Dünya genelinde hamam sözcüğü bizim kültürümüzle birlikte anılsa da asırlardan beri yeryüzünün pek çok farklı coğrafyasında, bir temizlenme işleminden çok sosyalleşme ve arınma aracının karşılığı olarak, değişik şekillerde karşımıza çıkıyor. Saunalar, sıcak banyolar, buhar odaları, kaplıcalar… Her biri farklı kültürlerde yüzyıllar öncesinden doğup bugüne kadar gelen ilgi çekici banyo ritüellerini mercek altına aldık.
Ritüelin Başlangıcı Roma Hamamları
Temizlenmenin tarihi yüzyıllar öncesine dayansa da yeryüzündeki en uzun süreli ve köklü kültürlerden biri olan Roma İmparatorluğu, bugünkü şekliyle hamam kültürünün doğduğu yer olarak biliniyor. Dönemden kalma kalıntılarda su kemerleri, ısıtma sistemleri gibi teknikleriyle bugün bile şaşırtıcı bulunan pek çok hamam yapısı mevcut. Romalılarda, ayrı alanlarda da olsa zengin ya da fakir herkesin yıkanabildiği bu hamamlar sadece temizlenmek için değil aynı zamanda dükkanları, lokantaları, berberleri, havuzları, spor salonları, bahçeleri, okuma bölümleri ile halkın sosyalleştiği kompleks alanlar olarak da dikkat çekiyor. Roma hamamlarının en meşhuru ise Roma’da 13 hektarlık alanda kurulu olan ve kalıntıları korunan Caracalla Hamamı.
Oryantal Atmosferiyle Türk Hamamı
Türk hamamı geçmişinin Roma hamam kültürüne dayandığı belirtiliyor. İstanbul’un fethinden sonra Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’ndan bu mirası devralan Türkler zaman içerisinde kendi karakteristik banyo ritüellerini oluşturmuşlar. Öyle ki bugün hamam sözcüğü anıldığında akla ilk gelen görüntü; takunyalı, peştamallı insanların içinde bulunduğu, göbek taşında tellak masajının yapıldığı mermer banyolar. Türk hamamları üç bölümden oluşuyor; soyunma yeri, sıcaklık ve soğukluk alanlarını kapsayan yıkanma yeri ve hamamın ısıtıldığı külhan bölümü… Türk hamamları, Osmanlı döneminde sosyalleşmenin ve eğlencenin de adresleri olmuşlar. Sayıları eskiye göre az olsa da bugün Cağaloğlu ve Galatasaray hamamları turistlerin en çok ilgi gösterdiği mekanlar olarak dikkat çekiyor.
Buharla Arınma: Fin Hamamı (Sauna)
Fin hamamı olarak da bilinen sauna kültürünün M.S. 5-8. yüzyıllar arasında Finlandiya’nın soğuk iklimine karşı ortaya çıktığı biliniyor. Tarihte rastlanan ilk saunalar bir çukur içerisine kazılarak kullanılsa da ilerleyen yıllarda ahşap yapılar bu temizlenme geleneğinin merkezi olmuş. Eski saunalarda odun ateşinde ısıtılan kızgın taşların üzerine su serpilmesiyle buhar elde edilir ve sauna ısıtılırmış. Saunalarda yerden tavana her yerin ahşap olmasının nedeni de iletkenlik açısından zayıf olması ve sıcak mekanda fazla ısınmayarak temas edildiğinde vücudun yanmasına engel olmasıymış. Sıcaklığın 80-110 derece arasında olduğu bu geleneksel buhar odaları bugün de hem bedensel hem de ruhsal olarak arınmak isteyenlerin tercihi…
Uzak Doğu’nun Kaplıcası Onsen
Ritüeller diyarı Uzak Doğu’da banyo deyince karşımıza çıkan en köklü gelenek “onsen” adı verilen kaplıcalar… Sözcük olarak “sıcak” anlamına gelen onsen, sadece sıcak su havuzunu değil, tesisin genelini tanımlıyor. 2000 yıl civarında bir geçmişi bulunduğu bilinen bu kültür, Japonların volkanik sıcak su kaynaklarını değerlendirmeleriyle ortaya çıkmış. Bizdeki hamamlar gibi toplu yıkanma ritüellerine bir örnek olan onsen’ler bugün daha çok turistik amaçlı kullanılsa da Japonlar için hala günlük koşuşturmadan kaçıp ruhlarını dinlendirdikleri birer sığınak görevi görüyor. Otel içlerinde kapalı olanları bulunsa da onsen keyfinin makbul olanı açık havada çıkıyor.
Rus Banyo Klasiği Banya
Hamam kültürünün Rusya’daki yorumu ise “banya” şeklinde karşımıza çıkıyor. Yüzyıllardır Rusya’da yaşamın bir parçasına dönüşen banya, buhar banyosu olarak da adlandırılabilir. Bu ritüele göre önce buhar odasında terleyip ardından da buz havuzuna giriliyor. Dini törenler için de kullanılan banya’lardaki nem oranının atmosferdekiyle eşit olduğu biliniyor. Bu ritüelde öne çıkan bir detay da hoş kokulu ağaç yapraklarından yapılan ve “venik” adı verilen bir süpürge ile yapılan masaj…