Cornelia Diamond Golf & Spa Resort’un ana restoranı olan Diamond’da kahvaltı, geç kahvaltı, öğle yemeği, akşamüstü çayı, akşam yemeği, gece büfesi derken, neredeyse kesintisiz yemek hizmeti bulmak mümkün. Açık büfe olarak çalışan Diamond Restaurant’ta çocuklar için de özel hazırlanmış çocuk büfesi mevcut. Sağlıklı çocuk menülerinin dışında, hazır mama çeşitleri, mama hazırlama imkanı ve çocukların rahat yemek yiyebileceği küçük masa ve sandalyeler, bebek sandalyesi, biberon ısıtıcı gibi hizmetler en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş.

Sabah, öğlen ya da akşam olsun büfelerin ortak yanı; çeşidin bol, lezzetli ve her zevke hitap ediyor olması. Zorunlu ya da isteyerek diyet yapan misafirler için diyet köşesi, en sağlıklı, vitamin deposu haliyle hazırolda bekliyor. Keza taze mevsim meyve ve sebzeleri ile yerli, yabancı onlarca çeşit peynir ve nefis zeytin çeşitleri de öyle.

Siz de benim gibi ekmek çok fazla ekmek yemeyenlerdenseniz, buraya geldiğinizde bunu unutabilirsiniz. Tamamı kendi üretimleri olan ekmeklerden oluşan, ekmek köşesine vardığınızda, kokudan mı, çeşitten mi bilemiyorum ama sağdan göz kırpan pretzel’a da soldan selam veren ay çekirdekli tam tahıllı ekmeğe de dayanamıyorsunuz. En nihayetinde kendinizi özenle seçmiş olduğunuz ekmek sepetinizle baş başa buluyorsunuz.

Her sabah oracıkta açılan börekler, poğaçalar ve açmalarla, tatil kahvaltılarının vazgeçilmez lezzeti gözlemelere, tombik bazlamalar da eklenmiş. Elbette ki sıcak bazlamanın içine Erzincan tulum peyniri ile biraz da ceviz doldurmanın zevkinden kendimi mahrum etmiyorum. Ama azıcık, tadımlık bırakmakta fayda var zira daha pancake’lerden kule yapıp, sucuklu yumurta da yemek istiyorum. Taze sıkılmış portakal suyumun yanında bol mantarlı, peynirli omlet de fena fikir değil esasında. Hele ki manzaram da masmavi Akdeniz iken, gelsin çaylar gitsin kahveler. Ne diyeyim, bu gidişle kahvaltı sofrasından kalkabilene aşkolsun.

Kahvaltıyı azıcık atıştırıp, öğle yemeğini daha zengin tercih edenlerdenseniz, siz de şanslısınız. Izgaradan, sulu yemeklere, salatalardan, zeytinyağlılara, tatlılara kadar çeşit her daim bol, taze ve lezzetli. Öğle yemeği sonrası deniz, temiz hava, bol oksijen acıktırınca, akşamüstü çayı ne güne duruyor. Doğrusu insan acıkmasa bile zevk için çayına eşlikçi arıyor. Çörekler, kekler, börekler ve açmalar içinden seçiminizi yapabilirseniz fazla kaçırmayın derim, ne de olsa sırada akşam yemeği var.

Akşam yemeği büfesinde muhakkak kebap çeşitleri oluyor. Patlıcanlı kebaplarla, şişe geçirilmiş domates ve sivri biberler, yan yana, dumanı üzerinde gözünüzün önünde pişiyor. Her akşam farklı bir ülkenin mutfağından seçenekler sunan uluslararası bölümü es geçmemek gerek. Ben gittiğimde Hint mutfağına denk geldim. Köri çeşitleri ile pilavlar nefisti. Her cuma oluşturulan özel bir köşede bir hafta balık çeşitlerine, bir hafta kırmızı et çeşitlerine yer veriliyor. Ama bu özel cuma köşelerinin dışında da balık ve et çeşitleri her zaman mevcut. Bütün olarak pişirilmiş pekin ördeği için özel bir bölüm var. Pişmiş ördeği parçalamak için bir şef daimi olarak bölümünde hazır bekliyor. Öğrendiğime göre en çok rağbet gören yemeklerin başında geliyormuş. Şefin başına gidip, hem ördeği nasıl ustalıkla kestiğini görebilir hem de istediğiniz parçayı tabağınıza alabilirsiniz.

Zeytinyağlı çeşitleri ve yeşillikler de özellikle yaz sezonlarının vazgeçilmezleri arasında. Bu zeytinyağlılarda mevsim sebzelerinin kullanılmasına özen gösteriliyor. Her akşam, biri yerel biri de internasyonal olmak üzere, iki çeşit çorba bulunuyor. Tüm ızgara ve fırın yemeklerinin dışında özenle yapılmış, kuru fasulye, nohut gibi geleneksel sulu yemekler de misafirlerin beğenisine sunuluyor.

Yemek sonrası; tropikal ya da yerel onlarca çeşit meyve, dondurma çeşitleri, şerbetli ya da sütlü geleneksel Türk tatlıları, çikolatalı tatlılar, pastalar ve buraya özel, hiç bir yerde eşine rastlamak mümkün olmayan orijinal lezzetler, misafirlerin yemeklerini neşe ile sonlandırmak üzere bekliyor.
İnci Özay Hatipoğlu
Son Mastori
