mars, Eyfel Kulesi’nin hemen önünde konumlanıyor ve ziyaretçilerini Paris’in en geniş, en ferah açık alanlarından biriyle buluşturuyor. Eskiden askeri tatbikat alanı olan bu yemyeşil park, günümüzde yürüyüşe çıkmak, kitap okumak ya da Eyfel manzarasına karşı Paris lezzetleriyle dolu leziz bir piknik yapmak isteyenlerin gözdesi. Özellikle gün batımında altın rengine bürünürken oluşan romantik atmosferi kesinlikle kaçırmamalısın. Üstelik giriş tamamen ücretsiz!
49. Lüksemburg Sarayı
Lüksemburg Sarayı Paris’in tam kalbinde, Lüksemburg Bahçeleri’nin içinde zarif zarif yükseliyor. Burası 17’nci yüzyılda Kraliçe Marie de’ Médicis için Floransa’daki Pitti Sarayı örnek alınarak inşa edilmiş. Bugün Fransa Senatosu olarak kullanılsa da dış cephesi, heykelleri ve bahçesiyle hala ihtişamını koruyor. Sarayın içi genellikle ziyarete kapalı olsa da “Kültürel Miras Günleri” gibi özel zamanlarda ücretsiz gezilebiliyor. Eğer o günlere denk gelirsen mutlaka Lüksemburg Sarayı’na mutlaka uğra!
50. Vendôme Meydanı
Vendôme Meydanı, Paris’in en şık ve en zarif köşelerinden biri! Sekizgen formuyla tam bir mimari şölen sunan bu meydanın tam ortasında Napolyon’un zaferlerini kutlamak için dikilmiş görkemli Vendôme Sütunu seni karşılayacak. Etrafını saran lüks oteller, mücevher dükkanları ve haute couture butiklerle modanın kalbi burada atıyor.
Gündüz prestijli markalardan alışveriş yapanlar arasına katılabilir, akşam ise ışıl ışıl bir atmosfere yakından tanıklık edebilirsin. Fransa, Paris’te gezilecek yerleri araştırıyor ve “Paris’te nereler gezilir?” diye merak ediyorsan burası kesinlikle listende olmalı!

51. Madeleine Kilisesi
Madeleine Kilisesi, Yunan tapınağı havası ile Paris’in klasik kiliselerinden hemen sıyrılıyor! 19’uncu yüzyıl başlarında inşa edilen bu zarif yapı, mimari sadeliği ve İsa ile meleklerini tasvir eden devasa freskiyle huzur dolu bir atmosfer sunuyor. Madeleine Kilisesi, düğünler ve klasik müzik konserleri için de favori mekanlardan biri!
Burası Concorde Meydanı ve Louvre’a çok yakı. Çevresi ise lüks pastaneler, çikolata dükkanları ve şık restoranlarla dolu. Paris’te 2 gün kalsan bile mutlaka uğraman gereken Madeleine Kilisesi, Paris’in turistik yerleri arasında öne çıkıyor. Ücretsiz ziyaret edebileceğin kiliseyi mutlaka görmelisin.
52. Saint-Sulpice Kilisesi
Şimdi seni Da Vinci Şifresi romanı ve filmine de konu olan Saint-Sulpice Kilisesi’ne davet ediyoruz! Notre Dame Katedrali’nden sonra Paris’in en büyük ikinci kilisesi olan Saint-Sulpice, Fransız Neoklasik tarzının en etkileyici örneklerinden biri. 17. yüzyılda inşa edilmeye başlanan bu görkemli yapı; devasa sütunları, zarif süslemeleri ve büyüleyici tavanlarıyla dikkat çekiyor.
İçerisindeki Murano camından yapılmış rengarenk pencereler adeta bir ışık şöleni yaratıyor. Dünyanın en büyük ikinci orgu ve Eugène Delacroix’nin ünlü freski “Jacob’un Melekleriyle Dövüşü” kiliseye ayrı bir değer katıyor. Üstelik bu etkileyici sanat eserlerini ücretsiz olarak ziyaret edebilirsin.
53. Palais-Royal
Palais-Royal, Louvre’un hemen yanında konumlanan 17’nci yüzyıldan kalma tarihi ve zarif bir saray kompleksi. Bu kompleks bugün devletin önemli kurumlarına ev sahipliği yapıyor, ama en çok da avlusundaki Daniel Buren’in meşhur “Les Deux Plateaux” eseri siyah-beyaz çizgili sütunlarıyla beğeni topluyor. Sen de Paris ziyaretinde ücretsiz girebileceğin sarayın sakin bahçesinde yürüyüş yapabilir, çevredeki şık butiklerde keyifli molalar verebilirsin.
54. Trianon Sarayları
Trianon Sarayları, Versailles Sarayı’nın içinde yer alan zarif ve büyüleyici yapılar topluluğu olarak öne çıkıyor. Bu kompleks içinde yer alan Grand Trianon, 1687’de 14. Louis tarafından özel kullanım için inşa edilmiş, Petit Trianon ise Marie Antoinette’in estetik anlayışıyla düzenlenmiş. Trianon Sarayları, pembe mermer cepheleri ve sakin bahçeleriyle oldukça etkileyici. Marie Antoinette’in incelikli estetiğini hissetmek istiyorsan Versailles bileti ya da kombine biletle burayı 12.30-17.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
55. Pont des Arts
Aşk Köprüsü olarak da bilinen Pont des Arts köprüsüne Paris bloglarında denk gelmiş olabilirsin. Seine Nehri üzerinde konumlanan bu romantik köprünün üzerinde bir dönem aşk kilitleri asılıymış. Ancak bu uygulama köprünün yapısına zarar verdiği için bir zaman sonra kaldırılmış.
Cam panellerin yer aldığı Ponts des Arts köprüsü sanat tutkunlarının, fotoğrafçıların ve el ele yürüyüş yapan romantik çiftlerin de uğrak yeri! Üstelik köprüden Louvre Müzesi ve Institut de France gibi yapıları izlemek de mümkün. Eğer Paris dönüşü sevdiklerini mutlu etmek istiyorsan buradaki hediyelik eşya satan tezgahlardan alışveriş yapabilir ve usta ressamlara portre çizdirebilirsin. Köprünün ücretsiz ziyaret edilebildiğini de belirtelim.
56. Louis Vuitton Vakfı (Fondation Louis Vuitton)
Louis Vuitton Vakfı (Fondation Louis Vuitton), Paris’in batısındaki Bois de Boulogne bölgesinde yer alıyor. Louis Vuitton Vakfı ünlü mimar Frank Gehry’nin camdan dev kanatları andıran tasarımı ve hem dış hem de iç mekanıyla adeta bir sanat eseri gibi!
Burada klasik Paris müzelerinden farklı olarak çağdaş sanat sergileri, dijital deneyimler ve sıra dışı enstalasyonlarla karşılaşabilirsin. Anlayacağın Louis Vuitton Vakfı modern sanat tutkunları için biçilmiş kaftan! Louis Vuitton Vakfı’nı 10.00-20.00 saatleri arasında 16 Euro karşılığı ziyaret edebilirsin.
57. Paris Ulu Camii (Grande Mosquée de Paris)
Paris’in kalbinde, Latin Mahallesi’nin huzurlu sokaklarında gizlenmiş bir yer: Paris Ulu Camii! 1920’lerin başında inşa edilen bu yapı, Granada’daki Elhamra Sarayı’ndan ilham alan çinileri, zarif kemerleri ve detaylı süslemeleriyle adeta göz kamaştırıyor.
Burası yalnızca bir ibadethane değil, içinde geleneksel bir Fas çay salonu, nefis lezzetler sunan bir restoran, otantik bir hamam ve hediyeliklerle dolu küçük dükkanlar da var. Paris’te İslam kültürüne dair otantik bir deneyim yaşamak istersen Paris Ulu Camisi mutlaka uğraman gereken noktalardan biri! Paris Ulu Camisi’ni 3 Euro gibi bir ücretle 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin.
58. Ulusal Doğa Tarihi Müzesi
Paris’te doğayla bilimi buluşturan harika bir keşif noktası arıyorsan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisin. 1793’ten beri doğa tarihi, biyoloji, mineraloji ve dinozor fosilleriyle dolu bu devasa koleksiyon hem çocukların hem de meraklı yetişkinlerin gözdesi.
Ana müze rengarenk bitkilerle dolu Jardin des Plantes’in içinde yer alıyor ve özellikle Evrim Büyük Galerisi göz kamaştırıyor. Dev iskeletler, gerçek boyutlu hayvan modelleri ve sürprizlerle dolu koridorlarda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın! Bahçeye giriş ücretsiz ama müze için bilet gerek. Ziyaret saatleri ise 10.00 ve 18.00 arası.
59. Espace Dali
Montmartre’ın kalbinde, Place du Tertre’e sadece birkaç adım uzaklıkta yer alan Espace Dalí, Salvador Dalí’nin büyüleyici dünyasını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir durak. 1991 yılında açılan bu müze, İtalyan koleksiyoncu Beniamino Levi’nin özel koleksiyonundan derlenen 300’den fazla orijinal eseriyle Dalí’nin sürrealist evrenine kapı aralıyor. Müzede Dalí’nin en ikonik eserlerinden Eriyen Saatler’in heykel versiyonları, “Uzay Fili” ve “Alice Harikalar Diyarında” gibi üç boyutlu yorumlar sergileniyor.
Ayrıca sanatçının edebiyat, mitoloji ve dini temaları kendine özgü bakış açısıyla yorumladığı gravür ve litografiler de koleksiyonda yer alıyor. Espace Dalí, interaktif bölümleri ve yaratıcı dekorasyonuyla ziyaretçilere Dalí’nin hayal gücünü keşfetme fırsatı sunuyor. Müze her gün 10.00-18.00 saatleri arasında açık olup yaz aylarında saat 20.30’a kadar ziyaret edilebiliyor. Bilet fiyatları ise yetişkinler için 16 Euro, indirimli biletler ise 11 Euro’dan başlıyor.
57. Sorbonne Üniversitesi
1257’de kurulan Sorbonne Üniversitesi, Marie Curie’den Sartre’a kadar nice dahiyi yetiştiren bir kurum. Burası 1968’deki efsanevi öğrenci hareketlerinin merkezi olarak da tarihe damga vurmuş. Dış cephesiyle bile büyüleyen mimarisi Pantheon’un hemen karşısında seni selamlayacak! İçeriye giriş yasak, ama buradaki atmosferi solumak bile yeterli. Paris’e yakın gezilecek yerler arasında kültürle iç içe bir durak arıyorsan, Sorbonne tam sana göre!

58. Palais Galliera (Moda Müzesi)
Palais Galliera Paris’in 16. bölgesinde yer alan ve adeta modanın zaman makinesi gibi çalışan bir müze! 18’inci yüzyıldan günümüze kadar Fransız haute couture tarihine ışık tutan binlerce kıyafet, aksesuar ve obje burada sergileniyor. Efsane tasarımcıların izini sürebileceğin bu görkemli durak vintage tutkunlarını da mest ediyor. Dönemin güzellik algısını ve stil anlayışını keşfetmek istiyorsan Palais Galliera tam sana göre. Paris hakkında ilginç bilgiler peşindeysen, Galliera’da moda tarihinin gizli hikayelerini bulabilirsin! Burayı 10.00-18.00 arası 14 Euro’ya ziyaret edebilirsin.
Paris nasıl bir yer ve Paris’e ne zaman gidilir artık biliyorsun. Sanatın, tarihin, modanın ve romantizmin büyüleyici bir karışımıyla her köşesinde ilham veren Paris, Eyfel’den Montmartre’a, Seine kıyısından gizli pasajlara kadar keşfedecek harika rotalarda dolu. Işıklar şehri Paris’e doğru unutulmaz bir yolculuğa hazırsan Paris otelleri ve konaklama imkanlarını incelemeyi unutma!
Müze vb. yerlerin giriş ücretleri ve ziyaret saatleri, yazının yayınladığı tarih için geçerlidir. Güncel bilgilere resmi web sitelerinden ulaşabilirsin.
Yayınlanma Tarihi: 12 Kasım 2025