Koyu Mod Açık Mod
Koyu Mod Açık Mod

Hamburg’da Gezilecek Yerler

Venedik’i kıskandıracak kanalları ile meşhur Hamburg’a doğru yola koyulmaya ne dersin? Hadi, Hamburg’da gezilecek yerleri bizimle birlikte keşfet!

Sanatı, tarihi ve eğlenceli gece hayatıyla öne çıkan Hamburg, Almanya’da görülmesi gereken şehirlerden biri. Burası kültürel etkinlikleriyle de bir cazibe merkezi…

“Hamburg nerede?” diye soruyorsan hemen açıklayalım. Hamburg Almanya’nın kuzeyinde konumlanıyor. Hafif serin havasına rağmen enerjisiyle sıcak bir atmosfer sunuyor. Almanya’nın ikinci büyük şehri olan Hamburg bölgesinde keşfedilecek o kadar çok şey var ki sen de çok şaşıracaksın. Peki, Hamburg kaç günde gezilir ve Hamburg nasıl bir yer? Merak ediyorsan okumaya devam et, Hamburg gezi rehberimiz seni bekliyor!

1. Miniatur Wunderland

Hamburg, dünyanın en büyük ve en detaylı demir yolu minyatür sergisi Miniatur Wunderland’a ev sahipliği yapıyor. 2000 yılında Gerrit ve Frederik Braun kardeşler tarafından kurulan bu sergide Hamburg’un havalimanından İsviçre Alpleri’ne, İtalya sahillerinden Las Vegas’a kadar birbirinden farklı temalı alanlar seni bekliyor. Burada mini bir dünya turuna çıkabilirsin.

15 kilometreden uzun ray sisteminin yanı sıra sayısı bini aşkın maket trenler, 9 bin civarı araba, 260 bin minyatür figür ve yaklaşık 4 bin 200 adet ev barındıran bu sergi büyüleyici işçiliği sayesinde her yaştan ziyaretçiye hitap ediyor. Miniatur Wunderland sergisini 2025 yılı itibarıyla 20 euro’ya 09.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsin. Sıra beklemek istemiyorsan online bilet almanda fayda var.

2. Speicherstadt (Tarihi Depo Bölgesi)

Hamburg’un ruhunu yakalamak istiyorsan rotanı Speicherstadt’a çevir! Burası sadece eski depoların sıralandığı bir bölge değil, dünyanın en büyük tarihi antrepo kompleksi ve 2015’ten beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nin de gözdesi. 20. yüzyılın başında meşe kazıklar üzerine inşa edilen bu etkileyici kırmızı tuğlalı binalar Gotik mimariden esintiler taşıyor.

İçinde Baharat Müzesi, Hamburg Dungeon, şık ofisler, keyifli kafeler ve restoranlar var. Tarihi Depo Bölgesi’ni kanallarda sakin bir tekne turuna çıkarak ya da köprüler üzerinde yürüyerek keşfedebilirsin. Poggenmühlenbrücke noktası ise rüya gibi ışıklandırmasıyla harika fotoğraflar çekmeni sağlayacak!

3. Elbphilharmonie (Konser Salonu)

Hamburg’un modern simgesi Elbphilharmonie, HafenCity’de Elbe Nehri kıyısında yükselen, cam cephesi ve dalgalı çatısıyla dikkat çeken etkileyici bir konser salonu. 2017’de açılan ve “Elphi” olarak da bilinen bu salon Herzog & de Meuron tarafından tasarlanmış.

Eski bir kakao deposunun üstüne inşa edilen bu yapı içinde halka açık 360 derece manzaralı izleme platformu Plaza da bulunuyor. Plaza’yı 08.00-20.00 arası ücretsiz ziyaret edebilir, konser bilgilerine resmi web sitesinden ulaşabilirsin.

4. Hamburger Rathaus (Hamburg Belediye Sarayı)

Rathausmarkt Meydanı’nda gururla yükselen Hamburger Rathaus sadece bir belediye binası değil, taş işçiliğiyle büyüleyen bir yapı! 1886-1897 yılları arasında Neo-Rönesans tarzında inşa edilen bu görkemli bina hem Hamburg Eyalet Parlamentosu’na hem de Senato’ya ev sahipliği yapıyor.

Bu bina, 647 odasıyla “biraz büyükçe bir ofis” olarak değerlendiriliyor. Dış cephesindeki detaylı heykeller ve 112 metrelik kule hemen dikkat çekerken, iç avludaki Hygieia Çeşmesi ise ayrı bir zarafet sunuyor. Belediye binasının göz alıcı iç mekanları, İmparator Salonu ve Büyük Balo Salonu 2025 yılı itibarıyla rehberli turlarla 5 euro karşılığı gezilebiliyor. Ziyaret saatleri ise 08.00-18.00 arası.

5. Rathausmarkt (Belediye Sarayı Meydanı)

Belediye Sarayı’nın görkemli siluetiyle taçlanan Rathausmarkt, tarihi binalarla çevrili yapısıyla şehrin simgesel duraklarından biri. Burada Alsterfleet kanalına açılan zarif merdivenler sayesinde Alsterarkaden’e geçebilir, su kenarında keyifli yürüyüşler yapabilirsin. Mönckebergstraße alışveriş caddesi ise yalnızca birkaç adım ötede!

Rathausmarkt yıllardır konserlere, festivallere ve büyüleyici Noel Pazarı’na ev sahipliği yapıyor. Ayrıca birçok turistik yer de buraya yürüme mesafesinde…

6. Landungsbrücken (St. Pauli İskeleleri)

Hamburg’un liman ruhunu iliklerine kadar hissetmek istiyorsan, St. Pauli’deki Landungsbrücken seni bekliyor! “İniş köprüleri” anlamına gelen bu tarihi rıhtım kompleksi, yaklaşık 700 metrelik sahil şeridiyle şehrin en turistik noktalarından biri. Burası Elbe Nehri gezileri ve Helgoland feribotları için kalkış noktası.

Deniz tutkunları için Rickmer Rickmers ve Cap San Diego gibi tarihi müze gemiler de burada. Dilersen Eski Elbe Tüneli’nin (Alter Elbtunnel) girişinden yürüyerek nehrin altından karşıya geçebilirsin. Martı sesleri eşliğinde manzaraya karşı Fischbrötchen (balık ekmek) yemeyi de unutma!

7. Aziz Michael Kilisesi (St. Michaelis Kilisesi – Michel)

Yerel halkın “Michel” olarak adlandırdığı Protestan Barok kilisesi yüzyıllar boyunca defalarca yıkılıp yeniden inşa edilse de her seferinde daha da görkemli doğmuş. Kilisenin kulesi tam 132 metre! Bakır kaplı dev saat kulesi, Almanya’nın en büyük saat kulesi olarak biliyor.

Dilersen asansörle, dilersen merdivenle çık, tepeye ulaşınca Hamburg limanı ayaklarının altında olacak. İçeride Almanya’nın en büyük orglarından biri bekliyor. Yer altındaki mahzen, tarihi mezarları ve dönemsel sergileriyle oldukça ilgi çekici. Kilise her gün 09.00-18.00 saatleri arasında açık ve 2025 yılı itibarıyla giriş ücreti 7 euro’dan başlıyor.

8. Alster Gölü

Alster Nehri’nin genişlemesiyle oluşan iki yapay göl bulunuyor: İç Alster (Binnenalster) ve Dış Alster (Außenalster) gölleri. Kennedy Köprüsü ve Lombardsbrücke bu iki gölü ayırıyor. İç Alster, Jungfernstieg kıyısındaki zarif kafeleri ve tekne turlarıyla şehir merkezinin cazibe noktası. Gölde süzülen kuğular ve ortadaki Alster Çeşmesi ise bol fotoğraflı anların başrolü!

Dış Alster’da ise yelken, kano, kürek, koşu ve bisiklet günlük rutinin bir parçası. Göl çevresindeki yeşil alanlarda dinlenip piknik yapmak veya kafelerde yeni lezzetler keşfetmek de oldukça yaygın.

9. HafenCity (Modern Liman Bölgesi)

Eski liman sahası Freihafen’in modern dönüşümü olan HafenCity, Avrupa’nın en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri. Speicherstadt’ın güneyinde yer alan bu bölge, çarpıcı mimarisiyle hem eğlence hem iş hem de kültür merkezi.

Elbphilharmonie, Miniatur Wunderland ve Denizcilik Müzesi gibi cazibe noktaları burada bulunuyor. Überseequartier’deki alışveriş ve yeme-içme alanları, Magellan ve Marco Polo Terasları, modern konut ve ofislerle birleşerek dinamik bir şehir dokusu sunuyor. Sürdürülebilirlik odaklı inşa edilen bölge hala gelişimini sürdürüyor. Buraya yaya olarak, bisikletle veya U4 metro hattıyla ulaşım mümkün.

10. St. Pauli (Semti)

Hamburg’da neler yapılır? Bu soruya bir cevap arıyorsan St. Pauli bölgesini gezmeni öneririz. Hamburg’un en özgün semtlerinden biri olan St. Pauli, gece hayatıyla ünlü olsa da Operettenhaus, Schmidt Theater gibi sahneler, alternatif sanat galerileri ve özgün dükkanlar da burada iç içe. Beatles’ın kariyer başlangıcına ev sahipliği yapan kulüpleri, Beatles-Platz Meydanı, ikonik Davidwache karakolu ve kült takımı FC St. Pauli ile dikkat çeken semtin ruhu seni mest edecek!

11. Reeperbahn

Yaklaşık 930 metrelik bu cadde gece kulüpleri, tiyatroları (Schmidt Tivoli, St. Pauli Theater), müzikal sahneleri ve konser salonları (Große Freiheit 36, Docks) ile Hamburg’un eğlence adreslerinden biri. Beatles grubu henüz bilinmiyorken Indra Club ve Star-Club’da sahne alıyormuş. Beatles-Platz’da ise bu miras hala yaşatılıyor. Balmumu meraklıları için Panoptikum Müzesi de oldukça dikkat çekici…

12. Planten un Blomen (Park)

47 hektarlık yemyeşil bir vaha: Planten un Blomen! Adı Almanca’da “Bitkiler ve Çiçekler” anlamına geliyor. Avrupa’nın en büyük Japon bahçelerinden biri, huzur dolu bir çayevi, tropik seralar, gül bahçeleri, Akdeniz terasları ve eczacı bitkileriyle dolu tematik alanlarıyla doğaseverlerin rüyası niteliğinde. Mayıstan eylüle her akşam düzenlenen su ve ışık gösterileri (Wasserlichtkonzerte) ise parkın büyüsünü zirveye taşıyor. Burada çocuklar için oyun alanları ve mini golf sahası yer alıyor. Ayrıca kışın dev bir buz pateni pisti sunuyor. Üstelik tüm bu güzellikleri keşfetmek isteyenler için giriş ücretsiz.

13. Jungfernstieg (Alışveriş Caddesi)

Hamburg’un en prestijli bulvarlarından biri olan Jungfernstieg, Binnenalster Gölü’nün güney kıyısında konumlanıyor. Adını evlenmemiş genç kızların aileleriyle burada yaptığı pazar yürüyüşlerinden aldığı söyleniyor. Günümüzde ise lüks mağazalar, Alsterhaus gibi köklü alışveriş merkezleri, mücevherciler ve zarif kafelerle dolu.

Hamburg turlarının ana iskelesi de burada bulunuyor. Özellikle yılbaşı döneminde kurulan “Weißer Zauber” (Beyaz Büyü) Noel pazarı ve göz alıcı ışıklandırması ile mest ediyor.  Hem alışverişin hem göl manzarasının hem de şehrin tadını çıkarmak için ideal bir nokta!

14. Fischmarkt (Balık Pazarı)

Elbe kıyısında ve Altona’da her pazar sabahı kurulan Fischmarkt, Hamburg’un en geleneksel ve enerjik duraklarından biri. Nisan-ekim aylarında güneş aydınlanırken kuruluyor. Kışın taze balık, meyve, çiçek, hediyelik eşya ve hatta canlı tavuk almak için binlerce kişi tarafından ziyaret ediyor.

Esprili satış teknikleriyle gülümseten ünlü pazarcılar (Marktschreier) ortama adeta bir gösteri havası katıyor. Tarihi Balık Müzayede Salonu’nda canlı müzik eşliğinde kahvaltı etmek ya da akşam gezintisi sonrası soluklanmak istersen Fischmarkt Balık Pazarı tam yeri!

15. Kunsthalle Hamburg (Hamburg Sanat Müzesi)

Kunsthalle, Almanya’nın en büyük ve en köklü sanat müzelerinden biri. Üç binadan oluşan müze, tarihi Hauptbau, modern Galerie der Gegenwart ve sergi salonu Hubertus-Wald-Forum’a ev sahipliği yapıyor. Orta Çağ’dan bugüne uzanan 700 yıllık Avrupa sanat tarihine dair zengin koleksiyonu ziyaretçilere tam anlamıyla görsel bir şölen sunuyor.

Romantik ve empresyonist eserlerin harmanlandığı müzede Lucas Cranach, Rembrandt, Canaletto, Caspar David Friedrich, Monet, Picasso, Munch, Klee ve Andy Warhol gibi sanatçıların eserlerini inceleyebilirsin. 2025 yılı itibarıyla giriş ücreti 16 euro’dan başlıyor ve pazartesi günleri çoğunlukla kapalı olsa da 10.00-18.00 arası ziyaret ediliyor.

16. Uluslararası Denizcilik Müzesi (Internationales Maritimes Museum Hamburg)

HafenCity’deki tarihi Kaispeicher B binasında yer alan Uluslararası Denizcilik Müzesi, dünyanın en kapsamlı özel denizcilik koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Profesfor Peter Tamm’ın 50 yılı aşkın sürede topladığı on binlerce eserle dolu bu etkileyici müze, 2008’de ziyaretçilere kapılarını açtı.

Müze 3 bin yıllık denizcilik tarihi keşiflerinden korsanlara, yelkenlilerden modern gemilere kadar çeşitli temalar sunuyor. Gemi modelleri, eski haritalar, üniformalar, tablolar, silahlar ve navigasyon aletleri arasında kaybolmak harika olabilir. Üstelik çocuklar için Lego gemi yapım alanı ve interaktif bir gemi simülatörü de bulunuyor. 2025 yılı itibarıyla müzeyi 10.00-18.00 saatleri arasında 18 euro’ya ziyaret edebilirsin.

17. Hamburg Sanat ve El Sanatları Müzesi (Museum für Kunst und Gewerbe Hamburg)

Hamburg Merkez Tren İstasyonu’nun hemen yanındaki Steintorplatz’da yer alan bu müze, Avrupa’daki en önemli uygulamalı sanat müzelerinden biri. 1877’de kurulan müze, antik dönemden günümüze Avrupa, İslam ve Doğu Asya kültürlerinden gelen zengin bir koleksiyona sahip.

Müzede mobilya, seramik, porselen, cam, tekstil, moda, fotoğraf, grafik tasarım, poster sanatı, klavyeli enstrümanlar başta olmak üzere çeşitli müzik aletleri ve metal işçiliği alanında eserler sergileniyor. Özellikle Art Nouveau ve Art Deco koleksiyonları, Japon sanatı eserleri ve İslam sanatına dair parçalar oldukça etkileyici. Müzeyi 10.00-18.00 saatleri arası ziyaret etmek mümkün.

18. BallinStadt Göçmenlik Müzesi (Auswanderermuseum BallinStadt)

1850 ve 1934 yılları arasında Hamburg üzerinden Amerika’ya göçen yaklaşık 5 milyon insanın hikayesi burada aktarılıyor: BallinStadt Göçmenlik Müzesi! Veddel Adası’nda yer alan müze interaktif bir özelliğe sahip. Adını HAPAG gemicilik şirketinin yöneticisi Albert Ballin’den alan müze, eski göçmen salonlarının birebir yeniden yapıldığı alanlarda kurulmuş.

İçeride interaktif ekranlar, kişisel hikayeler, gemi canlandırmaları, eski fotoğraflar ve mektuplarla dolu duygu yüklü bir serüven var. Ayrıca “Benim atalarım da mı göçmüş acaba?” diyenler için müzede soy araştırması yapılabilen ücretli bir veri tabanı da mevcut. 2025 yılı itibarıyla müzeye giriş ücreti 14 euro’dan başlıyor ve 10.00-18.00 saatleri arası ziyaret edilebiliyor.

19. Chilehaus (Şili Evi)

Kontorhausviertel bölgesinde yer alan Chilehaus, 1920’lerde Tuğla Dışavurumculuğu yani Backsteinexpressionismus mimarisi nasıl olur dersi veriyor. Fritz Höger’in tasarladığı bu yapıyı Henry B. Sloman finanse etmiş.

Binanın sivri doğu ucu tam bir gemi pruvası gibi göğe uzanıyor. Bu özelliğiyle dünya çapında mimari bir yıldız konumuna gelen Şili Evi, koyu renkli tuğlalar, kıvrımlı cepheler ve detaylarıyla hayranlık uyandıran cinsten. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bina şu an ofis olarak kullanılıyor ama avlusuna girip dış cephesini gözlemlemek mümkün. Özellikle göz alıcı ışıklandırmasıyla fotoğraf çekmeyi sevenler için harika bir durak!

20. Aziz Nikolai Anıtı (Mahnmal St. Nikolai)

Hamburg’un göğe yükselen ama tarihiyle kök salan anıtı: Aziz Nikolai! 147 metrelik kulesiyle 1874-1876 arası “dünyanın en yüksek yapısı” unvanını taşıyan bu Neo-Gotik yapı, aslında İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılan St. Nicholas Ana Kilisesi’nin kalıntılarından ibaret. Kulenin zirvesine cam asansörle ulaşmak mümkün, bu da nefes kesici bir manzaraya şahit olmayı sağlıyor.

Mahzeninde ise savaşın karanlık yüzünü anlatan dokunaklı bir müze var. Barışı hatırlamak, tarihle yüzleşmek ve Glockenspiel olarak bilinen çan sesleri eşliğinde kısa bir zaman yolculuğu yapmak istersen Aziz Nikolai Anıtı’nı rotana mutlaka ekle. Giriş ücreti 2025 yılı itibarıyla 6 euro civarı, ziyaret saatleri ise 10.00-21.00 arasında.

21. Alter Elbtunnel (Eski Elbe Tüneli)

Hamburg’da göl veya nehir var mı diye soranlar buraya! Alter Elbtunnel, Hamburg’un altından geçen, tarihle örülmüş nostaljik bir kısa yol! 1911’de açılan bu 426 metrelik tünel, Elbe Nehri’nin tam 24 metre altından geçiyor ve St. Pauli iskelelerini liman bölgesi Steinwerder’e bağlıyor. O dönem için mühendislik harikası sayılan bu yapı hala faal ve koruma altında.

Yayalar ve bisikletliler için 24 saat açık ve ücretsiz hizmet veriyor, araçlar içinse sınırlı saatlerde ve kimi zaman ücretli geçişler mümkün. Eski yük asansörleriyle inip çıkmak ayrı bir deneyim; seramik duvarlarda denizaltı yaşamını ve nehirle ilgili motifleri görmek adeta su altı sanat galerisini ziyaret etmek gibi! Hem ulaşımı kolaylaştıran hem de seyir zevki sunan Eski Elbe Tüneli mutlaka rotanda olmalı!

22. Rickmer Rickmers (Müze Gemi)

Rickmer Rickmers, Hamburg Limanı’nın uğrak noktalarından biri! Landungsbrücken’de, İskele 1’in hemen yanında demirlenen bu 1896 yapımı üç direkli yelkenli, göz alıcı yeşil gövdesiyle ziyaretçileri büyülüyor. Bremerhaven’da inşa edilen bu gemi bir dönemler Şili’den güherçile, Asya’dan pirinç taşıyormuş. Daha sonraysa Portekiz’de eğitim gemisi olmuş.

Şimdi müze olarak faaliyet gösteriyor ve denizcilik tarihine ışık tutuyor. 1983’ten beri Hamburg’da demirli olan gemi, kaptan köşkü, eski kamaraları ve makine dairesi ile ziyaretçi topluyor. İçinde restoran da var, yani deniz havasının keyfini çıkarırken bir şeyler atıştırmak serbest. Müze 2025 yılı itibarıyla 10.00-18.00 saatleri arasında 7 euro’ya ziyaret edilebiliyor.

23. Cap San Diego (Müze Gemi)

Hamburg Limanı’nda demirlemiş devasa boyutlardaki Cap San Diego, “Güney Atlantik’in Beyaz Kuğusu” lakabını boşuna almamış! 1961’de tasarlanan bu eski kargo gemisi Hamburg’dan Güney Amerika’ya yıllarca kahve, pamuk ve et taşımış. Günümüzde ise tam teşekküllü bir müze gemi olarak emekliliğin tadını çıkarıyor.

Bu müzede kaptan köşkünden makine dairesine, telsiz odasından mürettebat kamaralarına kadar her yer gezilebiliyor. İçeri girince 1960’ların denizcilik atmosferini buram buram hissetmek mümkün. Gemi zaman zaman Elbe Nehri’nde küçük gezintilere çıkıyor. Ancak bu tarihleri resmi web sitesinden kontrol etmekte fayda var. 2025 yılı itibarıyla müzeyi 14 euro’ya 10.00-18.00 arası ziyaret edebilirsin.

24. Hamburg Dungeon (Hamburg Zindanı)

Hamburg Dungeon, Speicherstadt’taki tarihi antrepolardan birinde yer alıyor ve Hamburg’un 600 yıllık karanlık tarihini profesyonel aktörler, özel efektler, gerçekçi dekorlar, yeraltı tekne turu ve serbest düşüş kulesi ile bol adrenalinli bir şekilde yeniden yaşatıyor. Yaklaşık 90 dakikalık bu interaktif deneyim, veba salgınından Büyük Yangın’a, Engizisyon’dan korsan Klaus Störtebeker’in idamına kadar 10’dan fazla sahneyle hem korkutuyor hem güldürüyor.

Ziyaretçiler aktif olarak şovlara dahil olabiliyor. Ancak bu deneyim 10 yaş altına ve hassas bünyelere pek uygun değil. Turlar Almanca ve İngilizce sunuluyor. Biletler online alınırsa hem daha uygun fiyatlı oluyor hem sıra bekleme derdi kalmıyor. Adrenalin dolu bir deneyim yaşamak istiyorsan Hamburg Zindanı’nı 2025 yılı itibarıyla 10.00-17.00 saatleri arası yaklaşık 40 euro’ya ziyaret edebilirsin.

25. Mönckebergstrasse (Alışveriş Caddesi)

Mönckebergstrasse, yani yerli halkın kısaca dediği gibi “Mö”, kentin alışveriş nabzını tutan ana arterlerden biri. Merkez Tren İstasyonu ile Belediye Sarayı’nı bağlayan bu yaklaşık 800 metrelik cadde, alışveriş yapmayacaksan bile bir tur atmalık türden, cıvıl cıvıl ve oldukça popüler! Adını eski belediye başkanı Mönckeberg’den alan, dev mağazalar ve moda zincirlerine ev sahipliği yapan bu cadde kafeleri, restoranları ve St. Petri Kilisesi’yle de dikkat çekiyor. Burada özellikle cumartesi günleri insan seline hazırlıklı olmalısın. Çünkü Spitalerstraße ile birlikte Hamburg’un alışveriş kalbi burada atıyor!

26. Sternschanze (Schanzenviertel – Alternatif Bölge)

Sternschanze yani “Schanze”, Hamburg’un bohem ruhlu semti olarak dikkat çekiyor. Graffitili sokakları, vintage dükkanları, özgün kafeleri ve dünya mutfağından restoranlarıyla gençlerin, sanatçıların ve özgür ruhluların gözdesi niteliğinde!

Merkezindeki Rote Flora adlı eski tiyatro 1989 yılından beri otonom bir kültür merkezi olarak kullanılıyor. Cumartesi kurulan Flohschanze bitpazarı ise antika severler için cennet gibi… Burada akşam saatleri oldukça hareketli, sokaklar adeta dolup taşıyor. Komşusu Karolinenviertel biraz daha sakin ama yansıttığı bohem atmosfer aynı.

27. Deichstrasse (Tarihi Cadde)

Deichstrasse Hamburg’un Eski Şehir bölgesinde, Nikolaifleet kanalının kıyısında zamanın durduğu bir sokak gibi. 17. ve 18. yüzyıldan kalma, dar ve dik çatılı, yarı ahşap tüccar evleriyle dolu bu bölge eski Hamburg ruhunu hala yaşatıyor.

Deichstrasse 1842 Büyük Hamburg Yangını’nın başladığı yer. Buradaki birkaç bina yangından sağ çıkmayı başarmış ve günümüzde tarihi atmosferin içinde Alman mutfağından lezzetler sunan restoranlara, kafelere ve küçük dükkanlara ev sahipliği yapıyor. Tarigi Depo Bölgesi’ne yürüme mesafesinde konumlanan bu bölge, tarihi dokuyu hissetmek için eşsiz bir seçenek!

28. Treppenviertel Blankenese (Blankenese Merdivenli Semti)

Treppenviertel Blankenese, Elbe Nehri kıyısındaki yamaçlara kurulmuş kartpostallık bir semt. Eskiden balıkçı köyü olan bu semt bugün Akdeniz kasabalarını andıran dar sokakları, kaptan evleri, villaları ve rengarenk bahçeleriyle hem lüks hem de huzurlu bir kaçış noktası.

Bölgenin adı boşuna “merdiven mahallesi” anlamına gelmiyor. Yaklaşık 5 bin basamaklık merdiven ağı, araba giremeyen bölgelerde ulaşımın kalbini oluşturuyor. Bu nedenle ziyaret esnasında rahat bir ayakkabı giymende fayda var. Burayı S-Bahn (S1 veya S11 metro hattı) ile Blankenese istasyonuna ulaştıktan kısa bir yürüyüş sonrası ziyaret edebilirsin. Üstelik Elbstrand’a inip feribotla Cranz’a geçmek de mümkün.

29. Portugiesenviertel (Portekiz Mahallesi)

Portekiz Mahallesi, Landungsbrücken ile St. Michael Kilisesi’nin tam yakınında lezzetli bir mola noktası. Adı “Portekiz Mahallesi” ama sadece Portekiz mutfağı değil, İspanyol tapas mekanları, Brezilya churrasco’ları ve Arjantin biftekleriyle Latin rüzgarı estiren renkli bir cennet!

Tüm hikayesi Portekizli denizcilerin 1970’lerde buraya yerleşmesiyle başlıyor. Şimdiyse Ditmar-Koel-Straße ve çevresinde akşamları capcanlı, samimi bir ortam mevcut. Taze ızgara balıklar ve paella’lar eşliğinde dolu dolu bir Akdeniz akşamı yaşamak istersen burası tam sana göre!

30. Altstadt (Eski Şehir)

Eski Şehir, şehrin tarihi ruhunu yansıtan en önemli bölgelerden biri. Belediye Sarayı ve dev Rathausmarkt Meydanı buranın kalbi, çevresiyse tarihi şaheserlerle dolu. Kentin en eski kilisesi St. Petri, denizci kilisesi St. Katharinen, St. Jacobi Kilisesi ve St. Nikolai kilisesi burada yer alıyor.

Tarihi Deichstrasse sokağında yürürken Nikolaifleet kanalına bakıp geçmişe dalabilir, Alsterarkaden kemerleri altında vitrinlere göz gezdirebilirsin. UNESCO Dünya Mirası Alanı parçası olan bu bölge Trostbrücke gibi tarihi köprüleri, alışveriş caddeleri ve komşu mahalleleri ile ünlü.

31. Ohlsdorfer Friedhof (Ohlsdorf Mezarlığı)

1877’de açılan Ohlsdorfer Friedhof bir mezarlıktan çok daha fazlası… Burası tam 389 hektar büyüklüğünde, yani neredeyse bir mahalle kadar! Öyle ki mezarlık içinde otobüs hatları (170 ve 270 numaralı hatlar) da hizmet veriyor. Dünyanın en büyük park mezarlığı olmasının yanı sıra göletler, tarihi şapeller, anıtlar, heykeller, ağaç koleksiyonları ve çiçekli bahçeleriyle başlı başına bir doğa ve kültür harikası.

Heinz Erhardt ve Gustaf Gründgens gibi pek çok ünlü isim burada yatıyor. Hamburg Bombardımanı Kurbanları Anıtı gibi ünlü anıtlar da burada yer alıyor. Gül Bahçesi’nden Rhododendron Vadisi’ne kadar büyüleyici tematik alanlar ile farklı dinleri ve kültürleri yansıtan Museum Friedhof Ohlsdorf Müzesi mezarlık alanında hizmet veriyor.

Hamburg gezi rehberimizin sonuna geldik. Seyahatini planlamadan önce Hamburg otelleri hakkında bilgi edinmek ve Etstur ayrıcalıklarından faydalanmak için linke tıklamayı unutma!

Yayın Tarihi: 10 Eylül 2025

Müze vb. yerlerin ziyaret saatleri ile ücret bilgileri, yazının yayınlandığı tarih için geçerlidir. Güncel bilgilere, ilgili yerlerinde resmi web sayfaları üzerinden ulaşabilirsiniz.

Önceki Yazı

Tekirdağ’da Gezilecek Yerler

Sonraki Yazı

Selanik'te Gezilecek Yerler