Koyu Mod Açık Mod
Koyu Mod Açık Mod

Kahvenizi Nasıl Alırsınız?

Kahve Kahve

Uyanır uyanmaz bir kahve kokusudur düşüyor aklımıza… Yemek sonrasında, eski dostlarla sıcak bir sohbet sırasında hatta yorgunluk molalarında bile kendisinden önce kokusu sarmaya başlıyor etrafı. Bir fincanlık duraklarda bile bizi rahatlatan bu tadın öyküsünü biliyor musunuz? Tahmin ettiğiniz gibi köklü bir geçmişe sahip olan küçük bir çekirdekten doğan kahve, ilk olarak Arap Yarımada’sından başlıyor yolculuğuna…

KahveÇoban Kaldi, sürüsündeki keçilerin küçük çekirdekleri yemesiyle canlandıklarını görüyor ve efsane tam da burada başlıyor. İlk denemeleri de yine Kaldi yapıyor, bu çekirdekleri yediğinde kendini daha dinç hissediyor. Böylece kendinden önce kokusunun bir tutkuya dönüştüğü kahve, farklı sunumlarıyla insanoğlunu keyiflendirmeye hazırlanıyor.

Türk KahvesiDünyaya Açılma Süreci
Arap Yarımadası’nda başlayan hikayenin devamı Osmanlı topraklarında yazılıyor. Geliş tarihi kesin olmasa da çoğu tarihçi, 1519 yılında I. Selim’in Mısır Seferi sonrasında, kahveyi kendi topraklarına taşıdığını iddia ediyor. Başlangıçta saray çevresinde tüketilen kahvenin kokusu ise kısa bir süre sonra tüm İstanbul’u sarıyor ve kırk yıllık hatırı olan sohbetlerle dibinden geleceğin görüldüğü falların hatıraları o yıllardan kalıyor.

Türk milletinin nevi şahsına münhasır onlarca geleneği gibi kahve pişirme tekniği de o yıllara tekabül ediyor. Bizi biz yapan, topraklarımızdan bahsedilince en az lokum kadar akıllara gelen Türk Kahvesi geleneği de bu dönemde yeşeriyor. Odun ateşinde ağır ağır pişirilen Türk Kahvesi, yanına lokumun yakıştırılmasıyla beraber hoş sohbetleri de köpüğü, telvesi ve rayihası ile taçlandırıyor.

CappuccinoBizde Közde Pişeni Makbul, Ya Avrupa’da?
Kahvenin Avrupa sularına 1615 yılı sonrasında açıldığı biliniyor. Önceleri tıpkı bizdeki gibi hazırlanırken Viyana Kuşatması sırasında o topraklarda kalan çuvallar dolusu çekirdeğe süt, köpük ve şeker katan Viyanalılar şimdilerin kahvelerine lezzet katarak kendi usullerini yarattılar. Tabii kahve hikayesinin sonu burada bitmiyor, tüm Avrupa’da hükümdarlığını ilan eden kahveye her medeniyet zamanla kendinden bir şeyler ekliyor.

İtalya’nın kahve keşfiyle birlikte zengin bir seçenek listesi de tüm damaklara hitap etmeye başlıyor. Yeni güne uyanırken sert bir espresso sunan İtalyanların, bol köpüklü cappuccinoları da en çok bir parça tiramisunun yanına yakışıyor. İtalya’ya yolunuz düşerse, Cafe Greco’nun hem kahvelerinin hem de ünlü tatlılarının tadına bakmayı ihmal etmeyin. Üstelik Goethe’nin, Wagner’in, Baudelaire’nin ve Casanova’nın bir dönem bu koltuklarda oturduğunu bilmek de keyfinize keyif katabilir.

Etstur ile Roma Turları'na sen de git!
Önceki Yazı

Tatlı Bir Fransız Öpücüğü: Makaron

Sonraki Yazı
Gaziantep

5 Adımda Gaziantep