Afyonkarahisar Otelleri

Termal turizm dendiğinde akla gelen ilk yerlerden biri olan, milyonlarca yılda oluşmuş mağaralarıyla tabiatın bize sunduğu güzellikleri barındıran, Hitit İmparatorluğu’ndan bu yana ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin izlerini taşıyan Afyonkarahisar, yolculukların durak noktası olmanın çok ötesinde... Siz de Afyonkarahisar’ı keşfettiğinizde, bir mola noktasından çok daha fazlasını sunduğunu göreceksiniz. Hitit İmparatorluğu’ndan başlayarak Frigler, Lidyalılar, Persler olmak üzere pek çok uygarlığın varlığını sürdürdüğü, geçmişinde pek çok savaşın tanığı olmuş Afyonkarahisar, bugün de Kurtuluş Savaşı’nın simgesi olan şehirlerden biri olarak anılıyor. İç Anadolu, Akdeniz, Marmara ve Ege bölgelerinden gelen karayollarının kesiştiği noktada yer alan Afyonkarahisar dört ayrı demiryolu hattının birleştiği noktada bulunmasıyla da ayrıcalıklı bir konuma sahip. Afyonkarahisar il merkezine 60 km uzaklıkta bulunan Zafer Havalimanı’nın açılmasıyla ulaşımı daha da kolaylaşan şehrin termal turizmdeki yıldızı da her geçen gün parlıyor.

Şehrin görkemli tarihi antik kentlerde de ortaya çıkıyor. Eski Tunç Çağı'ndan itibaren yerleşim yerlerinden biri olan Synnada, Ephesus’tan sonra Hellen ve Roma döneminin ikinci büyük kenti olan Apameia başta olmak üzere, Afyonkarahisar'da pek çok antik kent bulunuyor.

Göynüş Vadisi Açık Hava Tapınağı, Sarıçayır Kaya Mezarları, Şuhut - Bininler Kayalığı da geçmişin izini sürmeyi seven tarih meraklılarının dikkatini çekecek türden.

Afyon’da gezilebilecek müzeler arasında ilk sırada Arkeoloji Müzesi yer alıyor. 1928 yılında başlatılan çalışmalarla hizmet veren müzede ilk Tunç Çağı’ndan bugüne, 5000 yıllık eserler sergileniyor. Şehir merkezindeki "Zafer Anıtı" ile Afyonkarahisar Kalesi'nin karşısında yer alan Zafer Müzesi’ni önemli kılan şey; başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İsmet İnönü, Fevzi Çakmak Paşa gibi önemli isimlerin bu tarihi binayı hem konaklama hem de karargâh olarak kullanmış olmaları. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin planlandığı bu bina 1985 yılından beri müze olarak hizmet veriyor. Hem muharebeyle ilgili bilgilerin aktarıldığı hem de kalanların anısına düzenlenen odaların sergilendiği müze, tipik Anadolu evi görünümüyle de ilgi çekiyor. Açılan ilk Mevlevihanelerden biri olma özelliğini taşıyan ve bugün müze olarak hizmet veren Sultan Divani Mevlevihane Müzesi de Mevlevi kültürünü anlamak için önemli adreslerden biri olarak kabul ediliyor.

Afyonkarahisar aynı zamanda mağaralarıyla da dikkat çekiyor. 1700 metre yükseklikte orman içerisinde bulunan Kurt İni Mağarası, kimi duvarlarında oluşan buzlarla sıra dışı bir görünüme sahip olan Buzluk Mağarası ve Kuzu İni Mağarası bilinen mağaraların başında geliyor.

Turizm Bakanlığı tarafından Turizm Merkezi ilan edilen kaplıcalarıyla sağlık turizminin kilit noktalarından biri olan Afyonkarahisar, geleceğin termal başkenti olarak anılıyor. Pek çok hastalığın tedavisini destekleyici nitelikte olduğu söylenen Gazlıgöl Kaplıcası, il merkezine 21 km mesafede. Yüksek ısısı, radyoaktivite bakımından Türkiye’de ilk sırayı alan Hüdai Kaplıcası da hem konumu hem de Bizans döneminden kalan hamamlarıyla turistlerin ilgisini çekiyor. Tarihi çok eskilere dayanan Heybeli Kaplıcası ve adını Ömer Dede olarak anılan bir yatırdan alan Ömer Kaplıcası pek çok kişi tarafından ziyaret ediliyor.

Hemen hemen herkesin aklına ilk önce sucuk ve kaymak geliyor şüphesiz. Afyon kaymağı ve Afyon sucuğu olarak anılmalarını sağlayacak kadar bilinen lezzetlerinin yanı sıra, Afyonkarahisar zengin mutfağıyla da bir lezzet noktası kabul ediliyor. Hamura ve ete dayalı zengin mutfağıyla adından söz ettiren Afyonkarahisar, ziyaretçilerine farklı tatları bir arada sunuyor.

Afyonkarahisar’da beklentilerinizi karşılayacak pek çok lüks otel bulunuyor. Dilerseniz termal otelleri tercih edebilir, çamur banyoları, masaj seansları ile yenileneceğiniz bir tatilin keyfini çıkartabilirsiniz.